İslâmda, insanların manevî kıymetleri, sahib oldukları ahlâka göredir. Bir hadis-i şerifde "Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır." buyurulmuştur.
Nefisleri ile mücadele eden çok kimselerin başarıya ulaşarak çok güzel huylar kazandıkları daima görülmektedir.
Peygamber Efendimiz diğer bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Allah Tealâ'ya, kullarının en sevgilisi, ahlâkça en güzel olanıdır. " Peygamber Efendimiz şöyle dua buyururdu: "Allah'ım! Ben, senden sağlık, afiyet ve güzel ahlâk dilerim." İnsanların ahlâkı değişebilir. Çirkin huyları güzel huylara çevirmek işine "Tehzib-i ahlâk" denir. Bu değiştirme her halde mümkündür. Mümkün olmasaydı, Peygamber efendimiz:
"Ahlâkınızı güzelleştirin." diye emretmezdi. Nefis terbiyesi (riyazet-alıştırma), hayvanlara, otlara, çiçeklere ve hatta taşlara tesir edip dururken, insanlara tesir etmez mi?
Bazı huyları değiştirmek güçtür; fakat imkânsız değildir. Tedavi sayesinde bazı hastalıklar tesirsiz hale geldiği gibi, terbiye ve mücahede sayesinde de bazı huylar, hiç olmazsa, tesirini gösteremez bir hale gelir, güzel huyların karşısında siner kalır.
Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab rivayet ediyor: Hz. Peygamber (sav)'i işittim, şöyle buyurmuştu: "İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak"