Türkiye ile Suudi Arabistan arasından adeta su sızmıyor. Başta Suriye krizi olmak üzere bölgemizdeki pek çok sorunda iki ülkenin ortak hareket etmesi dikkat çekiyor.
Suriye krizinde Beşar Esad'ı Kaddafi'nin yaşadığı akıbete uğratmaktaki başarısızlığın belirginleşmesiyle doğru orantılı olarak, Türkiye ile Suud daha da yakınlaştı. Bu iki ülkenin yanında Katar'ın da mutlaka ismi anılıyor.
Salı akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti.
Konu tabii ki Suriye'ydi. Halep'in kuzeyinde artan çatışmalar ve olası sonuçları müzakere edildi.
Halep, Suriye ordusunca karadan, Rusya tarafından ise havadan kuşatılmış durumda.
Bizim 'teröristlerden temizlenmesi' dediğimiz, BOP'çuların ise 'düşmesi' olarak ifade ettikleri şey, artık çok uzak değil, an meselesi.
Telefonla görüşen Erdoğan ve Kral Selman, bu kuşatmanın kaldırılması için uluslararası camianın sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğine vurgu yapmışlar.
Ne ilginç değil mi, Gazze ve Filistin'e yönelik İsrail'in ablukaları karşısında bir araya asla gelmeyen, uluslararası camiayı İsrail'in zalimliği noktasında göreve davet etmeyen, yalnızca sözde kalan tepkilerini ise tek başlarına vermeyi tercih eden Türkiye ve Suud, Suriye devletinin bir şehrini teröristlerden temizlemek için meşru bir operasyon yapması söz konusu olunca herkesi göreve davet ediyorlar.
Söz konusu telefon görüşmesinde, Suriye'de Esed'li bir çözüm olamayacağına da vurgu yapılmış.
Oysa Esed, çoktan Esad oldu. Ama ne Kral Selman, ne de Erdoğan bu gerçeğin farkında.
Bu gerçeği görmek şöyle dursun artık kabullenen ABD Başkanı Barack Obama dün, "Rusya'nın büyük bir ordusu var. Bir avuç muhalif tabii ki dünyanın en büyük ikinci ordusunun silahlarıyla baş edecek durumda değil" dedi.
Gerçekleri görememekte ya da görmek istememekte birbirlerine bu kadar benzeyen Erdoğan ile Kral Selman'ın çok enteresan başka ortak yönleri de var.
Kral Selman da Erdoğan da ABD'ye çok yakın iki isim.
23 Ocak 2015'te tahta çıkan Selman, göreve gelmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini 3 Eylül 2015'te ABD'ye yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da henüz başbakan dahi değilken ABD'ye gitmişti.
Tahta oturur oturmaz soluğu ABD'de alan Kral Selman, Washington'da görüştüğü Obama'ya, "Dünya barışı için birlikte çalışmak istiyoruz. Bölgemiz, halkların refahı için gerekli olan istikrara kavuşmalı. Biz ülkemizde refaha sahibiz ve bunu tüm bölge için istiyoruz ve onu başarmak için de sizinle işbirliğine istekliyiz" demişti.
Şimdi Yemen'e ölüm yağdıran Suud, ABD'yle bölgeye 'refah' taşıyor!
22 İslam ülkesinin sınırlarını yeniden dizayn etmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi'ne destek veren ve eş başkan olan Erdoğan ise 2008 yılında, "Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım" demişti. Şimdi Türkiye'de bu sürecin sancılarını çekiyor?
ABD ortak paydasında buluşan Erdoğan ve Kral Selman'ın baş başa verip atacakları adımlar, ne Türkiye için ne de bölgemiz için hayırlı olacak.
Suriye krizinde Beşar Esad'ı Kaddafi'nin yaşadığı akıbete uğratmaktaki başarısızlığın belirginleşmesiyle doğru orantılı olarak, Türkiye ile Suud daha da yakınlaştı. Bu iki ülkenin yanında Katar'ın da mutlaka ismi anılıyor.
Salı akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti.
Konu tabii ki Suriye'ydi. Halep'in kuzeyinde artan çatışmalar ve olası sonuçları müzakere edildi.
Halep, Suriye ordusunca karadan, Rusya tarafından ise havadan kuşatılmış durumda.
Bizim 'teröristlerden temizlenmesi' dediğimiz, BOP'çuların ise 'düşmesi' olarak ifade ettikleri şey, artık çok uzak değil, an meselesi.
Telefonla görüşen Erdoğan ve Kral Selman, bu kuşatmanın kaldırılması için uluslararası camianın sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğine vurgu yapmışlar.
Ne ilginç değil mi, Gazze ve Filistin'e yönelik İsrail'in ablukaları karşısında bir araya asla gelmeyen, uluslararası camiayı İsrail'in zalimliği noktasında göreve davet etmeyen, yalnızca sözde kalan tepkilerini ise tek başlarına vermeyi tercih eden Türkiye ve Suud, Suriye devletinin bir şehrini teröristlerden temizlemek için meşru bir operasyon yapması söz konusu olunca herkesi göreve davet ediyorlar.
Söz konusu telefon görüşmesinde, Suriye'de Esed'li bir çözüm olamayacağına da vurgu yapılmış.
Oysa Esed, çoktan Esad oldu. Ama ne Kral Selman, ne de Erdoğan bu gerçeğin farkında.
Bu gerçeği görmek şöyle dursun artık kabullenen ABD Başkanı Barack Obama dün, "Rusya'nın büyük bir ordusu var. Bir avuç muhalif tabii ki dünyanın en büyük ikinci ordusunun silahlarıyla baş edecek durumda değil" dedi.
Gerçekleri görememekte ya da görmek istememekte birbirlerine bu kadar benzeyen Erdoğan ile Kral Selman'ın çok enteresan başka ortak yönleri de var.
Kral Selman da Erdoğan da ABD'ye çok yakın iki isim.
23 Ocak 2015'te tahta çıkan Selman, göreve gelmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini 3 Eylül 2015'te ABD'ye yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da henüz başbakan dahi değilken ABD'ye gitmişti.
Tahta oturur oturmaz soluğu ABD'de alan Kral Selman, Washington'da görüştüğü Obama'ya, "Dünya barışı için birlikte çalışmak istiyoruz. Bölgemiz, halkların refahı için gerekli olan istikrara kavuşmalı. Biz ülkemizde refaha sahibiz ve bunu tüm bölge için istiyoruz ve onu başarmak için de sizinle işbirliğine istekliyiz" demişti.
Şimdi Yemen'e ölüm yağdıran Suud, ABD'yle bölgeye 'refah' taşıyor!
22 İslam ülkesinin sınırlarını yeniden dizayn etmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi'ne destek veren ve eş başkan olan Erdoğan ise 2008 yılında, "Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım" demişti. Şimdi Türkiye'de bu sürecin sancılarını çekiyor?
ABD ortak paydasında buluşan Erdoğan ve Kral Selman'ın baş başa verip atacakları adımlar, ne Türkiye için ne de bölgemiz için hayırlı olacak.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023