Bremen mızıkacıları...

Şu iyi bilinsin, futbolda dünyaya rezil olduk. Ülkeye bu rezilliği yaşatanlar Haluk Ulusoy ve ekibinden başkası değil. Dünyanın en iyi futbolu Avrupa'da oynanıyor. Biz Kore'de dünya 3.cüsü olurken tek bir Avrupa takımı ile karşılaşmadan böyle bir unvan yakalamıştık. Takke düştü kel göründü. Önce gruptan Portekiz vizesi alamayan milli takım, play-off'a katılan en zayıf bir kasaba takımı karşısında futbola havlu attı. Doğrusu bu rezalet yenilir yutulur cinsten değil.

Şenol Güneş bir final antrenörü hiç değil. Haluk Ulusoy'un hemşerilik torpiliyle milli takımın başına getirilen Şenol Güneş'te kabahat yok. Zira onun futbol bilgi ve tecrübesi buraya kadar. Dünya kupasından sonra bu takım yenilenmeliydi. Misyonunu çoktan tamamlamış bu federasyon futbolun başından çoktan gitmeliydi. Olmadı, koltuğuna yapışmış bir Haluk gitmedi, gidemedi. Buyrun şimdi hep birlikte cenaze namazına.

İsim isim yazmayacağım. Bu milli takımda miadını çoktan doldurup 35'in üzerinde futbol oynamaya çalışan garip futbolcular var. Kabahat pek tabii onlarda değil, onları milli takıma koyan beyinlerde.

Futbolda üçüncü sınıf bir takım olan Letonya bizi İstanbul'un göbeğinde saf dışı bırakırken oynadığı futbolla da bize "zaten Portekiz'de sizden hiçbirşey olmaz. Oralara gidip rezil olacağınıza, sizin yerinize ben giderek biraz tercübe kazanayım" der gibiydi.

Çok geç olmadan herşeye silbaştan yeniden başlamalıyız. Yepyeni bir federasyon, yeni kadrolar, genç ve dinamik bir milli takım. Yalnız ne yaparsak yapalım 70 milyon Türk insanını bugün yaşadığı derin şoktan kurtarmanın imkanı yok. Haluk Ulusoy federasyonu hepimizi futboldan soğuttu. Ülke hakemliğini ise peruklu Bülent Yavuz'la birlikte çoktan bitirdi.

Hey Haluk sana söylüyorum. Bunca rezillikten sonra hâlâ o koltukta oturuyor musun? Sen bugüne kadar gördüğüm en başarısız futbol federasyonu başkanısın. Acele turistik oteline dön. Zira sen sadece oraya yakışırsın...