Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Ortadoğu’da, İslam ülkelerinde gerçekleştirilen işgal faaliyetleri her ne kadar görünüşte toprak ve yeraltı kaynaklarını ele geçirme hedefli olarak gözükse de gerçekte böyle değildir.
Bizzat BOP’un uygulayıcıları tarafından bu işgallerin “Haçlı seferi” olarak defalarca ilan edilmesi perde arkasında çok daha farklı niyetlerin ve hedeflerin olduğunu göstermektedir.
11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan ve Irak’ı işgale soyunan dönemin ABD Başkanı Bush bizzat bu işgale “crusade-Haçlı seferi” ifadesini kullanmıştır.
Yine Libya işgalinde ilk bombaları atan Fransa’nın o dönemki cumhurbaşkanı Sarkozy “Haçlı seferi” ifadesini kullanmıştır.
Bu ve benzeri daha birçok açıklama, kendisini modern, materyalist, laik vs tanımlarla ifade etmeye, örtmeye çalışan batının geçmişteki zihniyetinden zerre kadar bir şey kaybetmediğini göstermektedir.
Yaşanan gelişmeler Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ı bir kez daha haklı çıkarmaktadır. Sayın Baş “Harp meydanlarında her ne kadar çarpışan askerler, kılıçlar, bombalar olarak gözükse de asıl çarpışan inançlardır” tespitini sıkça yapmaktadır.
Dünyadaki bütün mücadelelerin temelinde inançlar yatmaktadır.
İşin garip tarafı, BOP bir Haçlı projesi olarak gözükse de esasen o da değildir.
Prof. Dr. Baş’ın “BOP, mimarı İsrail, taşeronu ABD olan bir projedir” derken bu gerçeğe işaret etmektedir.
BOP, Büyük İsrail Devleti hedefi taşıyan bir projedir.
Projenin gerçek sahipleri dün İngilizleri Ortadoğu, diğer bir ifadeyle arzı mevut olarak ifade edilen coğrafyaya musallat etmişlerdi, bugün ise başta ABD olmak üzere Fransa, Almanya ve diğer batılı ülkeleri…
Misyon önceliğinin İngilizlerden ABD’ye geçmesinin en büyük nedeni, İngilizlerin öyle ya da böyle kendilerine ait bir duruşlarının olmasıdır. BOP planlayıcıları İngilizlere istedikleri gibi şekil veremedikleri için, soyu soğu belli olmayan, geçmişi hırsızlık olan, kendine ait hiçbir değeri olmayan, para mukabili her şeyini satabilecek, toplama bir millet oluşturmak istediler ve ABD doğdu.
BOP’un planlayıcıları, Allah’ın kendilerine vatan ve devlet kurma yetkisi vermediklerini iyi biliyor. Esasen BOP, Müslümanlara karşı yürütülen bir savaş gibi gözükse de asıl mücadele edilen Allah’tır.
Ve şu bir gerçek ki bu mücadele baştan kaybedilmiştir, çünkü Allah her şeye kadirdir, mutlak güç O’ndadır.
Fakat adetullah gereği, Allah nasıl şeytana da mühlet verdiyse, bunlara da mühlet vermiş ve imtihan gereği onlarla mücadele etmek için Peygamberlerini ve Eh-i Beyt’ini göndermiştir.
Ahir zamanla ilgili hadis-i şeriflere bakıldığında BOP’un bir Deccal hareketi olduğu gözükmektedir. Ve yine hadislerle ispatlanmaktadır ki, Deccal hareketini Allah adına durduracak tek bir irade vardır, o da Mehdi Aleyhisselam’dır.
O halde şu tespiti yapmak hiç de yanlış olmaz: BOP’un panzehiri Ehl-i Beyt’tir.
Ehl-i Beyt’in ipine sımsıkı sarılmadan bu zulüm projesine dur diyebilmek asla mümkün değildir.
Bu açıdan da bakıldığında Prof. Dr. Haydar Baş’ın gerek El-i Beyt külliyatı, gerekse ardı ardına organize dilen Ehl-i Beyt sempozyumları çözüm noktasında tarihi öneme sahiptir.
