Bülent Arınç, siyasi hayatı boyunca belki de en önemli tespiti yaptı önceki gün. Bir TV programına katılan Arınç, AKP döneminde toplumun içine düştüğü bölünmüşlüğü şöyle anlattı:"Biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50 bizden nefret ediyor. Yüzde 50'de bir nefret söylemine dönüşüyor. Bu, bizim yüzde 50 oyumuza engel olmaz. Ama Türkiye yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkabilir. Eskiden sokağa çıkardık taraftarımız bizi çok severdi. Karşıdaki muhalifler de saygı duyardı. Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var." Önümüzdeki aylarda siyaseti bırakacak olan Arınç'ın "halkın yüzde 50'si bizden nefret ediyor" demesi çok önemli."Eskiden sokağa çıktığımızda muhalifler de saygı duyardı, şimdi nefretle bakıyorlar. Kemikleşme var, kamplaşma var" diyerek AKP döneminde toplumun içine düştüğü/düşürüldüğü kutuplaşmayı itiraf etti.Peki, sormak lazım;Önceleri toplumun farklı partilere oy veren kesimleri, birbirinden böylesi nefret etmezdi de şimdi ne oldu da nefret başladı?İktidar partisi ne yaptı ki yüzde 50'lik (hatta daha fazla), iktidardan nefret eden bir kitle oluşturdu?Kemikleşmenin, kutuplaşmanın sebebi ne?Bu sorunun cevabını vermek hiç de zor değil.Son 10 yıldan beri toplumu Alevi-Sünni diye bölerek, kendilerinden olmayanlara hakaret ederek, aşağılayarak, siyasi literatüre "ananı da al git" kavramını sokarak, en basit aykırı ses çıkaranları sille tokat dövdürerek, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarını sümenaltı ederek, muhalif parti başkanlarını, TÜSİAD Başkanını "hain" diye suçlayarak, polis kurşunuyla ölen çocuklara bile adeta "oh olsun" çekerek, Kabataş'ta aslı astarı olmayan bir olaydan dolayı "başörtülü kızımızı taciz ettiler" diye yalan propaganda yaparak, Beşiktaş'ta camiye sığınan eylemcilerle ilgili yalan söylemedi diye müezzini sürgün ederek, binlerce masum askeri ve sivili, "darbe yapacaklardı" diye hapse atıp sonra da "pardon" deyip tahliye ederek, yıllarca devletin bütün imkânlarını verdikleri cemaati şimdi paralelci ilan ederek, bir sürü insanın yatak odalarına kadar kamera sokulup alınan görüntülerin internette yayınlandığı dönemin mimarı olarak ve bugün hala ana muhalefet partisi başkanını "seni hapse atarız" diye tehdit ederek, TOPLUMUN YÜZDE 50'NİN KENDİLERİNDEN NEFRET ETMESİNİN KAPISINI AÇANLAR KİMLER ACABA?"Asker bana suikast yapacaktı" diye günlerce bangır bangır beyanat veren Arınç, aradan 5 yıl geçmesine ve ortada suikast diye bir şeyin olmadığının ve her şeyin düzmece olduğunun ortaya çıkması karşısında bunu gören yüzde 50'nin kendilerinden nefret etmesinden doğal bir şey olmadığını görmüyor mu?Nefret ve kin kendiliğinde oluşmaz.Her şey etki ve tepkiye bağlı.Kendi menfaatleri için toplumun kendilerinden olmayan kesimlerine düşmanca davrananların, Taksim'de çadırlarında oturan protestocuların çadırlarını yakma talimatı verenlerin şimdi "halkın yüzde 50'si bizden nefret ediyor" diye timsah gözyaşı dökmesini tebessümle izliyoruz.Aslında biz bu köşeden yıllar önce bunu söylemiş ve şöyle yazmıştık:"Toplumun daha önce böyle derin ayrışma ve kutuplaşmaya maruz kaldığı pek vaki değil. Önceden doğal olarak bir siyasi bölünmüşlük vardı ve bunu kanıksamıştık zaten. Şimdi her olay, her gündem bizi daha da büyük kutuplaşmalara itiyor.Gezi olaylarına bakışta bölündük, Ergenekon Davası'nda bölündük, Suriye konusunda bölündük, Mısır'da bölündük, sporda bile bölündük, sporda! Ülkede siyasetten spora, Suriye'den Rabia'ya kadar her konuyu bir kutuplaşma ve yeni husumetler doğurma mantığı ile yaklaşanların çizgisi bilin ki bu çizgi hak ve adalet çizgisi değildir. Nefret ve kutuplaşma çizgisidir." (25 Eylül 2013,Yeni Mesaj, Muharrem Bayraktar) Evet, Sayın Arınç, tam 3 yıl önce yazmıştık "bu nefreti!"Keşke okusaydınız.