Rusya, Büyük Petro'dan itibaren, Teokratik bir devlet yapısına sahip olmasına rağmen, Skolâstik düşünce sisteminin etkisinden kurtularak ilim ve teknikte ilerlemeye başlamıştır. Avrupa'da XV. yüzyıldan beri bilim teknik ve sanat alanındaki yenilikleri ülkesinde uygulayarak gelişmiştir. Bunun yanında ekonomisi de gelişmiştir. Gelişen Rusya üretimini değerlendirmek amacı ile sıcak denizlere açılma ihtiyacını hisseder. Bunun için Kara Deniz ve Boğazlarla, birde Baltık Denizi ile ilgili siyasa izler. Onun bu siyasasında başarıya ulaşmasını engelleyen iki büyük engel vardır. Birincisi Osmanlı İmparatorluğu, ikincisi de Avusturya-Macaristan imparatorluğudur.Osmanlı'yı yıpratmak ve parçalamak için iki yön takip eder. Birincisi; Osmanlı Egemenliğindeki Ortodoks Hıristiyanların hamisi olarak onların koruyuculuğunu üstlenmek Bu amaçla Osmanlı'ya sürekli savaş açarak toprak kazanmak veya Ortodoks Hıristiyan halkların bağımsızlını sağlayarak parçalamak. İkincisi ise; Balkan'larda Slav milliyetçiliği ideali ile bağımsızlık savaşlarını başlatarak yeni devletlerin kurulmasını sağlamak. Rusya izlediği bu Balkan siyasası sonucunda, Osmanlıya ait Balkan topraklarında, Birinci Genel savaş öncesine kadar Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya Devletlerinin kurulmasını sağlar. Bu Balkan Devletlerinin kurulmasında Rusya'dan sonra rol oynayan devletler şunlardır: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Fransa, İngiltere ve Almanya'dır. Birinci Genel Savaş öncesinde Rusya Balkan siyasasında, Panslavist bir idealle, Avusturya-Macaristan İmparatorluğundaki Slavları etkileyerek onu parçalamak ve yıkmaktır. Avusturya, Bu durumu önlemek için Rusya ve Sırbistan'ın, ülkesinde Slav milliyetçiliği propagandalarını anlatır. Alman Veliaht'ı 12 Haziran 1916'da Konopiç görüşmelerinde Alman Kayserine, ülkesinin Balkan siyasasını anlatır. Almanya, bağlaşığını desteklemeye karar verir.Bulgaristan İkinci Balkan Savaşında yenilerek Sırbistan'a, Yunanistan'a ve Romanya'ya karşı büyük toprak kaybeder. Ekonomisi de iyice bozulur. Önce Borçlanarak ekonomisini düzeltmek ister. Bunun için Fransa ve Almanya'ya başvurur. Fransa, emperyalist uygulamaların ilkelerinden birisi olan bu işi kabul eder. Fakat borçlanmanın karşılığında yaptığı siyasi istekler kabul edilir cinsten istekler değildir. Almanya ise siyasi isteklerde bulunmuyor ama faiz istekleri çok aşırıdır. Bu borçlanmayı nasıl öderim diye düşünmeye ve hal çareleri bulmaya çalışır.Alman Hükümeti, Konopiç'e görüşmelerinden sonra, Sırbistan'a karşı Balkanlarda Bulgaristan'ın dostluğunu kazanmak amacı ile uygun koşullarda Bulgaristan'ın borçlanma isteklerini kabul eder. Bu konuda 3 Temmuz 1916 günü Bulgar Hükümeti ile Alman Bankaları arasında bir anlaşma imzalanır. Bunlardan başka Bulgaristan, Sofya'yı Ege Denizine bağlayacak Demir yolu inşaatını ve Bulgaristan Kömür işletmelerini Alman şirketlerine işletmek için yeni anlaşmalar yaparak Alman-Bulgar ekonomik işbirliğini siyasi dostluğa doğru dönüştürmeye çalışır. Ekonomik işbirliği vasıtası ile yavaş, yavaş siyasi işbirliğine giden bir yol çizilir. Böylece Bulgaristan'da, Rusya'ya rağmen Bağlaşıklar Gurubuna katılacaktır.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011