Fethullah Gülen'e yakın grupların düzenlediği Abant Platformu'nu bizim gibi merakla bekleyenler vardır. Acaba yine bu toplantılarda ne yumurtlanacak diyedir merakımız.

Akıl ile vahiy çelişirse aklın tercih edilmesi gerektiğini, ateist bilimadamlarının da görüşüne başvurarak karara bağlayan "çok seviyeli bir platformdur (!)" bu toplantılar.

Fethullah Gülen'e yakın grupların düzenlediği Abant Platformu'nu bizim gibi merakla bekleyenler vardır. Acaba yine bu toplantılarda ne yumurtlanacak diyedir merakımız.

Akıl ile vahiy çelişirse aklın tercih edilmesi gerektiğini, ateist bilimadamlarının da görüşüne başvurarak karara bağlayan "çok seviyeli bir platformdur (!)" bu toplantılar.

Ama daha başından itibaren bu organizasyonların arkasında bir elin olduğu aşikardır.

Ya da bir çok elin olduğu aşikardır.

Nitekim bu yıl sekizincisi düzenlenecek olan Abant Platformu'nun yapılacağı yere bakınca bu "ellerden" birinin açıkça el salladığını görüyoruz bize.

Bu yıl Abant Platform'u Brüksel'de yapıldı. Yanlış duymadınız; Bürksel'de.

Üstelik toplantı mekanı Avrupa Parlamentosunun bulunduğu bina!

Yine yanlış duymadınız; Abant Toplantısı bu yıl Avrupa Parlamentosu binasında yapıldı.

Üstelik toplantıyı düzenleyenler arasında Avrupa Parlamentosu da var!

Yine yanlış duymadınız: Her yıl Abant'ta yapılan toplantılar, Avrupa Parlamentosu'nun da desteğiyle, Brüksel'e Avrupa Parlamentosu binasına taşındı.

İyi de Avrupa Birliği ülkelerinin ortak parlamentosu ve Avrupa milletlerinin iradelerinin tecelli ettiği bu Parlamento, bugüne kadar "aciz kulun" Abant'ta düzenlettiği toplantıyı neden Brüksel'e alır?

Türkiye bile Avrupa Parlamentosu'na girememişken "Rabbin aciz kulunun" tebaasına nasıl olurda Avrupa Parlamentosu kucağını açar?

Bu ne sevgi, bu ne muhabbet!

Bitmedi!

Bu yıl Brüksel'e taşınan Abant Platformu'nu düzenleyenler arasında Katolik Leuven Üniversitesi de var!

Vatikan kontrolündeki bu üniversite de ne hikmetse Abant Platformu'na kol kanat geriyor.

Yukarıdaki bilgiler bana ait değil. Bizzat Zaman gazetesinin yayınladığı bir haberin içinde yer alan bilgiler.

Abant'ın bir diğer refiki Zaman, Abant'tan Brüksel'e terfi etmeyi Avrupa Parlamentosu'nun ve Katolik Üniversite'nin gölgesinde toplantı düzenlemeyi büyük bir zevkle duyuruyor okurlarına.

Brüksel'deki bu "diyalog" zirvesinin Avrupa koordinatörlüğünü Avrupa koordinatörlüğünü Katolik Prof. Dr. Rik Torfs yaptığı bu toplantıda övünülecek ne var?

Bu toplantı bile, diyalog sürecinin bu süreçte yapılan organizasyonların hangi ellerin kontrolünde olduğunu ortaya koymuyor mu?

Tam da bu esnada 40 yıl Fethullah Gülen'le birlikte olan ve daha sonra cemaatten kopan Nurettin Veren, geçtiğimiz günlerde, cemaatin ileri gelenlerinden Alaattin Kaya ile bir araya geliyor ve onu uyarıyor:

"Kiliselerin ve Papazların gizli maksatlarına alet olmayın. Uluslararası hesaplarda pazarlık konusu olmayın."

Veren, belli ki cemaat üzerinde yıllardan beri kiliselerin ve papazların kontrolünden, ve uluslararası güçlerin etkinliğinden hayli rahatsız.

Verenin şu tespiti de ilginç:

"Gülen, uluslararası dengelerle oynamaya başladı. Amerika'ya sırtını dayadı. Vatikan gibi olmak istedi. Vatikan da bu desteği verdi zaten. Arkasından da Yahudi, Ermeni desteğini aldı"

Biz söylemiyoruz bunları Gülen'in 40 yıllık dostu söylüyor.

"Amerika, papazlar, Kiliseler, Vatikan, Yahudiler, Ermeniler, uluslararası güçler" ve Brüksel!

Brüksel'deki Abant toplantısında nelerin konuşulduğu çok da önemli değil.

Önemli olan yıllardan beri yaptığımız uyarıları dinlemeyenlerin, nasıl bir istikamet zaafı içine düştükleri ve geldikleri noktada küresel senaristlerin nasıl oyuncağı olduklarının ortaya çıkmasıdır.

Dileriz, cemaat içinde "Yahu şu Abant toplantısını Avrupa Parlamentosu ve Katolik bir üniversite neden Brüksel'e aldırdı?" diye soranların sayısı çoğalır.