Akdeniz'de çakışma

Rumların Akdeniz'de başlattığı doğalgaz ve petrol sondaj çalışmaları hızla devam ediyor. Arama yapacağı bölgeyi 13 parsele ayıran Rumlar Amerikan Noble Energy şirketiyle 12. parselde aramalarına devam ediyor.Rumların petrol aramaya başlamasından sonra Türkiye zoraki de olsa KKTC'yle petrol arama konusunda anlaştı. TPAO ile KKTC Enerji Bakanlığı arasında imzalanan anlaşmaya göre KKTC çevresindeki arama ve sondaj yapılacak alanlar 7 bölgeye ayrıldı. Bu bölgelere de A'dan G'ye kadar simgeler verildi. Bu aşamadan sonra büyük bir sorun ortaya çıktı. TPAO'nun ruhsat aldığı bölgelerle Rum kesiminin gösterdiği ve 13 parsele ayırdığı bölgelerin birçoğu çakıştı.Şimdi herkes çakışan bölgelerde nasıl arama yapılacağını merak ediyor.Geçtiğimiz günlerde şaşırtıcı bir şekilde Rum kesiminin, 'Bulunan her yeraltı kaynağı Kıbrıs'ta iki halkın da zenginliği' şeklindeki açıklamasının sebebi de bulmuş demek ki. Aynı açıklama bulunan petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılması düşünüldüğü de açıklanmıştı. Bu açıklamalar Türkiye ve KKTC'ye sus payı şeklinde yorumlanabilir.Rumlar, bir süre önce arama yaptıkları 12. bölgede doğalgaz bulduklarını açıklamıştı. Ama aramayı yapan Amerikan şirketi Noble Energy'nin ayrıntılı açıklama yapacağı 15 Aralık tarihi ertelendi. 25 Aralık'ta yapılacağı söylenen açıklama hala yapılmadı. Bulunan petrol ve doğalgaz rezervleri konusunda açıklamaların ertelenmesinin sebebi de bu çakışma olabilir. Rumlar, önce planlarını hazırlayıp, ondan sonra petrol ve doğalgaz bulduklarını açıklamayı düşünüyor olabilir.Yaşanan bu sessizlik fırtına öncesi sessizlik midir, bilinmez ama Rumların bu sessizlikten istifade ederek hin bir plan hazırladıklarından emin olabilirsiniz.Herkes bulur biz bulamayızTPAO, Karadeniz'deki sondaj çalışmalarını petrol bulunmadığı açıklamasıyla bitirdi.Oysa 2009 yılı Mart ayında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal, Karadeniz'in potansiyelinin Hazar deniziyle karşılaştırılabilecek büyüklükte olduğunu söylemişti. Uysal, "Karadeniz'deki potansiyelin büyük olduğunu görebiliriz. Türkiye'nin 40 yıllık ihtiyacını karşılayacak petrol var. 10 milyar varillik petrol Karadeniz'de bulunuyor. 1,5 milyon metreküp de doğalgaz rezervi bulunduğunu düşünüyoruz" açıklamasında bulunmuştu.Şimdi ise petrol yok, deniliyor. Aramalar, 12 bin metre derinlikte sondaj yapabilen ABD'li Exxon Mobil'e ait dev arama gemisiyle yapıldı. Kastamonu-1 ve Sürmene-1 adlı açılan iki kuyuda petrol bulunamamış.Biz geçmişte Türkiye topraklarında açılan sondajlarda petrol bulunan kuyuların daha sonra betonla kapatıldığını duyardık. Şimdi de acaba benzer şeyler denizde mi yaşanıyor?Şimdi ne oldu da iki sondajdan sonra Karadeniz'de petrol olmadığına kanaat getirdik?Yoksa ABD'li dostlarımız (!) bu petrolü çıkarmamızı istemiyor mu?Nerede kalmıştık?Hükümet, açılımlara kaldığı yerden devam edeceğini açıkladı. Birinci açılımın Türkiye'yi getirdiği durum ortadayken hükümet ikinci açılımı da devreye koymaya hazırlanıyor. Buna göre:? Şiddet içermeyen düşünceyi açıklamak suç sayılmayacak. ? Dağdan iniş teşviki için etkin pişmanlıktan yararlanırken, örgütle ilgili bilgi verme şartı esnetilecek. ? Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda ağır, sert ve insan hakları ihlallerine neden olabilecek maddeler ayıklanacak.? Uzun tutukluluk süreleri de tartışmaya açılacak. Yargılamayı hızlandıracak bazı mekanizmalar devreye girecek. ? TCK'nın 215'inci maddesindeki, "suçu ve suçluyu övme" maddesinin gözden geçirilecek.? TCK'nın 216. maddesinde yer alan "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu yeniden düzenlenecek.? Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesindeki "terör örgütüne ait amblem ve işaretleri taşıyanlara" 10 yıl hapis öngören düzenleme gözden geçirilecek.Yukarıdaki adımlar açılım furyasının ikinci perdesinde atılacak adımlardan sadece bazıları. Bu açılımlar Türkiye'ye daha fazla demokrasi mi getirecek sizce?Hayır.Türkiye'ye kaos, kavga ve anarşi getirecek. Teröristler terör örgütü hakkında hiçbir bilgi vermeden elini kolunu sallayarak halkın arasına karışacak. Bugüne kadar sözkonusu cezai yaptırımlar olduğu halde ortaya çıkan manzaraların vahameti ortadayken ikinci açılım furyasından sonra Türkiye'yi hangi felaketlerin beklediğini varın siz düşünün.