Almanya- Heidelberg-Milli Ekonomi Modeli Kongresinin 3. süne katılmak üzere Almanya'da bulunuyoruz. Kongre, Ulusal Bağımsız Ekonomi Birliği'nin organizasyonunda, Clup Vienna, University of Technology Vienna ve BFTE Universitat Bonn üniversitelerinin katkıları ile Heidelberg, Portland Forum'da gerçekleştiriliyor. Kongreye özellikle Avrupa'nın neredeyse bütün devletlerinden gelen dünyaca tanınmış ilim adamları katılıyorlar. Almanya'dan, İtalya'dan, İspanya'dan, Fransa'dan, Avusturya'dan, Bosna'dan, Sırbistan'dan, Macaristan'dan, Bulgaristan'dan, Rusya'dan, Estonya'da, Letonya'dan, Azerbaycan'dan, Türkiye'den ve diğer ülkelerden gelen bilim adamları Avrupa Birliği ve dünya ekonomisinden verdikleri örneklerle içler acısı duruma dikkat çektiler. Milli Ekonomi Modeli konusunda duydukları heyecanı ve ekonomik açılımı ifade ettiler. Örnek olarak, İtalya-Parma Üniversitesinden Prof. Dr. Francesco Daveri'nin MEM hakkındaki tespitinin altını çizelim. Liberalizm ve serbest piyasa ekonomi kurallarına göre bir insanın kıymeti üretime verdiği destekle doğru orantılıdır. Avrupa'da nüfusun gittikçe yaşlanması sonucu, hem yaşlılar değersiz bir meta olarak algılanmakta, hem de batının uyguladığı kabullerine göre ekonomi kilitlenmektedir. Oysa Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan MEM tüketim endeksli bir ekonomi modeli olduğu için, bir insan yaşlansa da tüketim kabiliyeti sürdüğü için kıymetinin azalmayacağını, ekonomi açısından da bir yük haline gelmeyeceğinin altını çizdi. İtalyan Prof. Daveri bu tespitten hareketle, serbest piyasa ekonomi ile tıkanan batılı toplumlar için, Milli Ekonomi Modelinin bir çözüm olacağını ifade etti.Heidelberg'deki Milli Ekonomi Modeli kongresine katılan Avrupa'nın hemen hemen her ülkesinden katılan bilim adamları her biri kendi uzmanlık açısından bakarak Milli Ekonomi Modelinin aradıkları ve bekledikleri model olduğunu, bu kongreyle birlikte MEM etrafında bütünleşmeye başladıklarını ifade ettiler. Rusya Bilimler Akademisi'nden kongreye katılan Prof. Dr. Valery Lebedev ise, Milli Ekonomi Modelinin Matematiği, konusunda bir sunum yaptı. "İki çarpı iki eşittir dört eder" şeklinde anlattı modeli. Bu yaklaşımla modelin iddiasını matematik diliyle ortaya koymuş oldu. Burada iki temel yorum yapmak gerekir. Birincisi kapitalizmin ve sosyalizmin tarihin çöp kutusuna atılmış olduğudur. İnsanlık ne liberalizmde ne de sosyalizmde aradığını bulamamıştır. Yalnız Türkiye'de değil, Avrupa ve ABD dâhil bütün dünyada aynı ekonomik çözülme, gelir dağılımında adaletsizlik ve artan işsizlik söz konusudur. İlki İstanbul'da, ikincisi Azerbaycan'da yapılan uluslararası MEM kongresi ve üçüncüsü Almanya'da yapılan bu kongrede bilim adamları umudun ve çözümün adresinin Milli Ekonomi Modeli olduğunu ifade ettiler.İkinci tespit Türk milleti ile ilgilidir. Bu güne kadar hep batı referans alınmıştır. Çözüm ve çıkış olarak hep batının görüş ve düşünceleri kaynak kabul edilmiştir. Oysa bu defa süreç ters yüz edilmektedir. Tarihte olduğu gibi, şimdi de ülkemiz merkeze oturmaya başlamıştır. Tıkanan batı çözüm olarak yönünü Prof. Dr. Haydar Baş beyin şahsında Türkiye'ye doğru çevirmektedir. Dolayısıyla MEM Avrupa kongresi, Türk dünyası için yeni bir çağın, yeniden yükseliş döneminin başlangıç tarihidir. Tabi bu gelişmeler sürpriz değil. Sayın Baş, konuşmalarında sık sık "batıya elimi öptürdüm gelin destek verin sizin de elinizi öptüreyim" dememiş miydi? Evet, o günlerin gelmesi yakın. Çünkü Sayın Baş, bir bilim adamı olmasının yanında bir siyaset adamı. Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi, Milli Ekonomi Modelini parti programı haline getirmiş durumda. Bu da Türkiye'nin kâinat devleti olmaya namzet olduğunun en büyük göstergesidir. Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu'nun konuşmasında özellikle Türk insanına verdiği mesajın altını çizmek istiyorum. "Önümüzdeki genel seçimlerde halkımızın önünde iki seçenek bulunmaktadır. Ya az bir menfaat karşılığında oyuna gelirsiniz, seçiminiz sizin için bir kayıp olur; ya da Milli Ekonomi Modelini iktidar yaparsınız, bu ise hem sizin için, hem devlet ve milletimiz için bir silkiniş ve kurtuluş olur" dedi. Dünyanın kabul ettiği, Avrupa Devletlerinin bile muhtaç olduğunun vurgulandığı bu modelin sahibinin bizden biri olduğunu millet olarak gururlandığımızı ifade edelim.Ülkemizde iktidarı ile muhalefeti ile Avrupa Birliği'ne üye olmak için bağımsızlık dâhil, toprak ve madenlerimiz, değerlerimiz peşkeş çekilirken, AB'nin lokomotifi sayılan Almanya'da düzenlenen kongrede, Avrupa'nın çökmekte olduğu ifade ediliyor ve çözüm olarak Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan Milli Ekonomi Modeli gösteriliyor. İnanıyorum ki bütün bu gelişmeler, devletimize ve milletimize karşı oynanan oyunların sonunu getirecektir. Sapla saman birbirinden ayırt edilecektir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024