AKP 'Terörle Mücadele Yasası'nı incelemek üzere bir komisyon kurmuş ve başına da Dengir Fırat Bey'i getirmiş, tam adamını bulmuş. Cuma günkü Milliyet'te okuduğuma göre Dengir Bey birilerine fena halde kızmış, veryansın etmiş. Etmiş de DEHAP için daha fazla demokrasi isteyen ve seçmenlerini bununla avlamaya kalkan Dengir Bey, mantıktan, salim düşünceden tamamen uzaklaşmış. Demokrasi derken tamamen despotik bir 'Tek Adam' rejimine kapılanmış. Dengir Beyimiz, DEHAP'a daha çok demokrasi isterken, son terör olayları neticesinde, kanunda değişiklikler yapılması gündeme gelince, herhalde sunulan bazı taslaklara sinirlenmiş haykırıyor: "Hiçbir taslak beni ilgilendirmez. Genelkurmay, MİT, JİTEM değişiklik isteyebilir. Ama bunlar bizi bağlamaz." Ne kadar iyi değil mi, hazret bütün bu teşekküllerin üzerinde. Sadece onların mı? Sıkı durun kendi hükumetinin bakanlarının da üzerinde, bakın nasıl devam ediyor:"Adalet Bakanlığı'nın taslağı da beni ilgilendirmiyor. Bakan da beni ilgilendirmiyor.' Kendi hükumetinin Adalet Bakanı'nın taslağı da onu ilgilendirmezse kimin taslağı onu ilgilendiriyor? Yoksa Talaban"'nin mi? Ne güzel demokrasiymiş bu? Devam ediyor Dengir Bey 'Şurası, burası taslak hazırlayabilir. İktidar biziz, patron biziz, patron Meclis'tir... Meclis'in dışında bir yerde kanun mu yapılıyor?.. Başbakan'ın ağzından bir laf çıkar, bir tek o laf partiyi bağlar. Bugün Türkiye'de artık sivil otorite var, yirmi yıl önceydi o devirler. Hesabını vatandaşa ben vereceğim."Büyük şanssızlıkBu kadar ilkel bir ruh haletini ve anlayışını, bu kadar kaba şekilde ifade eden bir kişinin iktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı olması Türk Demokrasisi bakımından büyük bir şanssızlıktır. Çünkü bütün bu sözlerin hiçbirisinin demokratik anlayışta yeri yoktur. Bir denge, bir hukuk, bir adalet, bir anayasa rejiminde, Anayasa tarafından kurulmuş müesseselerin en küçüğünün bile fikrinin bir değeri vardır. Yani Kahta Ocak Başkanı'nın taslağını nazara alacak da Genelkurmay'ınkini, Adalet Bakanı'nkini almayacak... Peh peh peh. Elbette her taslağın her yönü kabul edilmeyebilir. Ama hiçbir taslağın hiçbir yönünü kabul etmeyiz demek ne biçim bir despotluktur, 'Dediğim dedik, çaldığım düdüktür' havasının dik alasıdır... Dengir Bey, bir uzlaşma rejimi olan demokrasi diye aslında tam bir dikta ve 'Tek Adam' despotluğunu açıkça öne sürmekte ve ilan etmektedir. Tayyip Bey tek adamdır o nasıl bir kanun çıkmasını isterse, AKP Grubu da, Meclis'te o yönde karar vermeye mecburdur demek istiyor ve Grubu da, Meclis'i de kendisi gibi 'Tek Adam' saplantısında ve emrinde gösteriyor. Böylece Meclis dışında bir tek insanın, hem de bir 'laf' ile kanun yaptığını da itiraf etmiş bulunuyor. Böyle bir demokrasi ancak eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri'nde vardı. Sonunu gördük. Demek şimdi AB Kriterleri de böyle. Maşallah!Bu anlayış mahvederDemokrasİler kanun rejimidir. Kanuni müesseseler ve elbette ağırlığı olan Genelkurmay, MİT ve JİTEM gibi Adalet Bakanlığı gibi kuruluşları bir kalemde karşısına alıp hepsini de 'Tek Adam'ın ağzından çıkacak bir 'lafa' mahkum hale getirmek de bu müesseselere yapılmış en büyük hakarettir. Sadece o müesseselere mi, demokrasinin bizzat kendisine yapılmış en büyük hakarettir. Hele hükumet dışındaki bir kişinin, hükumetteki bir zata ve bakanlığa bu husumeti akla hayale sığmayacak bir maraz" haldir. Görülmektedir ki Dengir Bey, Tayyip Bey'e sırtını dayamış, hiçbir şeyden pervası kalmamış birisi olarak sağa sola çatıp duruyor. Ancak, acaba Tayyip Bey onu ve onun bu despotik anlayışını daha ne kadar sırtlayabilecek?.. Bu parti içi bir meseledir diyemeyiz. AKP'nin ve AKP Genel Başkan Yardımcısı'nın bu 'demokrasi anlayışı' bu memleketi de, memleketteki demokrasiyi de mahvedecek bir anlayıştır. Tercümesi 'Terör demokrasiden iyidir' demektir. İktidar Partisi'nde, bizim de yıllarca dışardan görüp yazdığımız gibi gelişen bu 'Tek Adam' psikozunu eğer Tayyip Bey birkaç gün zarfında ret ve tashih etmezse o zaman Türkiye'ye acil surette önce AKP'den başlamak üzere demokrasiyi getirmek ve bunun için gerekli her şeyi yapmak şart olacaktır. Demek, Türkiye'nin güvenliği ve geleceği sadece Tayyip Bey'in ağzından çıkacak bir lafa bağlı ha? Demek Türkiye bu vahim noktada ha? Vahim, çok vahimErgun Göze / Tercüman