Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında okunan 'Öğrenci Andı'nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti. Böylece "Türküm, doğruyum" diye başlayan andımızın yeniden okunması gündeme geldi.
Açılım sürecinin en acı sonuçlarından biri de andımızın kaldırılması olmuştu. Mazlum-Der'in öncülük ettiği bazı gruplar, Andımızın kaldırılması yönünde hükümete baskılar oluşturdu. Andımızın ırkçılık ve bölücülük içerdiğini söyleyenler oldu. Sonuçta da çocuklarımızın her sabah göğüslerini gere söylediği "Türküm, doğruyum, çalışkanım" sedaları kesilmiş oldu.
Andımızın ırkçılık, kafatasçılık hatta bölücülük içerdiğini söyleyerek kaldırılmasına yol açan sivil toplum kuruluşları açılım sürecinin verdiği havayla 'vazifelerini yerine getirdiler!' ama iddialarının tam tersine Andımızın milli birlik ve beraberliği sağlama yolunda tam bir harç görevini meydana getirdiğini maalesef göremediler.
Atatürk, "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti" denir diyerek Türk ifadesinin salt bir ırkın adı olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunu sağlayan bütün etnik kimlikleri de kucaklayan sosyolojik bir üst yapı olduğunun altını kalın çizgilerle çizmiştir.
Dolayısıyla her sabah "Türküm" diye haykıran milyonlarca öğrencinin bu coşkulu andından 'ırkçılık' yapılıyor gibi şizofren yorumlar çıkarmak hiç akıl kârı değildi.
Öğrenci Andı'nda yer alan 'Ülküm, yükselmek ileri gitmektir' gibi kalkınmayı, yükselmeyi hedefleyen çok güzel ifadelerden "Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim" şeklindeki çağdaş bir cümleden nasıl rahatsız olunmuş anlamak mümkün değil.
Şimdi ise büyük bir yanlıştan dönülmenin arifesindeyiz.
Danıştay'ın iptal kararında Andımızın 1933 yılından beri okullarda okunduğu anlatılarak şöyle deniliyor: "Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasa'da anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu, milli eğitim sisteminin kanun ve yönetmelikle belirlenen, düzenlenen temel amaçlarını ortaya koyan ifadelerdir."
Yine Danıştay'ın gerekçeli kararında Andımız'dan bahsedilirken "Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikte" bir metin olduğunun altı çiziliyor.
Dolayısıyla okullarımızda yeniden "Türküm, doğruyum" diyen milyonlarca sedanın yankılanacak olması çok ama çok güzel bir gelişmedir.