Önceki günkü yazımızda, yapılan bir ankette toplumun nasıl bir inanç zafiyeti içine düştüğünü acı bir şekilde ortaya koymuştuk.
Ankete göre Allah'a inandığını 'açıkça' söyleyebilenlerin oranı yüzde 86.
Kuran'ın vahiyle geldiğine inananların oranı yüzde 76.
Ahirete inananların oranı yüzde 73.
Biz, Ortadoğu'ya nizam vermeye çalışırken toplumdaki iman meselesini ihmal ettik.
Ortadoğu haritasına şekil verelim derken, toplumun iman haritasındaki perişanlığı görmedik.
Bu tablo ortaya koyuyor ki, asıl mesele iman meselesidir.
Ekonomidir, dış politikadır, darbedir, şudur budur derken karşımıza çıkan tablo bu.
Kuşların göz bebeğine bile "Hak yol İslam yazacağız" derken, bu toplumda yüzde 99 olan Müslümanlık oranının anketlere göre yüzde 73'e düştüğünü görünce nasıl endişe etmeyelim.
Ve bu sonuçta elbette ki dinlerarası diyalog sürecinin çok büyük rolü var.
"Hz. Peygamber'e inanmayanlar da kurtulmuştur" diyerek iftar sofralarında papazlara dua ettirenlerin, Müslüman kızları Hıristiyana nikâhlayanların, Papa'nın elini eteğini öpenlerin çok büyük rolü var.
Yanlış din eğitiminin, insanımıza Allah rızası yerine paranın rızasının peşine düşüren sistemin büyük rolü var. Kutuplaşmaların, kavganın, yolsuzlukların, çıkar çatışmalarının büyük rolü var.
"Bütün insanların Müslüman olması Kuran'ın hedefi değildir" diyen, "Kuran'da devamlı vurgulanan şey Allah'a imandır, Peygambere iman demiyor" diyen Hayrettin Karaman hocaların büyük rolü var.
Peygamberimiz "Yahudi ve Hıristiyanlar mutlaka Müslüman olmalıdır diye bir şey demiyor" diyen Hayrettin Hoca bir bu tablo karşısında konuşmalı değil mi?
"Kuranda vurgulanan şey Allah'a imandır, Peygambere iman vurgulanmıyor" derseniz, toplumun yüzde 27'sinin vahye yani Kuranın Hz. Peygamber vasıtasıyla insanlara gönderildiğine inanmayan yüzde 27'lik bir kesim çıkar karşınıza.
Ramazan Bayramı'na günler kala bayramı zehir edene bir tablodur.
Habire imam hatip açtık, habire cami yaptık, habire dini program yayınladık ama sonuç bu. Allah'ın zikrine ırak olanların, "İmana" yakın olmaları mümkün değildir.
Bir neslin perişanlığının tek sebebi, "İslam'ın gönüllerde hakim kılınması" gayesi yerine, "küresel siyasi planların hakim olması" gayesinin peşinden gitmek olmuştur.