Yahu biz dilsiz miyiz? Özürlü müyüz? Güçsüz miyiz? Yoksa Vatansız mıyız? Bizim idarecilerimiz niye şahlanmıyor da konuları ve konuşmaları devamlı alttan alıyor!
Bizim AB'ye değil, onların Türkiye'ye ihtiyaçları var. Avrupa şu anda ekonomik olarak çok büyük güç sahibidir. Amma askeri ve gerçek güç bakımından ve hele bütünlük ve entegrasyon bakımından çok büyük milli, askeri ve kimlik sorunları var. Askeri bakımından AB bir cüce niteliğinde sayılır. Silahları ve teknolojileri var, savaşacak ve askerliğinin bağlılık ve bütünlük kurallarını yerine getirecek kendisini vatanı için feda edecek asker ruhları yok.
Avrupalı cografi terimdir. Avrupalı bir Devlet henüz yoktur ve kolay da olmayacaktır. Şu anda AB'de bulunan Almanlar Alman- İngilizler İngiliz ve Fransızlar da Fransız kaldıkça bu birlik ve beraberlik kolay kolay yerine getirilemez. Bu birliktelik ve bütünlük yerine getirilinceye kadar ise AB topluluğunun sona ermesi de herhalde mukadder olacaktır.
AB - Türkiye ilişkilerinin son tarihi gelişmeleri
Verheugen'in söyledikleri: "Türkiye'de yapılan reformlar AB'nin beklentileri ile örtüşmektedir. Veya bu reformlar bir nevi onların isteklerine uygun yapılmaktadır. Şu ana kadar gerçekleştirilen reformlar oldukça kaliteli olarak değerlendirilmektedir. Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları alanında yaptığı atılımlar, ülkenin sınırlarını aşan reformlar niteliğini taşımaktadır. Aynı reformlar ayrıca, hem Türkiye'nin gelişmesine yardımcı olacak, hem de uluslararası bir nitelik taşımaktadır. Aynı reformlar gerek Hıristiyan, gerekse İslam alemi için de gerekli olmaktadır."
(18.06.04)
AB Konseyi ve yeni tarihi kararı
Türkiye ile ilgili AB Konseyi kararının bugün çıkması beklenmekte idi. Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi Türkiye'nin denetim sürecinden çıkarılması konusu bugün 22.06.2004 tarihinde tartışıldı. Nihayet görüşme bitti.
Karar: AB ülkeleri parlamenterleri demokrasi reformları ve övdükleri Türkiye insan hakları denetiminden çıkarıldı! (23.6.04 dün karar alındı).
Türkiye 1996'dan bu yana, demokrasi ve insan hakları konuları sebebiyle gözlem altından tutulmaktaydı ve "bir nevi vizesi verilmiş oldu!" Çünkü Ankara'nın politik açıdan normalleştiği ve Kopenhag kriterlerinin büyük bir bölümünün yerine getirdiği anlaşılmıştır. Bu karar bunların bir nevi tescili olmuştur!
Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez Türkiye hakkında müspet düşünceleri ortaya koymuş oldu.
Oylamada 153 parlamenterden 141'i lehimize oy verdi. Oylama öncesi konuşmalarda "Türkiye'ye övgü yağdırıldı. Konuşmalarda reformların bu kadar hızlı kabul edileceğine doğrusu hayret ettik!" dediler. Yunan delegesi bile: "Türkiye Avrupa'da yer almalı" dedi
Şimdi Türkiye izleme sonrası sürecine girmiş oldu.
Kısacası sıkı denetim sürecinden çıkmış oldu. Yani "post monitoring" Denetim sonrası izlemeye alındı. Ancak bu yapılırken denetim süreci yöntemleri izlenmeyecek! Çünkü demokrasi rüştünü adeta ispat etmiş olarak kabul edilmiş durumuna etirilmiştir.
( 23.6.04. Milliyet)
Leyla Zana ve
Loizidou tamam
Hazırlanan raporda Türkiye'nin artık politik yönden gözlem altında tutulmasına gerek kalmadığı izlenimi mevcuttur. Son iki yılda geçmişteki on yıldan fazla reform yapıldığı zikredilmektedir. Türkiye artık demokratik sürece girmiş bulunmaktadır. Raporda idam cezasının uygulanması - Leyla Zana ve DEP'lilerin durumu - Loizidou davası ve anadilde yayınların hepsinin yerine getirildiği söylenmektedir.
