Türkiye neredeyse 1 yıldır ABD ile çok zorlu bir pazarlık sürecinden geçiyor.
"Tezkere" kavramı üzerinden yapılan pazarlıklarda yaşananlar tam bir film...
Bu filmde o ünlü "Yeşilçam" ifadesiyle yok yok. İhanetler, tehditler, kandırmacalar, blöfler, acı gerçekler hatta işgaller, herşey ama herşey var...
Tezkere pazarlıklarında ABD "talep eden", Türkiye "talep edilen" konumunda.
ABD "her istediğimi vermek zorundasınız" diyor, Türkiye "lütfen bize de nefes alabileceğimiz bir alanı bırakın" diyor, diyemiyor!
ABD "işgal"in gölgesini dikiyor, Türkiye "korkuyor."
ABD "çuval geçiriyor", Türkiye "geriliyor."
ABD "bastırıyor", Türkiye "direnmeye çalışıyor." İşin özeti bu...
Tek gündem tezkere
27 Aralık 2002 MGK'sının basına açıklanmayan bölümünde yer alan bir notla başlayan pazarlıklar, Türkiye'nin tek gündem başlığını oluşturuyor.
PKK, Kürt devleti, Irak'ın bütünlüğü, Türkmenler, K.Irak, Irak'a asker gönderme, AKP, Beyaz Saray ve Şahinler...
Her gün peynir ekmek gibi bu isimler etrafında dolaşan bir gündemi tüketiyoruz.
Bütün bu gündemin açıldığı kapı ise Türkiye. Türkiye, dolayısıyla tükettiğimiz şey aslında...
Tezkere'ninde, pazarlıklarında anlamı bu. Türkiye'yi tüketiyoruz, tezkere pazarlıklarıyla Türkiye'yi pazarlıyoruz. Hem de ölümle kalım arasında bir ince çizgide...
Tezkere öyle bir süreç ki, Türkiye'nin nesi var nesi yok, "bugün" ve "gelecek"in kabına konularak masaya sürülüyor.
Tıpkı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi Lozan Anlaşması'nın imzalandığı günlerde yapılan "pazarlıklarda" olduğu gibi.
Bir farkla ki; Lozan'da Sevr başlangıç noktası idi, Tezkere pazarlıklarında ise finali oluşturuyor.
"Kaldığımız yerden devam ediyoruz..." böyle de diyebiliriz.
Gün bu gün
Pazarlıkta her yol mübah, her yol meşru. "Harp hiledir" düsturu! gereği kart üstüne kart açılıyor. Psikolojik, fiziki, ekonomik, sosyal ve de maddi...
Bu güne kadar ne biriktirildi ise, kime ne verildi, ne yedirilip ne içirildi ise, o isteniyor.
Gün bugündür diye...
Tezkere pazarlıklarının önemli bir ayağında basın ve taşeron kuruluşlar var. Savaş onların üzerinden de yürütülüyor.
TÜSİAD'ın "Irak'a asker göndermeyelim" açıklamasını bu çerçevede değerlendirmek lazım.
ABD, Türkiye'nin kafasını karıştırarak doğrularını yanlışa çevirmek için bu tür taktikler içine giriyor, hep te girdi zaten.
İkinci tezkere'nin reddinin ardından hükumet yalvar yakar olmuştu;
"Biz ettik siz etmeyin, tezkereyi geçirmeye hazırız, ufak bir para da (8,5 milyar $) bu işe yeter" demişti.
ABD teslim bayraklı bu talebi kabul etmedi.
Kafa karıştırmak için, biz değil siz bize mahkumsunuz oyunu için, ilerde daha büyük, asıl önemli talepleri sıralayabilmek için.
TÜSİAD'ın açıklamasının anlamı da bu.
Ankara azıcık PKK konusunda direndi diye bunlar yaşanıyor. Pazarlıkların basın üzerinden yapılan taktik şavaşı...
ABD kendisine kayıtsız şartsız bağlılık istiyor. Bir "iman" gibi karşısına çıkıyor saliklerinin, Washginton...
