Atatürk'ün kurduğu CHP'yi tarihinde baraj altına ilk kez bırakma şerefine laik olan Baykal, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı vererek kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, IMF gibi uluslar arası tefecilere peşkeş çeken made in USA Kemal Derviş'i partisine katarak ikinci payeyi de elde etmiş oldu.
M. Kemal Atarürk'ün; "Benim karakterimdir" dediği bağımsızlığı, IMF'ye, Dünya Bankası'na ve AB'ye devredenlerin hangi anlayışla Atatürk'ün kurduğu partiye uygun görüldüğünü bilen varsa bana da söylesin.
Her söyleminde millîliği öne çıkaran M. Kemal Atatürk'ün partisinde, her fırsatta dış güçlerin menfaatlerini korumak ve kollamak için o yabancılar tarafından ülkemize gönderilen sayın Derviş'in ne işi var dersiniz?
Ülkeye yollandığı 17 ay içinde, Türkiye'yi en geri Afrika ülkelerinin bile gerisine götüren Derviş'in, hangi anlayışla CHP'ye alındığı ve sayın Baykal'ın ifadesiyle rozet takma merasimi kutsal Cuma gününe niye denk getirildiği ayrı bir mesele.
Yeri gelmişken "Kutsallık" İslam dışı dinlerin kullandığı bir kavramdır.
Mesela Moon tarikatı gibi. İslam'da kutsallık yerine "mübarek" kavramı kullanılır. "Mübarek Cuma günü" gibi.
Sayın Baykal'ın bu tercih ve yaklaşımı Laiklik ilkesiyle ne oranda bağdaşır, o da ayrı bir mesele.
Asıl konuya dönersek; 1923-38 yılları arasında merhum Atatürk'ün uyguladığı millî ekonomi modeli, sayın Derviş'in küresel ekonomi modeliyle nasıl bağdaştırıldı?
Merhum Atatürk'ün tarım politikasını elinin tersiyle itip, 15 günde çıkarttığı 15 yasa ile, tarım kesimini perişan eden Derviş, ne mantıkla CHP'ye uygun görüldü?
Tütün ekmesi yasaklanan, tütün üreticisi,
Buğday üreterek geçinen buğday üreticisi,
Şeker pancarına ümidini bağlayan insanlar,
Fındık yerine kızılağaç dikmesi istenen fındık üreticisi Karadeniz insanı, evet bütün bu insanlar dört gözle Derviş'i bekliyor.
Yanında Baykal olduğu halde tabi.
Devlet Hazinesi'ni banka hortumcularına peşkeş çekip, sonra da banka bağışladığı kişilerin ofislerinde strateji üretmek ne güzel.
Hortumcuların götürdüğü 22 milyar doları tahsil etmek dururken 1.5 milyar IMF yardımı için her türlü tavizi vermek ne hoş.
Sık sık yüzündeki sivilceleri aldırmak için ABD'ye giden Derviş, bu ülkeye hiç yakışmadığı gibi, Atatürk'ün kurduğu CHP'ye de hiç ama hiç yakışmıyor.
Derviş, bu ülkenin değil, ABD'nin, Dünya Bankası'nın ve IMF'nin menfaatlerini korumak için gönderildi.
Bu kurumların ülkemize yaptığı yardımların ödeme garantisini temin için görevlendirildi.
Yoksa, yutturulmaya çalışıldığı gibi, ekonomi bilgisinden istifade için değil.
O geldikten sonra, ne değişti ki?
İşsiz sayısı ikiye katlandı.
Kapanan iş yerleri yüze katlandı.
Türkiye dünya sıralamasında Afrika ülkelerinin bile gerisinde kaldı.
Dünya'nın en fazla küçülen 4. ülkesiyiz, en borçlu 7. ülkesiyiz. Millî gelir açısından nüfusunun %18'i yoksulluk sınırının altında kalan bir Türkiye var ortada.
Bu tablonun tamamı olmasa da bir kısmı sayın Derviş'in ürünü değil mi?
Dış borç O'nun sayesinde bir kaça katlanmadı mı?
"Üretimi durduracaksınız" IMF emrini o uygulatmadı mı?
Ülkedeki bir çok sanayii kuruluşu yabancılara peşkeş çekilmedi mi sayın Derviş sayesinde.
Millet aç, bîilaç, sefil, perişan, ama Baykal ise hurişan.
