Devlet adamları için en önemli özellik geleceği öngörmektir. Geleceği öngörmek için doğru ve geniş tarih bilgisi şarttır. Çünkü mazi, hal ve istikbal bir bütündür. O bakımdan maziyi iyi bilip analiz eden, ondan ders çıkarabilen devlet adamları hali de, istikbali de doğru okurlar. İstikbalden, gözüyle görmüş gibi haber verirler.
Ülkemiz, uzun yıllardır böyle devlet adamlarından mahrumdur. İdaremiz, bırakınız istikbali, hali dahi doğru okuyamayanların eline kaldı. Bu da, iç ve dış politikamızı çelişkiler yumağına döndürüyor, önünü göremeyen kör misali uçuruma doğru yol almamıza sebep oluyor. Hâlâ AB’ye üye olmak için uğraşmak, ABD’nin peşinde koşmak, bu anlamda değil mi? AB ülkeleri içine düştükleri girdaptan çıkmak için çaresiz çırpınıyorlar. ABD’li bilim ve siyaset adamları, ABD’nin çökmekte olduğunu artık açık açık seslendiriyorlar. Ülkemizi idare edenler ise bunlardan hiç etkilenmeden, Batı’ya bağlılığını sürdürüyor. ABD hakkında neler söylüyorlar? Bunlardan bazılarını, sağır olmayan gafillerimize duyuralım ki, belki uyanmalarına vesile oluruz.
ABD’nin çökeceğini, “Büyük Devletlerin Yükselişi ve Çöküşü” adlı kitabında bilimsel verilere dayanarak açıklayan ilkler arasında ABD’li bilim adamı Paul Kennedy yerini almıştır. Aynı görüşü paylaşan bir diğer ABD’li bilim adamı Harvard Üniversitesi’nin ünlü tarih profesörü Neill Ferguson’dur. O da, “Amerikan İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü” adlı kitabında şöyle diyor: “Büyük devletler ve imparatorluklar karmaşık sistemlerdir. Bu sistemler bir süre istikrarlı bir şekilde işler, dengede görünürler. Ne var ki, bir an gelir ‘kritik eşiğe’ ulaşırlar. Küçük bir tetikleyici dengeden krize geçişi ateşleyebilir.”
Sovyetler Birliği’nin on yıl içerisinde dağılacağını öngören Norveçli Johan Galtung da 2000’den bu yana “Amerikan İmparatorluğu’nun en geç 2020 yılında çökeceğini” söylüyor. Galtung, “Amerikan İmparatorluğu’nun Çöküşü” adlı kitabında, “ABD’nin çöküşüyle birlikte, ABD’de demokrasinin de yıkılacağını ve yerini faşizmin alacağını” söylüyor. “Geleceğin Kısa Tarihi” kitabının yazarı Jacques Attali de, “2030 yılına doğru ABD İmparatorluğu sona erecektir” diyor. ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger de “Diplomasi” adlı kitabında, “ABD’nin tek başına süper güç olma ayrıcalığını kaybedeceğini, geleneksel olarak kendi kıtasına çekileceğini ve bölgesel güçler oluşacağını, çok kutuplu bir dünyaya gidileceğini” söylüyor.
ABD’nin çökeceği, yıkılacağı, dağılacağı, görüşlerine Rus bilim adamları da katılıyor. Rus Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Bakanı Prof. Dr. İgor Panarin şöyle diyor: “Bu kriz Amerika’yı bölecek… Dünya üzerinde ağırlığı kalmayan ABD kendi sınırları içinde de otoriteyi kaybedecek, on yıl içinde bölünecek ve yerine altı bağımsız devlet kurulacaktır.” Panarin’e göre, ABD’den çıkacak altı bağımsız devlet şöyledir: “Pasifik Kıyısı, Güney Kıyısı, (Hispanikler kendi devletlerini isteyecek), Teksas (zaten yılladır bağımsızlık istiyor), Atlantik Kıyısı, Kızılderililer, Kuzey Eyaletler.”
Bilim ve siyaset adamlarının, ABD’nin ömrünü tamamladığı yönündeki görüşlerini daha da çoğaltmak mümkün. Evet, öyle bir gün gelecek ki, ABD’nin yerinde yeller esecek. ABD, batmakta olan bir gemi gibi su almaya başladı. Bunu adını ve öngörülerini zikrettiğimiz kişilerden ilham alarak söylemiyoruz. O kişileri ve öngörülerini, Batılıların görüşlerine değer verenler için bir çeşni olarak naklettik. Bizim, “ABD çökecektir” hükmümüzün dayanağı, bütün öngörüleri çıkan Prof. Dr. Haydar Baş’tır. O, herkesin “ABD dünyada tek süper güçtür” dediği ve ABD’yi gözünde büyüttüğü yıllarda, “ABD mutlaka çökecektir, bu sürece girmiştir” diyordu. İşte öngörü buna derler. Şimdi ABD’nin çökeceğini söylemek, bir öngörü değil, görüneni, bilineni dile getirmektir.
