Bülent Arınç'ın bir kaç gün önce yaptığı konuşma Türkiye'nin Ortadoğu politikasında yeni dönemin de işaretini veriyor. Arınç, Suriye ve Mısır'la aramızdaki gerginliklere temas ederek şöyle diyor:"Biz aynı coğrafyanın kardeş yaptığı ülkeleriz. Pek çok konuda beraberlik yaşıyoruz. Türkiye ile bu ülkeler arasında yaşanan soğukluk süratle giderilmektedir. Türkçemizde güzel bir tabir var; "ıslak tülbent kuruyuncaya kadar geçer." Yani tülbentin kuruması ne kadar çabuksa aramızdaki sorunların da süratle giderileceğini size müjdeleyebilirim."Suriye ile de Mısır ile de aramızdaki sorunların bitmesini kim istemez?Hani o günleri görsek.Ama bu ülkeler ile aramızdaki sorunlar ıslak tülbentin kuruması ile geçecek cinsten değil. Zira tülbent ıslak değil, kanlı!Kan kurusa bile tülbentte bıraktığı iz asla geçmez!Suriye iç savaşında 200 bine yakın insan öldü. Suriye ordusu 50 bine yakın kayıp verdi. Suriye'de neredeyse her evden bir kayıp var.Ve Suriye hükümeti bu tablonun mimarı olarak Türkiye'yi gösteriyor.Suriye'nin muhalif gruplarını Türk topraklarında eğitip, donatıp tekrar Suriye'ye savaşa gönderen ve orada daha çok masum insanın ölmesini arzulayan bir ülke olarak bu tablonun meydana getirdiği durumu "ıslak tülbent kuruyuncaya kadar" geçer diyerek örtbas edebilir miyiz?Mısır'da da aynı durum var. Mısır hükümeti, Müslüman Kardeşler örgütünün Mısır'da yaptığı eylemlerde Türkiye'nin parmağı olduğunu iddia ediyor. Türkiye'yi Mısır'ın içişlerine karışmakla suçluyor. Bundan dolayı büyükelçilerini geri çekmiş durumdalar. İki ülke arasında diplomatik ilişkiler kesik.Bülent Arınç doğru söylüyor, "biz kardeş ülkelerdik."Ama birileri bu kardeşliğe gölge düşürdü. Bu kardeşliği baltaladı. Bu kardeşliğe ihanet etti.Ortadaki tablo tülbentin kuruması ile düzelecek bir tablo değil.Birileri bunun hesabını vermeli.