Devir "İman" devri...
"Tezkere" kavramı üzerinden yapılan pazarlıklarda yaşananlar tam bir film...
Bu filmde o ünlü "Yeşilçam" ifadesiyle yok yok. İhanetler, tehditler, kandırmacalar, blöfler, acı gerçekler hatta işgaller, herşey ama herşey var...
Tezkere pazarlıklarında ABD "talep eden", Türkiye "talep edilen" konumunda.
ABD "her istediğimi vermek zorundasınız" diyor, Türkiye "lütfen bize de nefes alabileceğimiz bir alanı bırakın" diyor, diyemiyor!
ABD "işgal"in gölgesini dikiyor, Türkiye "korkuyor."
ABD "çuval geçiriyor", Türkiye "geriliyor."
ABD "bastırıyor", Türkiye "direnmeye çalışıyor." İşin özeti bu...
Tek gündem tezkere
27 Aralık 2002 MGK'sının basına açıklanmayan bölümünde yer alan bir notla başlayan pazarlıklar, Türkiye'nin tek gündem başlığını oluşturuyor.
PKK, Kürt devleti, Irak'ın bütünlüğü, Türkmenler, K.Irak, Irak'a asker gönderme, AKP, Beyaz Saray ve Şahinler...
Her gün peynir ekmek gibi bu isimler etrafında dolaşan bir gündemi tüketiyoruz.
Bütün bu gündemin açıldığı kapı ise Türkiye. Türkiye, dolayısıyla tükettiğimiz şey aslında...
Tezkere'ninde, pazarlıklarında anlamı bu. Türkiye'yi tüketiyoruz, tezkere pazarlıklarıyla Türkiye'yi pazarlıyoruz. Hem de ölümle kalım arasında bir ince çizgide...
Tezkere öyle bir süreç ki, Türkiye'nin nesi var nesi yok, "bugün" ve "gelecek"in kabına konularak masaya sürülüyor.
Tıpkı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi Lozan Anlaşması'nın imzalandığı günlerde yapılan "pazarlıklarda" olduğu gibi.
Bir farkla ki; Lozan'da Sevr başlangıç noktası idi, Tezkere pazarlıklarında ise finali oluşturuyor.
"Kaldığımız yerden devam ediyoruz..." böyle de diyebiliriz.
Gün bu gün
Pazarlıkta her yol mübah, her yol meşru. "Harp hiledir" düsturu! gereği kart üstüne kart açılıyor. Psikolojik, fiziki, ekonomik, sosyal ve de maddi...
Bu güne kadar ne biriktirildi ise, kime ne verildi, ne yedirilip ne içirildi ise, o isteniyor.
Gün bugündür diye...
Tezkere pazarlıklarının önemli bir ayağında basın ve taşeron kuruluşlar var. Savaş onların üzerinden de yürütülüyor.
TÜSİAD'ın "Irak'a asker göndermeyelim" açıklamasını bu çerçevede değerlendirmek lazım.
ABD, Türkiye'nin kafasını karıştırarak doğrularını yanlışa çevirmek için bu tür taktikler içine giriyor, hep te girdi zaten.
İkinci tezkere'nin reddinin ardından hükumet yalvar yakar olmuştu;
"Biz ettik siz etmeyin, tezkereyi geçirmeye hazırız, ufak bir para da (8,5 milyar $) bu işe yeter" demişti.
ABD teslim bayraklı bu talebi kabul etmedi.
Kafa karıştırmak için, biz değil siz bize mahkumsunuz oyunu için, ilerde daha büyük, asıl önemli talepleri sıralayabilmek için.
TÜSİAD'ın açıklamasının anlamı da bu.
Ankara azıcık PKK konusunda direndi diye bunlar yaşanıyor. Pazarlıkların basın üzerinden yapılan taktik şavaşı...
ABD kendisine kayıtsız şartsız bağlılık istiyor. Bir "iman" gibi karşısına çıkıyor saliklerinin, Washginton...
Devir "İman" devri...
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021