Artık AB'ye karşı elimiz güçlendi. Türkiye denetim süreci bitecek ve denetim sonrası sürecine girecektir. Şu anda Türkiye'nin yanında: denetim sürecinde olan devletler Rusya, Ukrayna, Moldova, Moldova, Bosna Hersek, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Sırbistan Karadağ ve Arnavutluk var.
(Mil. 22.06.04)
Başbakan'dan AB'ye: "Artık tarih verin"
Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmasında "Türkiye son zamanlarda hızlı bir çalışma ile AB'nin hemen hemen tüm isteklerini yerine getirdi. Şu anda artık müzakere tarihini verilmesini beklemekteyiz. Şu anda AB'nin içinde bulunan bazı devletlerde bile bu kadar ön hazırlıklar tamamlanmamıştır. Bazı hususlar sonradan tamamlamaktadır. Her şeye rağmen yine de tarih verilmezse o zaman da biz bunun altında başka şey aramaya başlarız. Bu da mensup olduğumuz medeniyettir. AB de o zaman bir Hristiyan kulubüne dönüşür" dedi.
(22.06.04)
Cumhurbaşkanı
Ficsher'in sözleri
Avusturya C. Başkanı Fischer: "Türkiye hazır olsa bile bu kadar nüfusu olan Türkiye'yi Avrupa kabule hazır değildir! Çünkü 70 milyonluk Türkiye'yi sindiremeyiz!
Avusturya Müslüman bir ülkeyi AB ligine kabul etme hususunda hazır değil demektir! Demek ki hala onlarda bu ayırımcılık kodları mevcuttur.
Irkçılıkta öncelik Almanya'ya verilmektedir. Ama aslında ona yön veren demek ki Avusturya olmaktadır.
Alp dağlarındaki bazı kayak merkezlerine yahudileri üye yapmıyorlardı. Önce Snob'lar öyleydi şimdi ırkçılık orta tabakalara da yayılmış oldu.
Engellerin büyüğü şimdilik Avusturya'dan gelmektedir. Ama sonra büyük bir ihtimalle, bunların yanında başkaları da belirecektir. Mesela Kıbrıs Rum Kesimi veya başka AB ülkeleri de kolaylıkla bu akıma katılabilirler!
(22. 06.04)
Bizim AB'ye değil, onların Türkiye'ye ihtiyaçları var. Avrupa şu anda ekonomik olarak çok büyük güç sahibidir. Amma askeri ve gerçek güç bakımından ve hele bütünlük ve entegrasyon bakımından çok büyük milli, askeri ve kimlik sorunları var. Askeri bakımından AB bir cüce niteliğinde sayılır. Silahları ve teknolojileri var, savaşacak ve askerliğinin bağlılık ve bütünlük kurallarını yerine getirecek kendisini vatanı için feda edecek asker ruhları yok.
Avrupalı cografi terimdir. Avrupalı bir Devlet henüz yoktur ve kolay da olmayacaktır. Şu anda AB'de bulunan Almanlar Alman- İngilizler İngiliz ve Fransızlar da Fransız kaldıkça bu birlik ve beraberlik kolay kolay yerine getirilemez. Bu birliktelik ve bütünlük yerine getirilinceye kadar ise AB topluluğunun sona ermesi de herhalde mukadder olacaktır.
AB - Türkiye ilişkilerinin son tarihi gelişmeleri
Verheugen'in söyledikleri: "Türkiye'de yapılan reformlar AB'nin beklentileri ile örtüşmektedir. Veya bu reformlar bir nevi onların isteklerine uygun yapılmaktadır. Şu ana kadar gerçekleştirilen reformlar oldukça kaliteli olarak değerlendirilmektedir. Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları alanında yaptığı atılımlar, ülkenin sınırlarını aşan reformlar niteliğini taşımaktadır. Aynı reformlar ayrıca, hem Türkiye'nin gelişmesine yardımcı olacak, hem de uluslararası bir nitelik taşımaktadır. Aynı reformlar gerek Hıristiyan, gerekse İslam alemi için de gerekli olmaktadır."
(18.06.04)
AB Konseyi ve yeni tarihi kararı
Türkiye ile ilgili AB Konseyi kararının bugün çıkması beklenmekte idi. Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi Türkiye'nin denetim sürecinden çıkarılması konusu bugün 22.06.2004 tarihinde tartışıldı. Nihayet görüşme bitti.
