Dünyada eğitim sistemi ile bu kadar oynayan bir ülke var mı bilmem. Neredeyse her yıl ya sınav sistemi ya müfredat ya da ya da geçme sistemi değişiyor. Çocuklarımız adeta deneme yanılma yöntemiyle kobay olarak kullanılıyor.
OECD'nin 2016 yılı Uluslararası Öğrenci Performansı Değerlendirme Raporunda (PISA), Türkiye diplerde yer alıyor. 15 yaş öğrencileri arasında yapılan değerlendirmelerde, 35 OECD ülkesi arasında sonucuyuz. Okumada 37'nci, fen bilimlerinde ise 41. sıradayız. 64 ülke arasında yapılan bu araştırmaya göre matematik ve temel bilimlerde de okuma dalında da eğitim sistemimiz felaket sinyalleri veriyor. Meslek lisesi mezunu olup dört işlem yapmayı bilmeyen öğrenciler mi istersiniz, TEOG'tan, YGS'den, LYS'den sıfır çeken öğrenciler mi?
Böyle bir durumda kendini sorgulaması ve mesela PISA verilerine göre çocuklarını zirve noktada eğiten Singapur, Hong Kong, Çin gibi Asya ülkeleri bu işi nasıl yapıyor diye araştırıp buradan elde edilen sonuçları kendi "milli bünyemize" uygun hale getirmek yerine biz, hep sınav sistemiyle, not sistemiyle, gereksiz müfredat değişiklikleriyle uğraşmışız.
Mesela son olarak önümüzdeki eğitim-öğretim yılında tarih derslerinde Atatürk'ü azaltmanın, İnönü'yü kaldırmanın planlarını yapıyoruz. Atatürk'ün inkılaplarını kaldırınca çocuklarımız tarihi daha iyi mi öğrenecek, İnönü'yü budayınca daha çok mu kitap okuma merakları artacak, geometriye daha mı hevesle yönelecekler? Allah aşkına son 15 yılda milli eğitimde ne kadar çok değişiklik yapıldığının farkında mısınız?
Deniz Zeyrek, Hürriyette dün yayınlanan yazısında çok önemli tespitlerde bulunmuş:
" * 2002'de Kasım ayında AK Parti iktidara geldi. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna Erkan Mumcu oturdu ancak sadece 4 ay o görevde kalabildi.
* 14 Mart 2003 günü eğitimin dümenine geçen Hüseyin Çelik, 1 Mayıs 2009'a dek, tam 74 ay görev yaptı. Mumcu, 2004'te müfredatı değiştirdi. Okumayı cümlelerle değil, seslerle öğretme ile o yıl tanıştık. Çocukların ilk öğrendiği "a" değil "e" sesi oldu. Haliyle "Ali topu at" tarzı fişler tarih oldu.
2005'te liseler 4 yıla çıkarıldı. İngilizce hazırlık sınıfları kaldırıldı.
Çocuklar yazmayı el yazısıyla öğrenmeye başladı.
Liselere girişte yapılan LGS kaldırıldı, yerine OKS getirildi. İlk OKS 2006'da yapıldı.
2007'de OKS'nin yerine 6, 7 ve 8. sınıflarda SBS yapılması kararlaştırıldı.
2008'de son OKS yapıldı. 6 ve 7. sınıflar SBS'ye girdi. Dershaneye gitme işi 4. sınıfa düştü.
* 1 Mayıs 2009'da Hüseyin Çelik gitti, yerine 26 aylığına Nimet Baş geldi.
Bakan Baş,1999'dan beri tek olan üniversiteye giriş iki sınavını ikiye çıkardı. 2010'da liseden üniversiteye YGS ve LYS ile geçilmeye başlandı. 2010'da SBS'yi okul dışı kaynaklara (dershanelere) yönlendiriyor diye 3 aşamalı olmaktan çıkardı, 8. sınıfta yapılacak tek sınava dönüştürdü.
* Ömer Dinçer, 6 Temmuz 2011 günü Milli Eğitim Bakanı oldu. En iddialı değişikliklere o girişti: 28 Şubat'ın eseri 'katsayı' sorununa neşter attı. Nimet Baş uğraşmış, Danıştay'ı aşamamıştı. Dinçer, 2012'de muzaffer oldu.
En önemli eseri 4 artı 4 artı 4 diye anılan yeni eğitim sistemi oldu. 8 yıllık eğitime geçişle kapanan imam hatip ortaokulları yeniden açılmaya başlandı. Okul yaşı 5.5 oldu.
* Nabi Avcı 24 Ocak 2013 günü Milli Eğitim Bakanı oldu. 40 ay görev yaptı.
Ekim 2013'te SBS kaldırıldı, yerine 6 ayrı dersten yılda iki kez yapılan TEOG getirildi.
* Dershaneler, devletin katkı payı ile öğrenci alan liselere dönüştü. Lise son sınıf öğrencileri en iyi okullarda okusalar bile dershaneden bozma bu liselere akın etti.
Binlerce okul yöneticisi bir gecede değiştirildi. Müfettişlik kavramı da sil baştan değişti.
* 65. hükümetin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a da müfredatı yeniden değiştirmek düştü. Proje okullar ve bu okullardaki öğretmen rotasyonu da tarihe geçti." (Hürriyet, 15 Ocak 2017, Deniz Zeyrek)
LYS'den OKS'ye, OKS'den SBS'ye, SBS'den TEOG'a sınav sistemini değiştir babam değiştir. Ortaokuldaki öğrenciye nasıl daha iyi bir eğitim veririmin hesabını yapmak gerekirken habire sınav sistemi değiştirerek bir yere varmak mümkün mü?
Kendi insanını ve dolayısıyla öğrencisini tanımayan bir milli eğitim sistemi, çocuklarımıza ancak böyle zulmeder.
Yok o sistemdi, yok bu sistemdi diyerek allak bullak edilen ve kobay olarak kullanılan bu memleketin evlatları, bu köksüz ve 'milli olmayan' eğitim sisteminden mustariptir.
Bu ıstırabı milletçe de yaşıyoruz.