logo
20 NİSAN 2024

Dağlar seni delik deşik delerim

25.11.2005 00:00:00
"Güvenlik güçlerine taşlı sopalı, molotofkokteylli ve silahlı saldırılar yapıldı. Türk bayrakları indirildi. Atatürk büstleri parçalandı. Askeri lojmanlara saldırıldı. Sivil evlerde oturan askerlerin evlerine saldırıldı. PKK bayrakları açıldı. Terör örgütü lehine açık sloganlar atıldı. Ölümlere sebebiyet verildi." Yukarıdaki fotoğraf, bakmasını bilen için Mustafa Kemal Paşa'nın NUTUK'un başında "19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıktım" dedikten sonra çizdiği "vaziyet ve manzarai umumiye" resmi ile aynıdır.Kara Kuvvetleri Komutanı bu vahim saptamayı yaptıktan sonra da kimsenin dillendiremediği yahut "ilişik" basının etkisinde kalarak görmezden gelmeyi yeğlediği en can alıcı soruyu soruyor. (Hürriyet. 23 Kasım 2005)"Birçok makam haklı olarak, 'Sorumluları bulunacak ve açıklanacak' dedi. Gizli hiçbir şeyin kalmaması lazım. Nereye kadar giderse gitsin açıklasınlar dendi. Ancak bu bölgeden sorumlu komutan olarak bir soru sorma hakkını taşıyorum. Bu olaydan sonra meydana gelen olaylar yasal mı? Güvenlik güçlerine kimler saldırdı? Türk bayraklarını indirenlerin, güvenlik güçlerine saldıranların hareketlerinde kanun dışılık yok mu? Bu konularda hassasiyet göstermeyecek miyiz? Ben çok merak ediyorum. Böyle bir orkestra şefi gibi kim harekete geçiriyor bu insanları?""Kocası görevdeydi ve 2 çocuğu ile evde yalnızdı polisin eşi... Evi saran grup önce taş yağdırmaya arkasından kapıyı zorlamaya başladı. Çığlık çığlığa ağlayan çocuklarını alıp banyoya sığındı. Salonda kalan telefonunu almak için gittiğinde içeri yağmur gibi taş yağıyordu. Kapı her tekmede esniyor, arkasına dayalı sandığı zorluyordu. Her an kırılabilir, kalabalık içeri girebilirdi. Karakolda bulunan polis memuru, eşinden gelen telefondan sonra çıldıracak gibi olmuştu. Çünkü karakol da saldırı altındaydı. Tek başına dışarı çıkmayı başarsa bile evlerini saran ve bir bölümü silahlı kalabalıkla baş etmesi imkansızdı. Polİsİn eşi dehşet içinde dua ederken uzaktan silah sesleri gelmeye başladı. Gelen emniyetin panzeriydi. Evi saran kalabalığı havaya ateş açarak dağıtmaya çalışıyordu. Ve Hakkari'de 16 Kasım 2005'te, 10 polisin ailesi aynı dehşeti yaşıyordu." (Güneş Gazetesi. 23 Kasım 2005)"11 yaşındaki polis çocuğunun olay günü yaşadıkları ise bir ömür boyu izleri silinemeyecek kadar korkunç. Bakın küçük M.'nin başına neler gelmiş: Okuldan çıktım eve geliyordum. 8-10 kişilik bir grup kürtçe ana avrat küfretti. Sonra '....... polis çocuğu. s...... gidin bizim memleketimizden' diye üzerime yürüdü. Kaçmaya başladım. Hem taş atıyor hem kovalıyorlardı. Askerlik Şubesi'nin önüne geldiğimde 'imdat beni öldürecekler' diye bağırıp yardım istedim. Kapıdaki nöbetçi asker havaya ateş açtı. Beni alıp içeri götürdü. Ben artık burada okula gitmem. Zaten okulda beni hiç rahat bırakmıyorlar. Sınıfa Kürdistan haritası asıyorlar. Durmadan 'Burası bizim ülkemiz.. Defolup gidin. Yoksa biz göndereceğiz' diye hakaret ediyorlar." (Güneş Gazetesi. 