Bağımsız Türkiye Partisi'nin haftasonu Çağlayan'daki mitingi, katılım olarak "muhteşem"di, verilen mesajlar bakımından ve içerik olarak da "tarihî"ydi.
Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, imanıyla, vizyonuyla, karizmasıyla, projeleriyle ve tam bir devlet adamı karakteriyle ülkemizin içine sürüklendiği tehlikeleri haber verdi, kurtuluş yollarını gösterdi. Bu bağlamda AKP hükümetinin vahim icraatlarına değindi, bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmaya cesaret edemediği tarihi yanlışlarına dikkat çekerek ayıkmalarını istedi. Yüce milletimizin, hiç kimsenin maşası yapılamayacağının altını çizdi.
Çağlayan'daki Bağımsız Türkiye tablosu, BTP'nin istiklal ve istikbalimiz adına yegane umut olduğunu, yegane çıkış yolu ve yegane aydınlık olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Karakışın ortasında, şu soğuk ve yağışlı hava şartlarında yüzbinler Çağlayan'da vatan için, millet için, devlet için, bayrak için, din için, iman için, bağımsızlık için tek yürek tek bilek oluyorsa; bu tablo şu gerçeğin göstergesidir: Çanakkale ruhaniyeti yok olmadı.
Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı, Acem'i... ile 70 milyonluk Türk Milleti, tek yürek, tek bilek, tek millet olarak koyun koyuna aynen Çanakkale'nin ruhaniyeti ile şahlanabiliyorsa, Çanakkale boğazının insanın yüzünü yakan soğuk ve esintili kötü hava şartlarına benzer şartlarda bir araya gelebiliyorsa ve bu aziz millet hiç kimsenin maşası ve uydusu yapılamaz diye haykırıyorsa; bu demektir ki AB'nin de, ABD'nin de, IMF'nin ve onların taşeronu AKP'nin de pabucu dama atılmıştır.
Artık vakit "milli duruş" vaktidir, artık devir Bağımsız Türkiye devridir.
Artık ekonomik model Milli Ekonomi Modeli, devletin karakteri Sosyal Devlet olmaya adım atılmıştır.
Bu "milli ve bağımsız şahlanış"a dair güzel gelişmelere şahit olduğumuz yılın ilk günlerinde AKP ve yönetimindeki ülkemizin tam bir durgunluk ve çöküşe doğru sessizce yol aldığını görmezlikten gelemeyiz.
Artık AKP'nin yapacak bir şeyi kalmadı.
AB, ABD ve IMF talimatlarını yerine getirmeleri de eskisi kadar kolay olmayacak; zira milletimiz ayıktı, AKP'ye verdiği krediyi kesti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, üst geçit açılışlarıyla kendini avutuyor. Başbakan fos çıkan YTL nümayişleriyle gün geçiriyor.
Tutmaz. Bu devran böyle gitmez.
Benim asıl korkum, bitmiş AKP'nin devranını sürdürmek için, bölgemizde Irak benzeri bir yeni oyuna teşne olması, milletimizin başını kaşımasına vakit bırakmayacak türden bölgemizdeki ABD ve AB oyunlarına "stratejik piyonluk" türünden yeni işlere kalkışması... İran ve İsrail merkezli tartışmalar ve gidiş gelişler bu bağlamda beni ürkütüyor; AKP, Türkiye'ye yazık ediyor.
AKP, tarımı heba etmiş, köylü bitmiş, çiftçi bitmiş; Başbakan'ın söyleyecek sözü yok. AKP, sanayi ve imalata kepenk kapattırmış, KOBİ'leri yok etmiş, işsizler ordusu kabardıkça kabarıyor; Başbakan'ın projesi yok, çıkışı yok. AKP, borç üstüne borç kabartmış; Başbakan'ın bırakın borçları ödeyecek, borcun faizlerini ödeyecek parası yok. Faizi ödemek için toplanacak vergi gelirleri de bu yıl öyle iç açıcı olmayacak, zira esnafta can kalmadı ki; Başbakan'ın ve Maliye Bakanı'nın, zar-zor ayakta duran gariban esnafın ensesinde vergi ve defter bozası pişirme dışında aklı yok.
