Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Meltem TV'de canlı olarak yayınlanan Ekoanaliz programında Karabüklülerle buluştu. Program öncesinde Prof. Dr. Baş'a Çelik-İş Sendikası ve Karabükspor Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Çınar Karabükspor forması, Mavi - Ateş Taraftar Derneği Başkanı Ünal Kazancı da atkı hediye etti.
Böyle anayasa değişikliği olmazProf. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin sıcak tartışma konusu olan Anayasa paketi üzerine değerlendirmelerde bulundu. AKP Hükümetinin hazırladığı taslağı 12 Eylül Anayasası ile karşılaştıran Prof. Dr. Baş, şunları kaydetti: "Bir ihtilal sonucu yapılan Anayasa'dan yola çıkarak, yeni bir Anayasa'nın lüzumu hasıl oldu. 1982 Anayasa'sını kim yaptı? Kurucu Meclis yaptı. Bu Anayasa tam 2 yılda hazırlandı. İktidar partisi kaç günde hazırladığı belli olmayan bir metni kamuoyunun gündemine getiriyor, 'üç gün içinde bana cevap vereceksiniz' diyor. 2 yıl içinde hazırlanan Anayasa 'dikta Anayasa'sı' oluyor, üç gün içinde 'illa kabul edeceksin' ifadesiyle takdim edilen Anayasa ise demokratik oluyor."
Anayasanın anlamıBir anayasanın millete temel haklarını sonuna kadar kullandırması gerektiğini ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, hükümetin hazırladığı Anayasa değişiklik taslağını bu açıdan ele alarak, şu yorumu yaptı: "Milletin temel değer ölçüleri var. Bu değerlerin bütün millet tarafından 'paylaşma sözleşmesi'ne Anayasa denir. Şu anda paylaşılması, üzerinde uzlaşılması gereken bu temel haklardır. Hükümet bu hakları bir TV programında ortaya koymalıdır. Bu sadece siyaset midir? Siyasetçinin hakkı mıdır? Siyasetin hukuka galebesi midir? Böyle bir şey yok. Sulta bunların elinde. Doğrudur. İstediklerini yapabilirler. Doğrudur ama hukuki değildir."
Başörtüsü problemini Haydar Hoca çözecekBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, temel haklara örnek olarak başörtüsünü gösterdi. "İktidarlar bu sorunu çözmek yerine istismar aracı olarak kullandı" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu değerlendirmeyi yaptı: "Din ve vicdan hürriyetinin doya doya yaşandığı bir ülkede, bir bayanın başını açmasına nasıl karışılmıyorsa, kapalı olmasına da karışılamaz. Hukukun hakim olduğu ülkede bunların tamamı geçerli olacaktır. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Bu, İmam-Hatip olsun, üniversite olsun hepsinde geçerlidir. Ancak Türkiye'de şu anda bunları istismar ederek, bu noktaya gelenler bu meseleyi halletmek için ele almadılar. Sizlerin oylarını yanlarına çekmek ve iradenizi kullanmak için bunu gündem ettiler. Ve maalesef işi içinden çıkılmaz bir kördüğüme çevirdiler. Öğrencilerin yüzde 80'i başörtülü olarak üniversiteye giriyordu. Adamın bir tanesi çıkıp dedi ki, 'Bizim dönemimiz öyle olacak ki, bizim kızlarımıza rektörler selam duracak.' Sen misin bunu söyleyen... Bunu takiben savaş başladı. Bu noktaya bundan sonra gelindi. Bu işler böyle çözülmez. Ekseriyet bende, ben istediğimi yaparım dersen; böyle alıp yüzüne çarparlar. Onların 'dinsiz' diyerek bir tarafa ittiği insanlarla, Haydar Hoca bu işi çözecek. Hiç kuşkunuz olmasın." dedi