ABD'nin PKK liderlerinden Murat Karayılan, Duran Kalkan ve Cemil Bayık hakkında bilgi verenlere para ödülü vereceğini açıklamasının nasıl bir tiyatro olduğunu dünkü yazımızda anlattık. Yine dünkü yazımızda ABD tarafından PKK'ya verilen destekten bir demet de aktardık.
PKK'ya verilen silahların, siyasi ve ekonomik desteğin arkasında Amerika olduğunu bir kez daha gözler önüne serdik.
Bugün aynı konuya devam etmek istiyorum.
PKK'nın bu noktaya gelmesinde en büyük katkısı olduğu apaçık belli olan bir devletin, bugün kalkıp sanki geçmişi tertemizmiş gibi, sanki mazisi tertemizmiş gibi, sanki PKK'nın bugüne kadar katlettiği canlarda parmağı yokmuş gibi "PKK'lılar hakkında bilgi verenlere para vereceğim" deme hakkı yok.
Samimi olmaları mümkün değildir.
Gerçekçi olmaları mümkün değildir.
Dünden devam edelim mi:
PKK'dan kaçarak güvenlik güçlerine sığınan B. A. isimli itirafçının Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki beyanı:
"Ben örgüte katılmadan önce Irak'ın kuzeyine yük taşıyan bir TIR'ın şoförlüğünü yapıyordum. ABD askerlerinin de yüklerini taşıyordum. Daha sonra örgüte katıldım. Hakurk Kampı'nda kaldım. PKK'nın Hakurk Kampı'nda, örgütün üst düzey yöneticilerinin Amerikalılarla görüşmelerine bir kaç kez şahit oldum. ABD askerleri kampa askeri araçlarla geliyorlardı.
Kulp ve Lice'de birçok eyleme katılan PKK'lı N.Ç'nin Diyarbakır başsavcılığına verdiği ifade:
"Örgütün özel birimine profesyonel eğitimleri kampa gelen Amerikalı askerler veriyordu. ABD askerleri bize Strella füzesi, havan, bomba atar, sabotaj ve silah üzerine eğitim verdi. Diyarbakır'a gelmek üzere Zap bölgesindeki KDP kontrolünde olan Çemço alanına geldik. Bu bölgedeki kasabada ayrıca PKK'ya ait dükkânlar var. Türkiye'ye gönderilen her örgüt üyesine silah ve techizatın yanısıra bir kilo patlayıcı verildi.(Muharrem Bayraktar, Batının Kanatları Altında PKK, sf.284, Anadolu Ajansı 27 Kasım 2007, Hürriyet, 8 Eylül 2008)
Devam edelim:
Kandil Dağı'nda Kurtak, Dolakage, Şahit Harun, Kanicenge, Berdenazi, Haftanin kamplarında eğitim gören füze ve doçka uçaksavar eğitimi alan terörist E.D, Şırnak'ın Güçlükonak ilçesindeki Akçay Tugay Komutanlığı'na teslim olur.
E.D'nin PKK ve Amerika irtibatı ile ilgili itirafları şöyle:
"Takım komutanı bize "hazırlanın!" dedi hazırlandık. Surde isimli tepeye çıktık. Bu arada 2 Amerikan skorsky helikopteri geldi. Takım komutanı "İşte bunların emniyetini almak için buraya çıktık" dedi. Helikopterlerden biri yere indi. O helikopterlerden ise Amerikan askerleri inerek çevre emniyeti aldılar. Daha sonra ABD'li askerlerin emniyet aldığı yere diğer helikopter de indi. Her iki helikopterin inmesi üzerine örgüte ait olan iki adet toyota marka jip, helikopterin indiği alana giderek ABD'li askerlerden 15 kişiyi alarak Surede Kampı'na getirdi. Surede Kampı'nda ise Cemil Bayık kalıyordu. ABD askerleri Bayık ile 3 saat görüştü.
Görüşme sırasında helikopterler indikleri alanda beklediler. Görüşmeye gelen ABD askerleri daha sonra tekrar geldikleri helikoptere binip alandan ayrıldılar. Onlar gidince biz de çevre emniyeti için çıktığımız tepeden indik." (Anadolu Ajansı, 27 Kasım 2007, a.g.e, sf.285)
Amerika'nın bugün milyon dolar ödülle sözümona aradığı PKK'lılarla ilişkisini aralamaya devam edelim:
"Mayıs 1994'te, KKTC'de Magosa Limanı'nda PKK'ya silah sevkıyatı yaparken yakalanan ANNA isimli geminin Litvanya Klaipeda Limanı'ndan yüklediği kalaşnikof marka silahları, ABD Savunma Bakanlığından yükleme belgesiyle yüklediği ortaya çıktı.
Türk Dışişleri Bakanlığı bu olayın üzerine hiç durmadı. ABD'ye Savunma Bakanlığı'na ait yükleme belgelerinin PKK'ya silah sevkıyatı yapan bir gemide ne aradığı hiç sorgulamadı. Tam tersine PKK silahları, Amerikan Savunma Bakanlığı taşıma belgesi ile Litvanya bandıralı bir gemiden çıkarken biz hala "stratejik müttefik" edebiyatı ile meşguldük.
İngiliz Daily Telegraphy gazetesi ise şu haberi geçiyordu:
"ABD'li subaylar helikopterlerle geldikleri Kandil Dağı'nda PKK'lılarla düzenli olarak görüşüyorlar." (Hürriyet, 10 Eylül 2007)
YPG unsurlarına bugün TIR dolusu silah gönderen Amerika, dün de doğrudan PKK'lı unsurlara silah gönderiyor, eğitim veriyor, para veriyordu.
Amerika'nın mazisi, PKK ile sıkı fıkı olduğu yıllarla doludur.
PKK'lıların elindeki silahların izi Washington'a uzanmaktadır.
ABD, o silahların ve o mazinin hesabını vermeden Türkiye'ye yaptığı her öneri sahtedir, sahtekârcadır, samimiyetsizdir.
Bugün PKK'nın bir kolu olan YPG ile samimiyetleri de aynı sürecin bir devamıdır.
Dostumuzu ve düşmanımız iyi tanımamak bize her zaman büyük darbe vuracaktır.