AKP, Müslüman mahallelerinde mantar gibi kilise evler türetmiş, ülkemizdeki misyonerlik ve Hıristiyanlaştırma furyası düşünün ki Rahşan Ecevit hanımı bile rahatsız edecek raddeye varmış; Başbakan'ın pişkinlikten başka bir irkilmesi, ürpermesi yok.
AKP'nin AB hayali uğruna ülkemizde yaptıkları dinsel tahribat Rahşan hanımı dahi derinden rahatsız edecek raddeye varmışsa; bu rahatsızlık Rahşan hanım için ne büyük bir şeref ise, AKP için o derece züldür, o derece tüyleri diken diken edecek başaşağı düşüştür. Abdullah Gül, Rahşan hanımın rahatsızlığını bıyık altından gülüp geçerek geçiştiremez; bilakis vicdan ve imanını konuşturarak "Ne yaptık, ne eyledik mukaddes emaneti...!" avazıyla kendi ahvaline ağlamalıdır.
Türkiye bu, AKP buraya kadar...
Böyle bir Türkiye'nin, kendine dönmesinden başka yolu yok.
Böyle bir Türkiye'nin, AKP'ye, "Hadi bakalım, marş marş... Bu kadar oyalaman yeter!" demekten başka çıkışı yok.
Böyle bir Türkiye'nin, BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerine bütün iman ve yüreğiyle sarılmasından başka kurtuluşu yok.
Böyle bir Türkiye'nin, geçmişin iktidar yahut koalisyon koltuklarını işgal etmiş denenmişleriyle veya varlıkları sloganlardan öteye geçemeyen vatan, millet, din ü devlet ve milliyet istismarcılarıyla vakit kaybetmeye tahammülü yok.
Anlayacağınız, Türkiye'nin BTP'den başka maalesef çıkışı yok
Yüce milletimizin ağır kış şartlarına rağmen Çağlayan'daki şahlanışı ve BTP'ye muhteşem teveccühü de bundan. Milletimiz kurtuluşun adresini keşfetti, milletimiz kendini keşfetti; artık devir BTP devri.
Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, imanıyla, vizyonuyla, karizmasıyla, projeleriyle ve tam bir devlet adamı karakteriyle ülkemizin içine sürüklendiği tehlikeleri haber verdi, kurtuluş yollarını gösterdi. Bu bağlamda AKP hükümetinin vahim icraatlarına değindi, bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmaya cesaret edemediği tarihi yanlışlarına dikkat çekerek ayıkmalarını istedi. Yüce milletimizin, hiç kimsenin maşası yapılamayacağının altını çizdi.
Çağlayan'daki Bağımsız Türkiye tablosu, BTP'nin istiklal ve istikbalimiz adına yegane umut olduğunu, yegane çıkış yolu ve yegane aydınlık olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Karakışın ortasında, şu soğuk ve yağışlı hava şartlarında yüzbinler Çağlayan'da vatan için, millet için, devlet için, bayrak için, din için, iman için, bağımsızlık için tek yürek tek bilek oluyorsa; bu tablo şu gerçeğin göstergesidir: Çanakkale ruhaniyeti yok olmadı.
Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ı, Acem'i... ile 70 milyonluk Türk Milleti, tek yürek, tek bilek, tek millet olarak koyun koyuna aynen Çanakkale'nin ruhaniyeti ile şahlanabiliyorsa, Çanakkale boğazının insanın yüzünü yakan soğuk ve esintili kötü hava şartlarına benzer şartlarda bir araya gelebiliyorsa ve bu aziz millet hiç kimsenin maşası ve uydusu yapılamaz diye haykırıyorsa; bu demektir ki AB'nin de, ABD'nin de, IMF'nin ve onların taşeronu AKP'nin de pabucu dama atılmıştır.
Artık vakit "milli duruş" vaktidir, artık devir Bağımsız Türkiye devridir.
Artık ekonomik model Milli Ekonomi Modeli, devletin karakteri Sosyal Devlet olmaya adım atılmıştır.