23 Kasım 2005)Kocası görevde olan polis eşinin ve iki çocuğu ile yalnız başına evinde;Ve 11 yaşındaki polis çocuğu M'nin de okulunda yaşadıkları, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın söylediklerinden daha vahimdir kıymetli okuyucu.Sizi bilmem ama bana 1963'ün Kanlı Noel'inde Lefkoşa'da Türk Kuvvetleri Alayı doktorunun eşi ve iki çocuğunun saklandıkları banyo küvetinde Rum katiller tarafından öldürülmeleri olayını hatırlatmıştır.Peki, Hakkâri'nin "konu ile ilgili" en yüksek mülki âmiri olan Vali Erdoğan Gürbüz ne diyor? (Hürriyet; 17 Kasım 2005)"Güvenlik görevlilerine taş atanlara karşı silah kullanılmaması için sürekli talimatlar veriyoruz. Ancak bir anda kalabalıklar oluşuyor ve inanılmaz ölçüde bir taş yağmuru başlıyor. Yüksekova'da, güvenlik görevlileri göstericileri dağıtmak için uyarı atışları yaptılar. Panzerin devrilmesi sonucu altında üç polisimiz kaldı. Polislerimizi göstericilerin arasından güçlükle kurtarabildik. Ne zamana kadar silah kullanmayacağız? Göstericiler silahlı neticede. Üzerinize geliyorlar, linç etme girişiminde bulunuyorlar. Buralarda şimdi DEHAP'lı belediye başkanları ne istiyorsa, halk onu yapıyor. Belediye Başkanları 'durun' diyor duruyorlar. Durduran da, harekete geçiren de onlar. Başkanlarla görüşüp görevlilere ateş edilmemesini söylemelerini, aksi halde güvenlik görevlilerinin de ateş edenlere silahla karşılık vereceklerini belirtiyoruz. Olaylar o kadar yoğun ki, üç kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylara Cumhuriyet Savcısı hala el koyamadı. Burada herkes silah kullanıyor, atıyor. Jandarma, emniyet, vatandaş silah atıyor. Buradaki olaylar öyle Ankara'dan, İstanbul'dan görüldüğü gibi değil. Buradaki olayı başka yerde bulunan birisine anlatsam, 'korkmuş, çekinmiş, abartıyor' diye içinden geçer. Burada olaylar bildiğiniz gibi değil. Görmeden, yaşamadan buradaki olaylar anlatılmaz. Örgüt elemanlarının telsiz konuşmalarından, olayların daha da tırmandırılması talimatları veriliyor.'Örgüt polisin, jandarmanın halka ateş etmesini, halka saldırmasını istiyor. Sivil bir uzman çavuşu kaçırıp neredeyse komaya girecek kadar dövdüler. Daha sonra alıp bir yere götürmüşler. Uzman çavuş, daha sonra grubun elinden kaçmayı başarıyor. Silahı ve kimliği gasp edildi. Tedavi için Van'a kaldırıldı."Bunun üzerine adı geçen Belediye Başkanları Vali'nin kendilerini hedef gösterdiği konusunda şikâyetçi oluyorlar.Başbakan'ın Hakkâri'yi ziyaretinde de toplanan kalabalık "Vali istifa" diye bağırıyor.Başbakan diyor ki; "Ben ve bakanlarım sloganlarla ülkeyi idare etmiyoruz. Bu böyle biline. İndirin o pankartları cebinize koyun.""