24 Haziran seçimlerinde alınan yüzde 22'lik sonuç, CHP açısından kelimenin tam anlamıyla hezimet! Bu sonucu okuyamayan CHP yönetimi, hezimet yerine 'hizmet' demeyi tercih ediyor elbette. Onlar milletin hali hazırda hizmetindeler. Hezimet de ne imiş.
Ama gerçek bu...
Hezimet. Hezimet. Hezimet!
Siyasetin, muhalefet için bu kadar verimli ve pozitif olduğu bir ortamda siz partinizin oylarını artırmak yerine 2.5 puan düşürmeyi becermişseniz bu hezimet değil de nedir?
25 sene evvel yazdığı bir yazıda Atatürk'e 'Kefere Kemal' diye yazanları CHP'nin parti meclisi üyesi ve saygın abisi yapıp meclise sokarak, AKP'nin eski vekillerine meclis yolunu açarak, mazilerinde Atatürk düşmanlığının tecilli öncülüğünü yapmakla mahir, milli görüşü kucaklayarak hem kendi oylarını kaçırırsın hem de Atatürk düşmanlarının sana nanik yaptığını görürsün.
CHP sözcüsü Bülent Tezcan diyor ki: "Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi sonuçlarını üç koldan analiz ettik. Türkiye'nin seçimlerdeki fotoğrafını çekeceğiz. Oy aldığımız 'bizim mahalle'ye hitap eden dili terk edeceğiz; 'karşı mahalle'den oy isteyen, onlara hitap eden bir dil ve çalışma yöntemini benimseyeceğiz."
CHP'nin seçim sonuçlarını, değil 3 koldan 13 koldan da analiz etseniz, Türkiye'nin fotoğrafını çekeceğiniz, komşu mahalleye hitap eden bir dil ortaya koyacağınızı zannetmiyorum.
Çünkü CHP'nin "Türk milletinin fotoğrafını çekecek ve komşu mahalleye hitap etme çabasında olan bir dil ortaya koyacak yönetim kadrosundan" uzak olduğunu düşünüyorum.
Bence Türkiye, komşu mahalle ile değil önce Atatürk'le işe başlamalı.
Çoktandır Atatürk'le bağını tamamen koparmış, Atatürk'ten hiç bahsetmemeyi içselleştirmiş, seçim sürecinde tek bir kurmayının bile Atatürk kelimesini ağzına almadığı bir CHP var karşımızda.
Atatürk'ün partisi önce Atatürk'le barışacak.
Atatürk'ün bağımsızlıkçı, özgürlükçü, milli, vatansever, anti-emperyalist söylem ve politikalarıyla barışacak.
Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı yapmak için çırpınan CHP yönetimine Atatürk'ü hatırlatmak laf-ü güzaf olabilir ama biz yine de vazifemizi yapalım.
Ve CHP yönetimi ikinci olarak
Haydar Baş Bey'le barışacak.
Bir sürü ayak oyunlarıyla yarı yolda bıraktığınız, verdiğiniz sözü tutmadığınız, CHP tabanının onca talebine ve isyanına rağmen kucak açmadığınız Haydar Hoca ve
Milli Ekonomi Modeli'yle barışacak.
Evet, Türkiye'nin fotoğrafını çekmek istiyorsanız önce Atatürk'ün ve Haydar Hoca'nın fotoğrafını çekin.
Türkiye'nin fotoğrafı da kendi mahallenizin fotoğrafı da komşu mahallelerin fotoğrafı bu iki isimde gizli?
Yanlış anlamayın, onlar size muhtaç değil, siz onlara muhtaçsınız!
Atatürk'ün partisi Atatürk'e kulak vermeli: "Batının Türkleri yok etme konusundaki görüşü, bir gelenektir, kalıtımsaldır, genetiktir." (Atatürk'ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev ve Demeçleri, Sadi Borak, Kaynak Yayınları, İstanbul 1997, sf. 198)
CHP, Türkleri ve Türkiye'yi yok etmek isteyen Amerika'yı, Avrupa'yı ve oradan gönderilen Kemal Derviş'leri yeniden kurtarıcı olarak özümseyen bir parti olamaz.
Komşu mahalleye gitmeden önce kendi mahallenize bir bakın.