Son zamanlarda ülkemizde bir "açılım" furyasıdır almış başını gidiyor. Yerleşik ve oturmuş bir manası olmadığı için herkes içini istediği gibi dolduruyor. Hal böyle olunca kimin ne yapıp ne yapmadığı da belli olmuyor. Gürültüye bakalırsa ortada çok ciddi bir kavga var. İddialar, ithamlar, yakıştırmalar, suçlamalar nerede ise kıyamet kopacak. Bir an endişeleniyor ve ne oluyoruz diye merak edince, bu kavgaya pek yabancı olmadığımızı görüyoruz. Tanzimatla başlayan bir sürecin, bilhassa çok partili dönemde bu tip açılımlarla hergün havanda nasıl su dövdükse, bu açılımın da aynı havanda su dövmekten başka birşey olmadığını ve maalesef "atı alan Üsküdarı geçtiği" gerçeğine bir halka daha eklendiğine şahit oluyuruz. Dolaysıyla ortada yeni bir şey, yani herhangi bir çözüm yok. Tanzimat halkalarına eklenen halkalar var. Bu manada bu halkalar yeni bir oluşum gibi görünse de aslında uluslararası paylaşımın devamından başka bir şey değil. Bölgemizde sıcak gelişmelere baktığımızda bu açılım halkaların birbiriyle nasıl bir zincir oluşturduğunu daha rahat görürüz. Eğer bu sıcak gelişmeleri bir bütün halinde ve doğru olarak görmezsek, nereden gelip nereye gideceğini anlayamazsak, her birimiz bu açılım halkalarını kendi boynumuzda görmekten kurtulamayız. Ülkemiz, bölgemiz ve bütün insanlık bir açılım arıyorsa bu eskinin devamı değil, gerçek bir çözüm olmalı. Bunca acı tecrübeden sonra hala sömürgeci ve emperyalist güçlerin paylaşımlarına açılım adı altında bir halka olmak hiçbir zaman çözüm ve çare değildir. Kaldı ki işin bu noktasında bugün gerçekten yeni bir oluşum da var. Benim takip edebildiğim 6 Uluslararası kongre ile dünya gündemine sunulan bir "Milli Ekonomi Modeli" var. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "insan" merkezli bu tezi "Milli Devlet Sosyal Devlet" anlayışı ile sadece günümüzü değil, geleceği de içine alacak bir sistem olarak alternatifsiz çözüm sunmaktadır. Buna rağmen denenmiş ve hiç bir yararı olmamış emperyal anlayışların paylaşımlarına açılım adına çanak tutmak kimsenin hesap edemeyeceği kadar tehlikelidir.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010