Hakkari’de şehit düşen askerlerimizin cenazesine katılan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in gözyaşları yansıdı gazete sütunlarına. Paşa ağlıyordu. İçli içli ağlıyordu. Kolay değil, kendisine bağlı ordunun 8 askeri şehit olmuştu. O, ağlıyordu. Sadece ağlıyordu! Ağlamaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Kandil Dağı’nda konuşlanan PKK’nın burada barınmasını engelleyecek gücü olmayan bir ülkenin Genelkurmay Başkanı olarak ağlamaktan başka yapacak bir şeyi kalmadı demek ki. Oysa geçtiğimiz Aralık ayında ne güzel başarı fotoğrafları verilmişti basına. Hakkari’de, Van’da PKK’nın barındığı büyük mağaralara baskın yapılmış, bol miktarda çanak çömlek ele geçirilmişti! Bingöl’de Ortaçanak mevkiinde büyük bir yeraltı sığınağı ortaya çıkarılmıştı. Sığınak 2 oda ve 2 depodan oluşuyordu. Depolarda Kanas tüfeği dürbünü, 7 telsiz anteni, 150 metre kumaş, 10 takım eşofman, 50 çift ayakkabı, 5 ton yiyecek bulunmuştu. Ama tek bir terörist bulunamamıştı! Bu garip durumu şöyle yazmıştık: “Mağaralarda gizlenen teröristler fotoğraf makineleri ve kameralar eşliğinde bir bir teslim oluyor. Üç katlı, beş katlı hatta yedi katlı mağaralarda yaşayan PKK’lılar ne kadar sefil şartlarda yaşadıklarını gösteren fotoğraf kareleri vererek teslim oluyorlar. Gerçi bu yöntemle teslim olan terörist sayısı 10’u geçmiyor ama propagandası neredeyse ‘yüzlerce eşkıya yakalanmış gibi!’ veriliyor.” (30 Aralık 2011, Yeni Mesaj) Aralık ayında inlerine çekilmiş, pasif hale geçmiş, eylem yapmayan PKK’lıların bom boş mağaralarına baskın yapıp, ne hikmetse olmamaları gereken zamanda olmamaları gereken yerde olan birkaç PKK’lının fotoğraf makinelerinin flaşları patlayan flaşları altında teslim olmasını büyük haber olarak manşetlere taşımışlardı. “PKK’lılar cici cici teslim oluyorlardı” havası veriliyordu. Eylem yapamıyorlardı güya! Ama yoktu böyle bir şey aslında. Hepsi AKP palavrasıydı. “PKK teslim oluyor, mağaraları yerle bir ediliyor, barış geliyor” palavralarına ordu da alet edilmişti. PKK her zaman olduğu gibi “iklim müsait olunca” vurmaya başlamıştı. PKK konusunda en başarısız, en derinliksiz, en beceriksiz iktidarın döneminde kan yeniden akmaya başlamıştı. Genelkurmay Başkanı ise ağlıyordu. Ağla paşa ağla. Ağlatmasını bilmezseniz daha çok ağlarsınız.