AKP hükümeti 03.07.2003'te Köy Kanunu'nun 87. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 36.
maddesini yürürlükten kaldırarak yabancı şirketlerin toprak satın almalarının önündeki tüm engelleri kaldırdı.
1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı ile yabancılara tanınan aynı hak, kısa süre içinde İzmir'i nerede ise bir İngiliz taşınmazı haline getirmişti. 1895'e gelindiğinde İzmir'in % 85'i yabancılar tarafından alınmıştı. Ege'deki Türk köylüsünün toprakları elden çıkmış, yaklaşık 6 milyon dönümlük bir alan yabancılara tapulanmıştı. Bu durum ennihayetinde Osmanlı'nın elini zayıflatmış çöküşüne hız kazandırmıştı.
AKP hükümeti bu yasayı yürürlüğe sokarak kendi vatan toprağına maalesef sömürge muamelesi yapmaktadır. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana yabancılara satılan toprağın büyüklüğü önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde karşımıza çıkacak rakam hakkında ürkütücü bir ipucu vermektedir. Filistin'de olduğu şekliyle kendi öz vatanında parya ve ayrılıkçı gerilla olan öz Filistinlilerin akıbetini mübalağasız bir şekilde bizleri beklemektedir.
Türkiye'nin AB üyeliği için öngörülen 5-10 yıl içinde Türkiye'nin AB'ye girmesine gerek kalmayacak. Bu gidişle zaten Türkiye bağı, bahçesi, tarlası ile AB vatandaşlarının olacaktır. Türkiye AB'ye girmeden önce AB Türkiye'ye çoktan girmiştir. Yerli AB işbirlikçileriyle satın almadıkları kurum kalmamış gibidir.
Bu toprak satışı garabetini dünyada bir tek biz uyguluyoruz. Örneğin İzlanda'da, Norveç'te, Macaristan'da, Çek Cumhuriyeti'nde, Slovakya'da, İsviçre'de, Hırvatistan'da, Bulgaristan'da, Rusya'da, Ukrayna'da, Yunanistan'da, yabancılar toprak satın alamazlar. ABD'de yabancıların toprak almalarını bırak emlak acentesi bile kuramazlar. İsrail topraklarının %80.4'ü devlet malıdır. Bu toprakların İsrailli vatandaşlara bile satışı söz konusu değildir.
Bir keler deliğine dahi girse taklit ettiğimiz AB ülkelerinin
yabancılara toprak satma hassasiyetini niçin örnek almayız? Ya da şöyle sorsak; hükümetin millet ve memleket yarına kendisini örnek aldığı iyi bir iş gösterebilir misiniz? Gösteren beri gelsin.
Denilebilir ki, ülkemiz cumhuriyet tarihi boyunca hiç böyle kuşatılmışlık yaşamadı. A'sından Z'sine dek tüm kurum ve kuruluşlarımızla teslim alınmış bir durumdayız.
Tarihin yeniden yazılacağı günlere adım adım yaklaşıyoruz. Ümit ederiz ki; Türkiye, tarihinin tozlu raflarında yer almaz da, tarihinin kendine biçtiği yerine oturur.
maddesini yürürlükten kaldırarak yabancı şirketlerin toprak satın almalarının önündeki tüm engelleri kaldırdı.
1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı ile yabancılara tanınan aynı hak, kısa süre içinde İzmir'i nerede ise bir İngiliz taşınmazı haline getirmişti. 1895'e gelindiğinde İzmir'in % 85'i yabancılar tarafından alınmıştı. Ege'deki Türk köylüsünün toprakları elden çıkmış, yaklaşık 6 milyon dönümlük bir alan yabancılara tapulanmıştı. Bu durum ennihayetinde Osmanlı'nın elini zayıflatmış çöküşüne hız kazandırmıştı.
AKP hükümeti bu yasayı yürürlüğe sokarak kendi vatan toprağına maalesef sömürge muamelesi yapmaktadır. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana yabancılara satılan toprağın büyüklüğü önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde karşımıza çıkacak rakam hakkında ürkütücü bir ipucu vermektedir. Filistin'de olduğu şekliyle kendi öz vatanında parya ve ayrılıkçı gerilla olan öz Filistinlilerin akıbetini mübalağasız bir şekilde bizleri beklemektedir.
Türkiye'nin AB üyeliği için öngörülen 5-10 yıl içinde Türkiye'nin AB'ye girmesine gerek kalmayacak. Bu gidişle zaten Türkiye bağı, bahçesi, tarlası ile AB vatandaşlarının olacaktır. Türkiye AB'ye girmeden önce AB Türkiye'ye çoktan girmiştir. Yerli AB işbirlikçileriyle satın almadıkları kurum kalmamış gibidir.
Bu toprak satışı garabetini dünyada bir tek biz uyguluyoruz. Örneğin İzlanda'da, Norveç'te, Macaristan'da, Çek Cumhuriyeti'nde, Slovakya'da, İsviçre'de, Hırvatistan'da, Bulgaristan'da, Rusya'da, Ukrayna'da, Yunanistan'da, yabancılar toprak satın alamazlar. ABD'de yabancıların toprak almalarını bırak emlak acentesi bile kuramazlar. İsrail topraklarının %80.4'ü devlet malıdır. Bu toprakların İsrailli vatandaşlara bile satışı söz konusu değildir.
Bir keler deliğine dahi girse taklit ettiğimiz AB ülkelerinin
yabancılara toprak satma hassasiyetini niçin örnek almayız? Ya da şöyle sorsak; hükümetin millet ve memleket yarına kendisini örnek aldığı iyi bir iş gösterebilir misiniz? Gösteren beri gelsin.
Denilebilir ki, ülkemiz cumhuriyet tarihi boyunca hiç böyle kuşatılmışlık yaşamadı. A'sından Z'sine dek tüm kurum ve kuruluşlarımızla teslim alınmış bir durumdayız.
Tarihin yeniden yazılacağı günlere adım adım yaklaşıyoruz. Ümit ederiz ki; Türkiye, tarihinin tozlu raflarında yer almaz da, tarihinin kendine biçtiği yerine oturur.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012