Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki ülkelerde yaşananlar gerçekten ders alınması gereken olaylardır.
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler BOP'un hedefinde olan 22 İslam ülkesini bütün yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle beraber kendi aralarında pay etmenin hesabına giriştiler.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu noktadaki tespitleri dikkate değer:
"Batının uyguladığı bir metot var: Önce ülkelerin başını elde ediyor, daha sonra uyguladığı plan ve programla, ekonomik yöntemlerle bu ülkelerin tamamını elde ediyor. Batının gayesi İslam dünyasındaki yer altı kaynaklarıyla yerüstü zenginliklerine ulaşmaktır. Bunlar bu serveti nasıl elde ederizin hesabını BOP kapsamında ele aldılar?"
Ekonomik adımlarla hedefledikleri ülkeleri belirli bir kıvama getiren Batı daha sonra bahanelerini de kendileri bularak, önce Afganistan'ı işgal ettiler, ardından da Irak'ı? Tabii proje bu iki ülkeyle sınırlı değil. İşgali bir şekilde Pakistan ve Yemen'e de sıçrattılar.
Tunus'ta, Cezayir'de, Lübnan'da yaşanan son olayları da bu kapsamda ele almak yerinde olacaktır. Hatta biraz daha genel bir değerlendirme yaparsak BOP kapsamında bulunan 22 İslam ülkesinde yaşanan en ufak bir olayı dahi BOP'un bir adımı olarak görmekte fayda vardır.
BOP'un planlayıcılarının ciddi hesapları olduğu kesin, ama şu bir gerçek ki işgal ettikleri ya da plan kurdukları ülkelerde de düşünen, plan kurabilen, imkanları kıt olsa da direnebilen insanlar var. Bu insanların eksik oldukları en temel konu ise yıllarca üzerlerinde uygulanan oyunların bir neticesi olarak birlik ve beraberliklerini temin edememeleri?
Prof. Dr. Baş, bu konuda da şu dikkat çekici değerlendirmeleri yapıyor:
"Ülkelerin kaynaklarını, o ülkelerin milli hareketleri eline alıp, yabancıları da oradan defedebilirler. Bunun neticesinde BOP fiyaskoyla sonuçlanabilir. Eğer bu hareketler sabit-i kadem devam eder, vatandaşlar daha duyarlı hale gelirse sonunda kaybedecek olan Batı güçleri olacaktır?"
Batılıların ülkelerde kaos oluşturmak gibi hedefleri vardır. Onların isteği, kaos ortamlarından istifade ederek istediklerini koparabilmek. Ama Sayın Baş'ın da ifade ettiği gibi bütün bu oyunlar, senaryolar ters tepebilir ve milletin bir anda uyanmasına vesile olabilir.
Esasen Osmanlı'nın son dönemleri bunun en güzel misalidir. Batılılar, özellikle de İngilizler her bir Osmanlı vilayetine vali atayacak noktaya geldiler. Kavga, kaos, çatışma, katliam, işgal her şey yaşanıyordu. Ama bu kargaşa Türk milletinin Atatürk'ün etrafında kenetleşmesine vesile oldu ve sonunda düşman ülkeden tamamen temizlendi.
Batının çıkarlarıyla kendi şahsi çıkarlarını birleştirenler, çareyi Türkiye'den kaçmakta buldu ve ondan sonraki dönemlerde dünyanın hiçbir yerinde rahat edemediler.
Bu kaderi ülkesine ve milletine ihanet eden her lider yaşamıştır. Dün İran şahı bunu yaşadı ve dünyada oturacağı bir karış yer bulamadı. Bugünlerde ise Tunus Devlet Başkanı bu kaderi yaşıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu noktadaki uyarısı çok önemli:
"Devlet başkanı da kaçar, ailesi de kaçar, yakınları da kaçar. Batının hizmetinde olan, kölelik uşaklık yapanın kaderi Batı ile batmak olacaktır"
Bütün bu ifade ettiklerimizden özellikle de bizim siyasilerimiz ders çıkarmalıdır. Bugün Afganistan ve Irak için uygulanan işgal yarın yine BOP kapsamında olan Türkiye için düşünülmektedir. Bugün Tunus'ta yaşananlar yarın Türkiye için planlanmaktadır.
Batılılar kendi amaçları uğruna müttefikleri de olsa ülke liderlerini harcamaktan asla geri durmazlar. Ne Batılılara yaranırsın ne de kendi milletine...