Bu resmen bir kötülüktür.
"Atatürk'ün kurduğu CHP'ye kötülüktür."
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne kötülüktür.
En azından.
M. Kemal Atarürk'ün; "Benim karakterimdir" dediği bağımsızlığı, IMF'ye, Dünya Bankası'na ve AB'ye devredenlerin hangi anlayışla Atatürk'ün kurduğu partiye uygun görüldüğünü bilen varsa bana da söylesin.
Her söyleminde millîliği öne çıkaran M. Kemal Atatürk'ün partisinde, her fırsatta dış güçlerin menfaatlerini korumak ve kollamak için o yabancılar tarafından ülkemize gönderilen sayın Derviş'in ne işi var dersiniz?
Ülkeye yollandığı 17 ay içinde, Türkiye'yi en geri Afrika ülkelerinin bile gerisine götüren Derviş'in, hangi anlayışla CHP'ye alındığı ve sayın Baykal'ın ifadesiyle rozet takma merasimi kutsal Cuma gününe niye denk getirildiği ayrı bir mesele.
Yeri gelmişken "Kutsallık" İslam dışı dinlerin kullandığı bir kavramdır.
Mesela Moon tarikatı gibi. İslam'da kutsallık yerine "mübarek" kavramı kullanılır. "Mübarek Cuma günü" gibi.
Sayın Baykal'ın bu tercih ve yaklaşımı Laiklik ilkesiyle ne oranda bağdaşır, o da ayrı bir mesele.
Asıl konuya dönersek; 1923-38 yılları arasında merhum Atatürk'ün uyguladığı millî ekonomi modeli, sayın Derviş'in küresel ekonomi modeliyle nasıl bağdaştırıldı?
Merhum Atatürk'ün tarım politikasını elinin tersiyle itip, 15 günde çıkarttığı 15 yasa ile, tarım kesimini perişan eden Derviş, ne mantıkla CHP'ye uygun görüldü?
Tütün ekmesi yasaklanan, tütün üreticisi,
Buğday üreterek geçinen buğday üreticisi,
Şeker pancarına ümidini bağlayan insanlar,
Fındık yerine kızılağaç dikmesi istenen fındık üreticisi Karadeniz insanı, evet bütün bu insanlar dört gözle Derviş'i bekliyor.
Yanında Baykal olduğu halde tabi.
Devlet Hazinesi'ni banka hortumcularına peşkeş çekip, sonra da banka bağışladığı kişilerin ofislerinde strateji üretmek ne güzel.
Hortumcuların götürdüğü 22 milyar doları tahsil etmek dururken 1.5 milyar IMF yardımı için her türlü tavizi vermek ne hoş.
Sık sık yüzündeki sivilceleri aldırmak için ABD'ye giden Derviş, bu ülkeye hiç yakışmadığı gibi, Atatürk'ün kurduğu CHP'ye de hiç ama hiç yakışmıyor.
Derviş, bu ülkenin değil, ABD'nin, Dünya Bankası'nın ve IMF'nin menfaatlerini korumak için gönderildi.
Bu kurumların ülkemize yaptığı yardımların ödeme garantisini temin için görevlendirildi.
Yoksa, yutturulmaya çalışıldığı gibi, ekonomi bilgisinden istifade için değil.
O geldikten sonra, ne değişti ki?
İşsiz sayısı ikiye katlandı.
Kapanan iş yerleri yüze katlandı.
Türkiye dünya sıralamasında Afrika ülkelerinin bile gerisinde kaldı.
Dünya'nın en fazla küçülen 4. ülkesiyiz, en borçlu 7. ülkesiyiz. Millî gelir açısından nüfusunun %18'i yoksulluk sınırının altında kalan bir Türkiye var ortada.
Bu tablonun tamamı olmasa da bir kısmı sayın Derviş'in ürünü değil mi?
Dış borç O'nun sayesinde bir kaça katlanmadı mı?
"Üretimi durduracaksınız" IMF emrini o uygulatmadı mı?
Ülkedeki bir çok sanayii kuruluşu yabancılara peşkeş çekilmedi mi sayın Derviş sayesinde.
Millet aç, bîilaç, sefil, perişan, ama Baykal ise hurişan.
Bu resmen bir kötülüktür.
"Atatürk'ün kurduğu CHP'ye kötülüktür."
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne kötülüktür.
En azından.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024