Malum gerçek Türkiye, AB'nin üye olmayacak imtiyazlı bir ortaklık bile hayal çizgisinde kalacak. Burada şunu da hatırlayalım, Kopenhag kriterleri 3. madde olarak bilinir. Birde gizli 4. maddesi var. O da derki; "AB'ye üye olmak isteyen bir ülke, AB üyesi olan ülkelerle ihtilaflarını gidermelidir." Oysa sayın Başbakan 09 Aralık 2004 tarihinde Türkiye'nin kırmızı çizgilerini aktarmış ve özetle şunları söylemişti. 1) AB ile özel ilişkiye hayır 2) ucu açık müzakereye hayır 3) Kıbrıs koşuluna hayır. Oysa sayın Başbakan devamla "bundan böyle, siyasi kriterler dışında koşul kabul etmeyeceğiz" dedi.Ankara, Kıbrıs Cumhuriyetini, yani görüşmelerde bulunduğu AB üyesi ülkelerden birini tanımak istemiyor! Bu Karamanlis'in dediği gibi sadece bir paradoks değil bu mantık dışı bir prototip. Gerçekten bir ülkenin bir hukuk sistemine girmek istemesi ve bu sistemin kanunlarını kabul etmemesi şimdiye kadar görülmemiştir. Konu çok basit; Türkiye bir ülkeyi tanımadan o ülkeye eşit ortak olmak istiyor.Ankara Türk Milletine diplomasi yaparken bir kıyıdan da Kıbrıs'ı tanımanın alt yapısını hazırlayan yeni düzenlemelere imza attı. 1 Mayıs 2004 Güney Kıbrıs Rum kesimi "Kıbrıs Cumhuriyeti" adı altında AB'ye tam üye oldu. Bunun üzerine sayın başbakan tanıma tartışmaları için "Rum'u tanımıyorum deseniz ne olacak? Biz dünya gerçekleri ile ters düşmüyoruz." Diyerek aslında Ab üyesi ülkelere daha o günden gerekli olan mesajı vermişti.29 Ekimde, Roma'da AB anayasası tam üye 25 ülke liderlerinin ve Erdoğan, Gül ikilisinin de katılımıyla imzalandı. Kıbrıs Rum kesimi "Kıbrıs Cumhuriyeti" adıyla imza koydu. Arkasından Türk Hukuk Mevzuatının gümrük birliğinin uygulanmasına ilişkin esaslar hakkındaki değişiklik yapılmasına dair karar Kıbrıs Rum kesimi "Kıbrıs" olarak değiştirildi. Ankara'nın bu günkü sürpriz önerisi bir liman ve bir havaalanının Rum gemi ve uçaklarına açılması sözüm ona altın gol! Olarak değerlendirilmesi, 3 Ocak 2005 tarihinde AKP'nin Dışişlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şaban DİŞLİ "biz KKTC deki Ercan Havaalanına bir yabancı uçak indirsek meselenin %50 sini halletmiş oluruz demiş ve Dış İşleri Bakanlığının bu konudaki çalışmalarının sürdüğünü söylemişti.Bu çalışmalar meyvesini verdi. Sayın Başbakan ve Gül ikilisi Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı Sayın Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT ve bürokratların bile TV ekranlarında öğrendiği sürpriz planlarını AB'ye bildirdiler. Malumunuz AB'den Ankara'nın sürpriz liman önerisine anında ret. Bu öneriye kamuoyundan gelen tepkiler karşısında sayın başbakanın tepkisi enteresan. "AB konusunda kendi kafası karışık olanlar başkalarının kafalarını karıştırıyorlar." "efendim, Kıbrıs elden gidiyor." Öyle bir havaalanı ile bir limanın açılması ile Kıbrıs elden gider mi? Oysa unutulan bir gerçek var bir liman ile tüm limanların açılması egemenlik açısında en küçük bir farkı yoktur.Bu tablonun trajikomik tarafı ise Türkiye'de bu güne kadar iktidara gelmiş hükümetlerin içerisinde her şeyini AB'ye endekslemiş en AB'ci iktidar olan AKP hükümeti döneminde Türkiye'nin bütün kırmızı çizgilerin yeşile dönmesidir.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012