Başbakan Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl adı ile yayında olan bir diziye verdi, veriştirdi. Yaklaşık iki yıldır, yayında olan bu dizininin yaptığı tahribat, manevi yıkım, tarihi şahsiyetleri kirletme senaryoları aylardır izlenmesine rağmen, neden şimdi gündeme getirildi?
Seksen dokuz yıllık cumhuriyet tarihinde yaşanan çok önemli gelişmelerden birisi de, milletin ahlak ve maneviyatının dizi ve filmlerle bombardıman altına alınmasıdır. Ahlak ve maneviyat iddiası ile iktidara gelen bir hükümetin döneminde, En Ahlaksız ve “dindar dinsizlik” ile hüküm süren koca bir on yıl geçirdik.
Dizilerde öyle bir ahlaksızlık patlaması yaşandı ki, insan yazmaya ve söylemeye utanıyor. Bir erkeğin yengesi ile iki erkek kardeşin bir kızla, iki kız kardeşin bir erkekle birlikte olduğu senaryoları gençlik AKP döneminde dizi diye izlemiştir. Bu diziler Sayın Bülent Arınç’ın sorumlu olduğu RTÜK’ün ne genel ahlak ölçüsüne takıldı ne özel ahlak ölçüsüne…
Bunların hangi kanallarda oynandığını herkes çok iyi biliyor. Hele Sayın Başbakanın yakınlarının idareci olduğu ‘Bizim Çalık’ın kanalı bu konuda maalesef en önde gidiyor. Bir Malatyalı olarak, çıplaklığı ile ünlü bu basın-yayın kuruluşunun sahiplerine hemşerimiz demeye utanıyorum…
Yani Başbakan bu konuda da tiyatro oynuyor. Damadına emir verse kanal müstehcen görüntülerden arınır. AKP’den önce müstehcen ve ahlaksızlıktan kanallar sık sık ceza alırlardı, AKP gelince bu cezalarda artık hayal oldu.
Dindar nesil yetiştirecekler ya… Nasıl bir dindarlık anlayışıysa bu? Hem dindar hem ahlaksız bir nesil amaçlanmış olmalı…
Dindarlık sosu ile yenilmedik nane kalmadı… Dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı, üç büyük din iddiası, ahlaksız diziler furyası, peygambersiz İslam dayatması, Şii-Sünni çekişmesi, toprakların satılması, kaynakların devri, terörün muhatap alınması, askerin sanık teröristin tanık olması…
Artık dindar kelimesinin bile, dindar olmaya ihtiyacı var. Çünkü çok kirlendi, kirli ağızlarda… İkiyüzlü politikalar sonucunda dini tanımlardan bile nefret eder hale geldik.” Dindar nesil” denince artık kimsenin aklına “elinden ve dilinden emin olunan insan” profili gelmiyor. Acaba altında hangi çapanoğlu çıkacak diye bekleniyor. “Muhteşem” şov, dindarlık ve ahlak gösterisinin akabinde bu ülke neler görecek? diye tir tir titriyoruz.
Suriye politikamız, dindar söylemlerle İsrail badigartlığına ve Haçlı taraftarlığına dönüşmüş durumda. “Üç saat içersinde Şam’a gideriz, şöyle pehlivanız, böyle güçlüyüz” söylemlerinin ardından birden bire, Suriye’den korkmaya, NATO’ya sığınmaya başladık. İnsanın inanası gelmiyor, bir dizi filmine benziyor tüm yaşananlar…
Bu dizi filminin adı da galiba “Muhteşem AKP” olsa gerek…
Bu öyle bir film ki, sadece oynayanlar yerli. Projesi ve senaryosu yüzde yüz yabancı, batı ve İsrail kaynaklı. Dizi filmin başrolünde Sayın Erdoğan oynamakta, Filmin senaryosu Türkiye merkezli olmakla beraber tüm İslam dünyasında gösterime girmiştir.
Dizinin Suriye senaryosunda “Esat bahane, Büyük İsrail şahane” rolü oynanmakta… Suriye bahane edilerek; NATO Türkiye’ye davet edilecek, Patriotlar Diyarbakır ve Malatya’ya yerleştirilecek.
İran’dan, İsrail’in bu ülkeye saldırması sonunda ateşlenmesi tahmin edilen on bir bin füze, İsrail’e düşmeden Türkiye’de konuşlanan patriotlar tarafından havada vurulacak…
Filmde sürekli din, iman ve ahlak figürleri işlenerek NATO’nun Haçlı ordusu olduğu kamufle edilecek. Radar üssü ile İsrail’e kalkan olduğumuz halkın gözünden kaçırılacak sürekli “Van minıt” tiyatrosu ara gösterime girecek…
“Muhteşem AKP” dizi filminin sonucunda oluşan yeni Ortadoğu haritasına göre Suriye, İran, Irak ve Mısır üçe, Libya ve Türkiye ise ikiye bölünecek, hedeflenen yirmi iki İslam ülkesinin haritaları bu şekilde değişerek, enerji güzergâhları garanti altına alınacaktır.
Dizide İslam “bir Allah kuruşuna kadar” kullanılıp, gündem sürekli olarak boş tartışmalarla değiştirilmektedir. Dizi filminin yardımcı oyuncuları Apo ve Barzani başta olmak üzere, Hoca efendiden oluşmaktadır.
Kısaca “Muhteşem AKP” dizisi Amerika’da yazıldı, Türkiye’de oynandı ve Ortadoğu’da uygulandı.