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler BOP'un hedefinde olan 22 İslam ülkesini bütün yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle beraber kendi aralarında pay etmenin hesabına giriştiler.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu noktadaki tespitleri dikkate değer:
"Batının uyguladığı bir metot var: Önce ülkelerin başını elde ediyor, daha sonra uyguladığı plan ve programla, ekonomik yöntemlerle bu ülkelerin tamamını elde ediyor. Batının gayesi İslam dünyasındaki yer altı kaynaklarıyla yerüstü zenginliklerine ulaşmaktır. Bunlar bu serveti nasıl elde ederizin hesabını BOP kapsamında ele aldılar?"
Ekonomik adımlarla hedefledikleri ülkeleri belirli bir kıvama getiren Batı daha sonra bahanelerini de kendileri bularak, önce Afganistan'ı işgal ettiler, ardından da Irak'ı? Tabii proje bu iki ülkeyle sınırlı değil. İşgali bir şekilde Pakistan ve Yemen'e de sıçrattılar.
Tunus'ta, Cezayir'de, Lübnan'da yaşanan son olayları da bu kapsamda ele almak yerinde olacaktır. Hatta biraz daha genel bir değerlendirme yaparsak BOP kapsamında bulunan 22 İslam ülkesinde yaşanan en ufak bir olayı dahi BOP'un bir adımı olarak görmekte fayda vardır.
BOP'un planlayıcılarının ciddi hesapları olduğu kesin, ama şu bir gerçek ki işgal ettikleri ya da plan kurdukları ülkelerde de düşünen, plan kurabilen, imkanları kıt olsa da direnebilen insanlar var. Bu insanların eksik oldukları en temel konu ise yıllarca üzerlerinde uygulanan oyunların bir neticesi olarak birlik ve beraberliklerini temin edememeleri?
Prof. Dr. Baş, bu konuda da şu dikkat çekici değerlendirmeleri yapıyor:
"Ülkelerin kaynaklarını, o ülkelerin milli hareketleri eline alıp, yabancıları da oradan defedebilirler. Bunun neticesinde BOP fiyaskoyla sonuçlanabilir. Eğer bu hareketler sabit-i kadem devam eder, vatandaşlar daha duyarlı hale gelirse sonunda kaybedecek olan Batı güçleri olacaktır?"
Batılıların ülkelerde kaos oluşturmak gibi hedefleri vardır. Onların isteği, kaos ortamlarından istifade ederek istediklerini koparabilmek. Ama Sayın Baş'ın da ifade ettiği gibi bütün bu oyunlar, senaryolar ters tepebilir ve milletin bir anda uyanmasına vesile olabilir.
Esasen Osmanlı'nın son dönemleri bunun en güzel misalidir. Batılılar, özellikle de İngilizler her bir Osmanlı vilayetine vali atayacak noktaya geldiler. Kavga, kaos, çatışma, katliam, işgal her şey yaşanıyordu. Ama bu kargaşa Türk milletinin Atatürk'ün etrafında kenetleşmesine vesile oldu ve sonunda düşman ülkeden tamamen temizlendi.
Batının çıkarlarıyla kendi şahsi çıkarlarını birleştirenler, çareyi Türkiye'den kaçmakta buldu ve ondan sonraki dönemlerde dünyanın hiçbir yerinde rahat edemediler.
Bu kaderi ülkesine ve milletine ihanet eden her lider yaşamıştır. Dün İran şahı bunu yaşadı ve dünyada oturacağı bir karış yer bulamadı. Bugünlerde ise Tunus Devlet Başkanı bu kaderi yaşıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu noktadaki uyarısı çok önemli:
"Devlet başkanı da kaçar, ailesi de kaçar, yakınları da kaçar. Batının hizmetinde olan, kölelik uşaklık yapanın kaderi Batı ile batmak olacaktır"
Bütün bu ifade ettiklerimizden özellikle de bizim siyasilerimiz ders çıkarmalıdır. Bugün Afganistan ve Irak için uygulanan işgal yarın yine BOP kapsamında olan Türkiye için düşünülmektedir. Bugün Tunus'ta yaşananlar yarın Türkiye için planlanmaktadır.
Batılılar kendi amaçları uğruna müttefikleri de olsa ülke liderlerini harcamaktan asla geri durmazlar. Ne Batılılara yaranırsın ne de kendi milletine...
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024