Bu "milli ve bağımsız şahlanış"a dair güzel gelişmelere şahit olduğumuz yılın ilk günlerinde AKP ve yönetimindeki ülkemizin tam bir durgunluk ve çöküşe doğru sessizce yol aldığını görmezlikten gelemeyiz.
Artık AKP'nin yapacak bir şeyi kalmadı.
AB, ABD ve IMF talimatlarını yerine getirmeleri de eskisi kadar kolay olmayacak; zira milletimiz ayıktı, AKP'ye verdiği krediyi kesti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, üst geçit açılışlarıyla kendini avutuyor. Başbakan fos çıkan YTL nümayişleriyle gün geçiriyor.
Tutmaz. Bu devran böyle gitmez.
Benim asıl korkum, bitmiş AKP'nin devranını sürdürmek için, bölgemizde Irak benzeri bir yeni oyuna teşne olması, milletimizin başını kaşımasına vakit bırakmayacak türden bölgemizdeki ABD ve AB oyunlarına "stratejik piyonluk" türünden yeni işlere kalkışması... İran ve İsrail merkezli tartışmalar ve gidiş gelişler bu bağlamda beni ürkütüyor; AKP, Türkiye'ye yazık ediyor.
AKP, tarımı heba etmiş, köylü bitmiş, çiftçi bitmiş; Başbakan'ın söyleyecek sözü yok. AKP, sanayi ve imalata kepenk kapattırmış, KOBİ'leri yok etmiş, işsizler ordusu kabardıkça kabarıyor; Başbakan'ın projesi yok, çıkışı yok. AKP, borç üstüne borç kabartmış; Başbakan'ın bırakın borçları ödeyecek, borcun faizlerini ödeyecek parası yok. Faizi ödemek için toplanacak vergi gelirleri de bu yıl öyle iç açıcı olmayacak, zira esnafta can kalmadı ki; Başbakan'ın ve Maliye Bakanı'nın, zar-zor ayakta duran gariban esnafın ensesinde vergi ve defter bozası pişirme dışında aklı yok.
AKP, Müslüman mahallelerinde mantar gibi kilise evler türetmiş, ülkemizdeki misyonerlik ve Hıristiyanlaştırma furyası düşünün ki Rahşan Ecevit hanımı bile rahatsız edecek raddeye varmış; Başbakan'ın pişkinlikten başka bir irkilmesi, ürpermesi yok.
AKP'nin AB hayali uğruna ülkemizde yaptıkları dinsel tahribat Rahşan hanımı dahi derinden rahatsız edecek raddeye varmışsa; bu rahatsızlık Rahşan hanım için ne büyük bir şeref ise, AKP için o derece züldür, o derece tüyleri diken diken edecek başaşağı düşüştür. Abdullah Gül, Rahşan hanımın rahatsızlığını bıyık altından gülüp geçerek geçiştiremez; bilakis vicdan ve imanını konuşturarak "Ne yaptık, ne eyledik mukaddes emaneti...!" avazıyla kendi ahvaline ağlamalıdır.
Türkiye bu, AKP buraya kadar...
Böyle bir Türkiye'nin, kendine dönmesinden başka yolu yok.
Böyle bir Türkiye'nin, AKP'ye, "Hadi bakalım, marş marş... Bu kadar oyalaman yeter!" demekten başka çıkışı yok.
Böyle bir Türkiye'nin, BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerine bütün iman ve yüreğiyle sarılmasından başka kurtuluşu yok.
Böyle bir Türkiye'nin, geçmişin iktidar yahut koalisyon koltuklarını işgal etmiş denenmişleriyle veya varlıkları sloganlardan öteye geçemeyen vatan, millet, din ü devlet ve milliyet istismarcılarıyla vakit kaybetmeye tahammülü yok.
Anlayacağınız, Türkiye'nin BTP'den başka maalesef çıkışı yok
Yüce milletimizin ağır kış şartlarına rağmen Çağlayan'daki şahlanışı ve BTP'ye muhteşem teveccühü de bundan. Milletimiz kurtuluşun adresini keşfetti, milletimiz kendini keşfetti; artık devir BTP devri.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019