İthalatın son aylarda aşırı derecede artması yerli üreticiyi oldukça zora sokmuş durumda. Bu yıl içerisinde ithalat aylık 6 milyar dolar sınırını iki kez geçti. Ülkemizin GSMH sı 200 milyar dolarlar civarında olduğu düşünülürse İthalatın, GSMH'nın %30'u düzeyinde olduğu görülür ki, bu oran çok riskli bir düzeydir.
Hükümetin acilen buna tedbir alma mecburiyeti vardır. Esasında çok geç bile kaldılar. Ancak para piyasalarında ki hareketlere konsantre olan hükümet, reel sektörü unutmuş gözüküyor. İthalatın bu derece artıyor olması: döviz piyasalarında bir krizi getirebileceği gibi ,ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliği körükleyecektir. Çünkü ithalat yerli üreticiyi vurdukça, işyerleri kapanacak işsiz insanların sayısı artacaktır.
AKP iktidarı serbest piyasa ekonomisinden asla taviz veremeyeceklerini belirtiyor. Esasında serbest piyasa ekonomisi tam bir hayaldir. Her ülke kendi çıkarları doğrultusunda ekonomisine yön verir. ABD, Çin mallarının kendi üreticisine zarar verdiğini belirterek. Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini aşırı oranda arttırdı. Tekstil ve soya dan sonra TV ithalatına da uygulanan vergileri % 27'den % 78'e çıkardı. Hatırlarsanız geçen senelerde de ABD kendi çelik sanayini korumak için dünyadan aldığı çeliğe % 30'lar düzeyinde de vergi getirmişti.
AB ile aramızda gümrük birliği olmasına rağmen İtalyan köylüsü zarar görüyor diye fındığımıza AB ülkelerinin yaptığını yakınan biliyoruz. Özetle her ülke kendi sanayisini ve üreticisini korumak için gerekli her türlü önlemi alır. Gerekirse gümrükleri arttırır, gerekirse kota koyar. O yüzden bizim tekstil ürünlerimize birçok ülkede kota vardır. Bu serbest piyasa dedikleri şey sizce de, bizim gibi ülkeleri kandırmak için üretilen bir slogan değimli?
Çıkın sokağa, bir çok sektörde Çin malları pazarımızı işgal etmiş durumda. Üretici firmalar ya ithalatçı olmuş, yada montajcı konumuna gelmiş. Bu yıl eylül ayı sonuna kadar ara mamul ithalatımız 36 milyar doları aşmış durumda. Acilen önlem alınması gerekiyor.
Peki ne yapılması lazım? BTP Lideri Prof. Dr.
Haydar Baş bu soruya detaylı cevap veriyor.
1- Yerli sanayiyi korumak için anti damping vergilerini devreye koymak
2- Gümrük kapılarında olan kaçak ithalata son vermek için hem yasal hem de yapısal tedbirler almak.
3- İthalatını yapmak zorunda olduğumuz mamuller için ,bu mamullerin ülkemizde üretimine teşvik sağlayarak dışa bağımlı olmaktan kurtulmak
4- Özellikle enerji kaynaklarının ithalatı yerine kendi enerji kaynaklarımızı devreye koymak
5- İhracat için damping anlayışına öncelik vererek ihracatçımızın dışarıda rekabet şansını sağlamak. Mesela 100 liralık ihracat için 30 liralık teşvik gibi. Bu çok detaylı bir konudur. Yerine göre direk yerine göre indirerek teşvik sağlanabilir.
6- Vekillerin yurtdışında pazar bulmak için yerine göre eline çantayı alarak kapı kapı dolaşmasını sağlamak
7- İstihdam vergilerinde yapılacak indirimlerle üreticiye rekabet şansını sağlamak
8- Kur politikası ithalat ve ihracat dengesine endekslenerek sabit kur politikasına geçmek.
9- Gümrük birliğine son vererek kendi çıkarlarımız doğrultusunda yeniden düzenlemek. Çünkü şu anda gümrük birliği bize en az 70 milyar dolar zarar getirdi.
Daha yazılacak çok madde var ancak BTP programından şu anda aklıma gelen bunlar. Bugün AKP iktidarı ise bunların hiç birini yapmıyor. Aksine birçoğunun tam tersini yapıyor dersek yalancı olmayız.