Tamamen İslam'ın armağanı olan, İslam'ın getirdiği şehitlik ve gazilik gibi kutsal kavramlar sayesinde vatan kılınmış olan bu ülkede, İslam hor görülüyorsa, sosyal hayattan dışlanmak isteniyorsa, din olarak İslam'ı seçmiş olan ve bu son ekmel dinleri sayesinde hayatiyetlerini devam ettirmiş olan Müslümanlar her alanda üvey evlat muamelesi görüyorlarsa ve siz bu vahim manzara karşısında susuyorsanız, her geçen gün vebaliniz katbekat artıyor demektir.
Anadolu coğrafyasına son din İslam, son kitap Kur'an ve son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam mührünü kazımak için yani insanlığın şirk batağından kurtulup tevhid inancıyla buluşması için varını-yoğunu ortaya koymuş, gerektiğinde terk-i mal ve terk-i can etmekten kaçınmamış müvahhid dedelerin torunları olarak, devraldığınız bu mükaddes mührü bozmaya hatta kazımaya yönelik faliyetler karşısında heykel gibi duruyor, hem de ifsad faaliyetlerinde hikmet arıyorsanız yarın dedenizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Torunlarınızın yüzünüze tükürmesini nasıl önleyeceksiniz?
"Avrupa'da bizim insanımız cami açıyor, bizim kasabamızda beldemizde kilise açılmasının ne mahzuru var?" diyorsanız, beyninizi sulandıran müthiş bir zehri size yutturmuşlar demektir. En yakınınınzdaki bir hastanenin acil servisine, bir deli doktoruna müracaat etmenizde sayısız faydalar olacaktır.
Nazlı hilalimizin yanına, şirk sembolü olan haç işaretinin ve siyon yıldızının iliştirilmesini çan sesinin ezan sesine karıştırılmasını "dinlerin kardeşliği" olarak görüyorsanız, görüş mesafeniz sıfırın altına düşmüş demektir. Sizi böylesine kör eyleyen sebepleri bulup yakalarına yapışmanız sonra da tedavi yollarını aramanız gerekmektedir.
Bu ülkede, iki yılını doldurmak üzere olan bir iktidar, Avrupa Birliği'ne Uyum Yasaları adı altında, bilmem kaçıncı uyum paketinin kanunlarını çıkarmak için mesai yapıyor, sadece ve sadece dışardaki ve içerdeki ecnebilerin, harici ve dahili düşmanların arzularını yerine getirmek için uğraşıyor ve siz hala "Bekleyelim, biraz daha kredi verelim, zaten iki yıl bir şey beklemeyin demişti" diyorsanız, tam da haçlı dünyasının arzuladığı seçmen kıvamına ulaşmışsınız demektir.
Uyum yasalarını Meclis'ten geçirmeye gelince şahin kesilen, kükremiş aslan rollerini oynayan kabine üyeleri, millet adına bir tek adım atmaya sıra gelince "Biz hükümet olarak bedelini ödemeye hazır değiliz" diyerek, kim adına adım attıklarını, kimden yana tavır aldıklarını apaçık ortaya koydukları halde "Ne yapsınlar canım, bu ortamda bu kadar" diyorsanız, Nazlı Hanım ve gibilerinin efsunlarından kurtulmanın çarelerini derhal aramalısınız.
Ey bu ülkenin insanları! Anadolu coğrafyasının sahipleri ve sakinleri! Bu ülkede başdöndürecek hızda fırıldaklar çevrildiğinin ve bu ülkenin parsel parsel satıldığının farkında mısın?
Anadolu coğrafyasına son din İslam, son kitap Kur'an ve son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam mührünü kazımak için yani insanlığın şirk batağından kurtulup tevhid inancıyla buluşması için varını-yoğunu ortaya koymuş, gerektiğinde terk-i mal ve terk-i can etmekten kaçınmamış müvahhid dedelerin torunları olarak, devraldığınız bu mükaddes mührü bozmaya hatta kazımaya yönelik faliyetler karşısında heykel gibi duruyor, hem de ifsad faaliyetlerinde hikmet arıyorsanız yarın dedenizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Torunlarınızın yüzünüze tükürmesini nasıl önleyeceksiniz?
"Avrupa'da bizim insanımız cami açıyor, bizim kasabamızda beldemizde kilise açılmasının ne mahzuru var?" diyorsanız, beyninizi sulandıran müthiş bir zehri size yutturmuşlar demektir. En yakınınınzdaki bir hastanenin acil servisine, bir deli doktoruna müracaat etmenizde sayısız faydalar olacaktır.
Nazlı hilalimizin yanına, şirk sembolü olan haç işaretinin ve siyon yıldızının iliştirilmesini çan sesinin ezan sesine karıştırılmasını "dinlerin kardeşliği" olarak görüyorsanız, görüş mesafeniz sıfırın altına düşmüş demektir. Sizi böylesine kör eyleyen sebepleri bulup yakalarına yapışmanız sonra da tedavi yollarını aramanız gerekmektedir.
Bu ülkede, iki yılını doldurmak üzere olan bir iktidar, Avrupa Birliği'ne Uyum Yasaları adı altında, bilmem kaçıncı uyum paketinin kanunlarını çıkarmak için mesai yapıyor, sadece ve sadece dışardaki ve içerdeki ecnebilerin, harici ve dahili düşmanların arzularını yerine getirmek için uğraşıyor ve siz hala "Bekleyelim, biraz daha kredi verelim, zaten iki yıl bir şey beklemeyin demişti" diyorsanız, tam da haçlı dünyasının arzuladığı seçmen kıvamına ulaşmışsınız demektir.
Uyum yasalarını Meclis'ten geçirmeye gelince şahin kesilen, kükremiş aslan rollerini oynayan kabine üyeleri, millet adına bir tek adım atmaya sıra gelince "Biz hükümet olarak bedelini ödemeye hazır değiliz" diyerek, kim adına adım attıklarını, kimden yana tavır aldıklarını apaçık ortaya koydukları halde "Ne yapsınlar canım, bu ortamda bu kadar" diyorsanız, Nazlı Hanım ve gibilerinin efsunlarından kurtulmanın çarelerini derhal aramalısınız.
Ey bu ülkenin insanları! Anadolu coğrafyasının sahipleri ve sakinleri! Bu ülkede başdöndürecek hızda fırıldaklar çevrildiğinin ve bu ülkenin parsel parsel satıldığının farkında mısın?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024