2B arazilerinin satışı ile ilgili başvuru süresinin sonuna geliniyor. 450 bin kişiye ait yerler için 290 bin kişi başvuru yapmadı. Sadece 160 bin kişi yaptı. Bu yapılan başvuru sadece müracaat ücretini içeriyor, arazinin alınması için ödenecek asıl para daha sonra istenecek.
Halkın yüzde 70’i daha başvuru ücretini ödeyemedi. Geri kalanlardan büyük bir kesim de arazinin alım parasını ödeyemeyecek.
Dolayısı ile üç kuşaktır buralarda oturan fakir fukara yerinden yurdundan olurken sonradan yetme birileri bu arazileri kapatmış olacak.
Geçmişte köyden şehre gelen bu insanlar şehrin en ücra yerlerinde derme çatma evler yaparak hayata tutunmaya çalıştılar.
Gel zaman git zaman şehirler genişleyince bu para etmez yerler altın kıymetinde oldu.
Şimdi birilerinin iştahını kabartan bu yerler 2B adı altında fakirin elinden çıkıp rantiyeci iktidar semirtmesi insanların eline geçecek.
Halkın bu duruna üzülmemek mümkün değil, ama iktidar bu uygulamayı bir anda ortaya çıkarmadı.
Bu 2B uygulaması göstere göstere geldi.
Halk da bu gelişe destek oldu.
Şimdi oturup ağlıyor.
Açıkçası ne diyeceğimizi bilemiyorum. İnsan bu kadar kendi kendine ihanet eder mi? Elinden evini yurdunu alacak bir anlayışa nasıl destek verir anlamak mümkün değil.
Adeta akıl tutulması yaşıyoruz.
***
Galibiyete hasret kaldık
Eskiden hiç olmazsa sporda sevinirdik, milli maçlarda yüzümüz gülerdi.
Hatırlarsanız dünya kupasında üçüncü bile olmuştuk.
Ama o zamanlar en azından spora siyaset karışmamıştı.
Hamili kart sahibi yakınımdır, gereğini yapın uygulaması henüz spora girmemişti.
Top yuvarlaktı, onu iyi koşturan isimlerin peşinden millet olarak biz de koşuyorduk.
Her yerde olduğu gibi siyaset buralara da bulaştı.
Yok şike idi, yok Pensilvanya’daki hocanın adamı idi, yok bu bizim adamdı derken bir futbol vardı onu da iç ettik gitti.
Milli takım artık bırak üçüncü olmayı Dünya Kupalarına Avrupa Kupalarına katılma dahi katlamıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde geçmişte ne kadar isim varsa hepsini ya bakan ya da vekil yaptık. Eh spor kulübünün başındaki beyefendiyi de milli takımın başına getirdik.
Sayın Avcı her maçta yeni şeyler deniyormuş. Ülkeyi de milli takımı da deneme tahtasına çevirdik.
Milli Eğitimi her yıl değiştirip deniyoruz.
Sağlıkta sürekli deneme yanılma yapıyoruz.
Liste çok uzun, bu arada Rusya’nın sabrını deniyoruz. İnşallah İran ve Suriye’nin gücünü denemeye kalkmayız.
Sevgili okurlar, benden olan hep iyidir zihniyetinin sporu ne hale getirdiğini hep beraber görüyoruz. Oysa Peygamber Efendimiz “emaneti ehline verin” diyor.
Birileri bunu değiştirip, “sınavda kopya çekin veya emaneti yandaşa verin” olarak algıladığı sürece bu ülkede bir arpa boyu yol alamayız.