Şikayetçi" Belediye Başkanı bir el işareti ile protestoları susturuyor.Başbakana ve bakanlarına "otorite "gösterisi yapıyor.Başbakan Ankara'ya dönüyor.Ve Vali görevden alınıyor.Siz şimdi bir el işaretiyle halkı susturan, bir el işaretiyle kepenk kapattırıp açtıran belediye başkanı olsanız;Keyifle çubuğunuzu tüttürüp ellerinizi ovuşturmaz mısınız?Peki ey okuyucu şimdi sen olayların aldığı bu son şekil üzerine Hakkâri'yi kimin idare ettiğine hükmedersin?Yalnız kimse Hakkâri'ye yeni atanan Nasuhbeyoğlu'nun; Akepe'nin "vücut dilinden anlayan" yeni bir Efkan Ala olacağını zannetmesin.Tanıdığımız Nasuhbeyoğlu "milli endişeleri olan" bir vatan evladıdır.Fakat Vali'nin değiştirilmesi "acz"dir, görülmedik büyüklükte bir yönetim zaafıdır ve "örgütün" de zaferidir.Hazır eliniz değmişken Belediye Başkanı'nı "vali" yetkisi ile donatsanız daha az çapraşık olmaz mıydı?Belediye Başkanı, Erdoğan'la görüşmesinde "Cenaze töreninde neden jetler uçtu?" diye hesap soruyor.Başbakanın verdiği cevap daha da tüyler ürpertici, "Ben de rahatsız oldum, araştıracağım"..Hasan Cemal, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın jetler ile ilgili olarak yaptığı "Tamamen bir tesadüf. Rutin eğitim uçuşlarını yapıyorlar. Profil diyorlar. Sanki bir yere taarruz ediyor gibi hareketler yapıyorlar. Tamamen rutin. O olay için görevlendirilmiş değiller" açıklamasına; "Peki ama rutin olan acaba bir günlüğüne ertelenemez miydi? Rutin olanın uçuş yeri acaba bir günlüğüne değiştirilemez miydi? Nüanslara, 'ince ayarlar'a her zaman son derece düşkün olan komutanları eğer isteseler, eminim, bu noktayı atlamazlardı" yorumun getiriyor.Neredeyse Hakkâri'yi işgal eden, Hakkâri'de devlete sövenlerden özür dilenecek.Önce jetlerin "rutin" görev yerleri değiştirilecek.. Sonra sıra askere ve polise gelecek..Vali demiyor muydu; askeri ve polisi cenaze günü ortalıktan çektik.Ateş etme yetkisini aldık..En sonunda bölge "askersizleştirilecek".Barış Gücü gelecek.. AB Çerçeve Belgesini iyi okusanıza?BBC o gece Yüksekova'ya bağlanıyor?Yüksekova Haber Gazetesi'nin muhabirine "Başbakanın gezisi nasıl karşılandı?" diye soruyor?Cevap; "Güvenlik kuvvetleri ile çatışmada öldürülen üç genç için başsağlığı dilemedi." Bombalanan kitapçıya giden, Vali'yi görevden alan, jetlerden rahatsız olan Erdoğan bari bir de onu yapsaydı.Başbakanla Yüksekova Belediye Başkanı arasında geçen şu diyalog tarihe not düşülecek bir ibret vesikasıdır ey millet::"Başkan Yıldız: Sayın Başbakanım. Cenazelerin üzerinden uçakların sorti yapması çok hoş olmadı. Kırgınlık yarattı. Halk rahatsız oldu. Keşke olmasaydı.Erdoğan: Cenazeler sırasında uçakların alçaktan uçmasından ben de rahatsız oldum. Konuyu araştırtıyorum.Erdoğan: Cenazelerin sarı-kırmızı-yeşil renkli bayraklarla örtülmesi de hoş değildi.Yıldız: Olayların etkisiyle halk öfkeliydi. Bayrakların sarılmaması konusunda çok fazla bir şey yapamadık.Erdoğan: Münferit olaylar karşısında birlikte duralım.Yıldız: Biz buna hazırız. Ne askerimizden, ne polisimizden ne de dağdaki gençlerimizden vazgeçmeyiz.'"Başbakanın; son cümledeki "dağdaki gençlerimiz" kavramına yüklenilen anlamın farkında olup olmadığını bilmiyorum.Merak da etmedim.Ama FM kanalından yayın yapan genel yahut yerel radyoların istek programlarında asker ve polisler tarafından en çok istenilen şarkının hangisi olduğunu biliyor musun ey okuyucu?"Dağlar seni delik deşik ederim"..Hüseyin Mümtaz/ Giresun Işık Gazetesi
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.