Açılımın neticesi sokaklarda?

AKP hükümetinin "Kürt Açılımı" olarak başlayan, "Demokratik Açılım" olarak devam eden ve pratikte ise "PKK Açılımı" olarak zuhur eden icraatının nelere mal olduğunu görmeye başladık.PKK terör örgütünün kuruluş yıldönümü bahanesiyle, ülkemizin her yanında sokaklarımız savaş alanına döndü.Bir tarafta hemen hemen her şeyi silaha dönüştürmekten geri durmayan merkezi kontrollü terör yandaşları -gerçi yandaş kelimesini kullanmaya da artık gerek yok- diğer tarafta ise devleti temsil eden ama su sıkma, gaz bombası atma dışında yetkisi bulunmayan güvenlik güçleri?Hani açılım süreciyle terör bitecekti? Kimi kandırıyoruz.Açılım süreci kim ne derse desin terörün ve teröristlerin maalesef bir zaferi oldu. Şehirlerimizde yaşanan olaylar bunun en açık bir ispatıdır.AKP'nin açılım politikaları terörü dağdan şehre indirmiştir. Şehirlerde artık terör örgütünün karşısında savaşma yeteneği olan bir Türk Silahlı Kuvvetleri yok, silah kullanma yetkisi olmayan emniyet güçleri ve sivil vatandaşlarımız var.Terör örgütü bu açılım süreciyle bölge halkını tehdit eden bir örgüt görünümünden kurtulup, onların sözde haklarını savunan, ama gerçekte bölünmenin adımlarını atan bir konuma geldi.Terör örgütü, bu şekilde asıl amacına daha kolay ulaşabileceği, bölücü propagandasını daha rahat yapabileceği geniş bir sahaya yerleşmiş oldu.Bu sürece kapı aralayan ve hala yaptıkları tarihi hatayı doğruymuş gibi savunan siyasilerimizin "milli birlik"ten dem vurmaları ise oldukça tuhaftır ve bu ifadelerinde samimi olmadıkları aşikardır.Milletimiz az çok bunu fark etmiş olacaklar ki, yapılan kamuoyu araştırmalarında halkın yüzde 80'î bu açılım sürecinin toplumu ayrıştırdığını belirtmektedir.Gerçi milletimiz parti taassubundan kurtulup, "partimin yaptığı doğrunun yanındayım, ama yanlışının asla" prensibine sahip olabilse bu oran yüzde 100 olacaktır.Milletimizin bir bölümü seçtiği siyasilerin yanlışına bile sahip çıkmaktadır ve bence Türk milletinin en zayıf noktası da burasıdır.AKP'nin açılım süreciyle APO güçlenmiştir, bölücüler cesaret bulmuştur, terör örgütünün dış destekçileri memnun olmuştur, sokaklar karışmıştır, toplumsal ayrışma hızlanmıştır?AKP'li yetkililer, bu süreç kendilerine ciddi manada zarar vermesine rağmen devam etmektedir ve "Bedeli ne olursa olsun devam edeceğiz" demektedirler.Bunun anlamı şudur: "AKP millete rağmen, oy kaybına rağmen bu süreci işlettiğine göre, birilerine iktidara getiriliş bedelini ödemektedir"Öyle ya, gerçekten milletin iradesiyle iş başına gelenler sadece millete bedel öder, başkalarının rüzgarıyla koltuğa oturanlardan ise bir gün mutlaka bir bedel istenir. Bu bedelin faturası ise elbette ki dönüp dolaşıp yine millete kesilecektir. Türkiye'de milletimiz bu gerçeği ne zaman fark ederse, süreç o zaman değişecektir.Artık bir an önce ayıkıp, sadece milletinin rüzgarıyla işbaşına gelen ve sadece milletine ait olan siyasilere emaneti teslim edelim.Basiret sahibi olalım ve sözü farklı özü farklı olanları da bir kenara koyalım, sözü de özü de bir ve bu aziz millet için olanların peşinde yürüyelim.İşte o zaman bu tür "açılım" saçmalıklarından kurtuluruz, gerçekten millete açılım yapıldığını görürüz.