Bizzat BOP’un uygulayıcıları tarafından bu işgallerin “Haçlı seferi” olarak defalarca ilan edilmesi perde arkasında çok daha farklı niyetlerin ve hedeflerin olduğunu göstermektedir.
11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan ve Irak’ı işgale soyunan dönemin ABD Başkanı Bush bizzat bu işgale “crusade-Haçlı seferi” ifadesini kullanmıştır.
Yine Libya işgalinde ilk bombaları atan Fransa’nın o dönemki cumhurbaşkanı Sarkozy “Haçlı seferi” ifadesini kullanmıştır.
Bu ve benzeri daha birçok açıklama, kendisini modern, materyalist, laik vs tanımlarla ifade etmeye, örtmeye çalışan batının geçmişteki zihniyetinden zerre kadar bir şey kaybetmediğini göstermektedir.
Yaşanan gelişmeler Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ı bir kez daha haklı çıkarmaktadır. Sayın Baş “Harp meydanlarında her ne kadar çarpışan askerler, kılıçlar, bombalar olarak gözükse de asıl çarpışan inançlardır” tespitini sıkça yapmaktadır.
Dünyadaki bütün mücadelelerin temelinde inançlar yatmaktadır.
İşin garip tarafı, BOP bir Haçlı projesi olarak gözükse de esasen o da değildir.
Prof. Dr. Baş’ın “BOP, mimarı İsrail, taşeronu ABD olan bir projedir” derken bu gerçeğe işaret etmektedir.
BOP, Büyük İsrail Devleti hedefi taşıyan bir projedir.
Projenin gerçek sahipleri dün İngilizleri Ortadoğu, diğer bir ifadeyle arzı mevut olarak ifade edilen coğrafyaya musallat etmişlerdi, bugün ise başta ABD olmak üzere Fransa, Almanya ve diğer batılı ülkeleri…
Misyon önceliğinin İngilizlerden ABD’ye geçmesinin en büyük nedeni, İngilizlerin öyle ya da böyle kendilerine ait bir duruşlarının olmasıdır. BOP planlayıcıları İngilizlere istedikleri gibi şekil veremedikleri için, soyu soğu belli olmayan, geçmişi hırsızlık olan, kendine ait hiçbir değeri olmayan, para mukabili her şeyini satabilecek, toplama bir millet oluşturmak istediler ve ABD doğdu.
BOP’un planlayıcıları, Allah’ın kendilerine vatan ve devlet kurma yetkisi vermediklerini iyi biliyor. Esasen BOP, Müslümanlara karşı yürütülen bir savaş gibi gözükse de asıl mücadele edilen Allah’tır.
Ve şu bir gerçek ki bu mücadele baştan kaybedilmiştir, çünkü Allah her şeye kadirdir, mutlak güç O’ndadır.
Fakat adetullah gereği, Allah nasıl şeytana da mühlet verdiyse, bunlara da mühlet vermiş ve imtihan gereği onlarla mücadele etmek için Peygamberlerini ve Eh-i Beyt’ini göndermiştir.
Ahir zamanla ilgili hadis-i şeriflere bakıldığında BOP’un bir Deccal hareketi olduğu gözükmektedir. Ve yine hadislerle ispatlanmaktadır ki, Deccal hareketini Allah adına durduracak tek bir irade vardır, o da Mehdi Aleyhisselam’dır.
O halde şu tespiti yapmak hiç de yanlış olmaz: BOP’un panzehiri Ehl-i Beyt’tir.
Ehl-i Beyt’in ipine sımsıkı sarılmadan bu zulüm projesine dur diyebilmek asla mümkün değildir.
Bu açıdan da bakıldığında Prof. Dr. Haydar Baş’ın gerek El-i Beyt külliyatı, gerekse ardı ardına organize dilen Ehl-i Beyt sempozyumları çözüm noktasında tarihi öneme sahiptir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024