Karar: AB ülkeleri parlamenterleri demokrasi reformları ve övdükleri Türkiye insan hakları denetiminden çıkarıldı! (23.6.04 dün karar alındı).
Türkiye 1996'dan bu yana, demokrasi ve insan hakları konuları sebebiyle gözlem altından tutulmaktaydı ve "bir nevi vizesi verilmiş oldu!" Çünkü Ankara'nın politik açıdan normalleştiği ve Kopenhag kriterlerinin büyük bir bölümünün yerine getirdiği anlaşılmıştır. Bu karar bunların bir nevi tescili olmuştur!
Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez Türkiye hakkında müspet düşünceleri ortaya koymuş oldu.
Oylamada 153 parlamenterden 141'i lehimize oy verdi. Oylama öncesi konuşmalarda "Türkiye'ye övgü yağdırıldı. Konuşmalarda reformların bu kadar hızlı kabul edileceğine doğrusu hayret ettik!" dediler. Yunan delegesi bile: "Türkiye Avrupa'da yer almalı" dedi
Şimdi Türkiye izleme sonrası sürecine girmiş oldu.
Kısacası sıkı denetim sürecinden çıkmış oldu. Yani "post monitoring" Denetim sonrası izlemeye alındı. Ancak bu yapılırken denetim süreci yöntemleri izlenmeyecek! Çünkü demokrasi rüştünü adeta ispat etmiş olarak kabul edilmiş durumuna etirilmiştir.
( 23.6.04. Milliyet)
Leyla Zana ve
Loizidou tamam
Hazırlanan raporda Türkiye'nin artık politik yönden gözlem altında tutulmasına gerek kalmadığı izlenimi mevcuttur. Son iki yılda geçmişteki on yıldan fazla reform yapıldığı zikredilmektedir. Türkiye artık demokratik sürece girmiş bulunmaktadır. Raporda idam cezasının uygulanması - Leyla Zana ve DEP'lilerin durumu - Loizidou davası ve anadilde yayınların hepsinin yerine getirildiği söylenmektedir.
Artık AB'ye karşı elimiz güçlendi. Türkiye denetim süreci bitecek ve denetim sonrası sürecine girecektir. Şu anda Türkiye'nin yanında: denetim sürecinde olan devletler Rusya, Ukrayna, Moldova, Moldova, Bosna Hersek, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Sırbistan Karadağ ve Arnavutluk var.
(Mil. 22.06.04)
Başbakan'dan AB'ye: "Artık tarih verin"
Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmasında "Türkiye son zamanlarda hızlı bir çalışma ile AB'nin hemen hemen tüm isteklerini yerine getirdi. Şu anda artık müzakere tarihini verilmesini beklemekteyiz. Şu anda AB'nin içinde bulunan bazı devletlerde bile bu kadar ön hazırlıklar tamamlanmamıştır. Bazı hususlar sonradan tamamlamaktadır. Her şeye rağmen yine de tarih verilmezse o zaman da biz bunun altında başka şey aramaya başlarız. Bu da mensup olduğumuz medeniyettir. AB de o zaman bir Hristiyan kulubüne dönüşür" dedi.
(22.06.04)
Cumhurbaşkanı
Ficsher'in sözleri
Avusturya C. Başkanı Fischer: "Türkiye hazır olsa bile bu kadar nüfusu olan Türkiye'yi Avrupa kabule hazır değildir! Çünkü 70 milyonluk Türkiye'yi sindiremeyiz!
Avusturya Müslüman bir ülkeyi AB ligine kabul etme hususunda hazır değil demektir! Demek ki hala onlarda bu ayırımcılık kodları mevcuttur.
Irkçılıkta öncelik Almanya'ya verilmektedir. Ama aslında ona yön veren demek ki Avusturya olmaktadır.
Alp dağlarındaki bazı kayak merkezlerine yahudileri üye yapmıyorlardı. Önce Snob'lar öyleydi şimdi ırkçılık orta tabakalara da yayılmış oldu.
Engellerin büyüğü şimdilik Avusturya'dan gelmektedir. Ama sonra büyük bir ihtimalle, bunların yanında başkaları da belirecektir. Mesela Kıbrıs Rum Kesimi veya başka AB ülkeleri de kolaylıkla bu akıma katılabilirler!
(22. 06.04)
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006