Ülkemiz, uzun yıllardır böyle devlet adamlarından mahrumdur. İdaremiz, bırakınız istikbali, hali dahi doğru okuyamayanların eline kaldı. Bu da, iç ve dış politikamızı çelişkiler yumağına döndürüyor, önünü göremeyen kör misali uçuruma doğru yol almamıza sebep oluyor. Hâlâ AB’ye üye olmak için uğraşmak, ABD’nin peşinde koşmak, bu anlamda değil mi? AB ülkeleri içine düştükleri girdaptan çıkmak için çaresiz çırpınıyorlar. ABD’li bilim ve siyaset adamları, ABD’nin çökmekte olduğunu artık açık açık seslendiriyorlar. Ülkemizi idare edenler ise bunlardan hiç etkilenmeden, Batı’ya bağlılığını sürdürüyor. ABD hakkında neler söylüyorlar? Bunlardan bazılarını, sağır olmayan gafillerimize duyuralım ki, belki uyanmalarına vesile oluruz.
ABD’nin çökeceğini, “Büyük Devletlerin Yükselişi ve Çöküşü” adlı kitabında bilimsel verilere dayanarak açıklayan ilkler arasında ABD’li bilim adamı Paul Kennedy yerini almıştır. Aynı görüşü paylaşan bir diğer ABD’li bilim adamı Harvard Üniversitesi’nin ünlü tarih profesörü Neill Ferguson’dur. O da, “Amerikan İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü” adlı kitabında şöyle diyor: “Büyük devletler ve imparatorluklar karmaşık sistemlerdir. Bu sistemler bir süre istikrarlı bir şekilde işler, dengede görünürler. Ne var ki, bir an gelir ‘kritik eşiğe’ ulaşırlar. Küçük bir tetikleyici dengeden krize geçişi ateşleyebilir.”
Sovyetler Birliği’nin on yıl içerisinde dağılacağını öngören Norveçli Johan Galtung da 2000’den bu yana “Amerikan İmparatorluğu’nun en geç 2020 yılında çökeceğini” söylüyor. Galtung, “Amerikan İmparatorluğu’nun Çöküşü” adlı kitabında, “ABD’nin çöküşüyle birlikte, ABD’de demokrasinin de yıkılacağını ve yerini faşizmin alacağını” söylüyor. “Geleceğin Kısa Tarihi” kitabının yazarı Jacques Attali de, “2030 yılına doğru ABD İmparatorluğu sona erecektir” diyor. ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger de “Diplomasi” adlı kitabında, “ABD’nin tek başına süper güç olma ayrıcalığını kaybedeceğini, geleneksel olarak kendi kıtasına çekileceğini ve bölgesel güçler oluşacağını, çok kutuplu bir dünyaya gidileceğini” söylüyor.
ABD’nin çökeceği, yıkılacağı, dağılacağı, görüşlerine Rus bilim adamları da katılıyor. Rus Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Bakanı Prof. Dr. İgor Panarin şöyle diyor: “Bu kriz Amerika’yı bölecek… Dünya üzerinde ağırlığı kalmayan ABD kendi sınırları içinde de otoriteyi kaybedecek, on yıl içinde bölünecek ve yerine altı bağımsız devlet kurulacaktır.” Panarin’e göre, ABD’den çıkacak altı bağımsız devlet şöyledir: “Pasifik Kıyısı, Güney Kıyısı, (Hispanikler kendi devletlerini isteyecek), Teksas (zaten yılladır bağımsızlık istiyor), Atlantik Kıyısı, Kızılderililer, Kuzey Eyaletler.”
Bilim ve siyaset adamlarının, ABD’nin ömrünü tamamladığı yönündeki görüşlerini daha da çoğaltmak mümkün. Evet, öyle bir gün gelecek ki, ABD’nin yerinde yeller esecek. ABD, batmakta olan bir gemi gibi su almaya başladı. Bunu adını ve öngörülerini zikrettiğimiz kişilerden ilham alarak söylemiyoruz. O kişileri ve öngörülerini, Batılıların görüşlerine değer verenler için bir çeşni olarak naklettik. Bizim, “ABD çökecektir” hükmümüzün dayanağı, bütün öngörüleri çıkan Prof. Dr. Haydar Baş’tır. O, herkesin “ABD dünyada tek süper güçtür” dediği ve ABD’yi gözünde büyüttüğü yıllarda, “ABD mutlaka çökecektir, bu sürece girmiştir” diyordu. İşte öngörü buna derler. Şimdi ABD’nin çökeceğini söylemek, bir öngörü değil, görüneni, bilineni dile getirmektir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018