PKK'nın Dağlıca saldırısına dair gerçek bilgileri (ne kadarı gerçek hala bilmiyoruz!) saldırının yapılmasından 26 saat sonra alabildik: 16 askerimizi kaybettik, yaralı sayısı "henüz" net değil. Aslında ölen asker sayısına da kimse inanmıyor. Her an "PKK'nın elinde esir olan askerlerimizle ilgili" video görüntüleri karşımıza çıkabilir.Devletin geldiği hale bakın: Onlarca askeriniz savaş alanında hayatını kaybetmiş yatıyor, siz devlet olarak neredeyse bir gün boyunca o askerleri olay yerinden tahliye edemiyorsunuz. Başbakan Davutoğlu, "güvenlik birimlerimiz şehit düşen kahraman askerlerimize ulaşmış ve onları tahliye etmiştir" diye açıklama yaparken öğreniyoruz ki, ölen askerleri tahliye edenler bölgeye giden HDP'li köylüler! Tahliye fotoğrafları çarşaf çarşaf yayınlandı.Başbakan, milletin gözünün içine baka baka gerçekleri gizliyor.Türk ordusunun, Türk vatanı üzerinde kaybettiği askerlerini dahi tahliye edemeyecek kadar kendi topraklarımıza hâkim olamadığımız gerçeğini vatandaştan gizliyor. Bu satırları yazarken Iğdır'dan gelen haberde Nahcivan sınır kapısına göreve giden polis aracına bombalı saldırı yapıldığı ve 12 polisin öldüğü haberi düştü önüme. İki günde asker-polis kayıp sayısı 28'i buldu.Bu ülkede bu olaylar olurken başbakan tebessümle ve alkışlarla milli maç izliyor, Cumhurbaşkanı "400 vekil" talebini yineliyor.Vatan evlatları gencecik çağında çınar gibi devrilirken, 7 Haziran'a kadar akmayan kanın 7 Haziran seçimlerinden sonra neden aniden dehşet derecede tırmanışa geçtiğini sorgulamak ihanet olarak algılanıyor.Suriye rejimini yıkmak için binlerce elemanını bu topraklara gönderen ve Suriye'den saniye saniye bilgi almakla övünen MİT'in, kendi topraklarının, dağının, taşının silahla dolmasından haberdar olamamasının hesabını kimse sormuyor.Oslo'da PKK'lılarla bir araya gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın "metropolleri silahla, patlayıcılarla doldurduğunuzu biliyoruz" sözü hala kulaklarımızda çınlarken, şimdi bir bir patlayan o silahların ve bombaların böylesine stoklanmasının hesabı sorulmuyor.Türkiye, dün açılım sürecine destek vermeyenlere hain diyen, bugün ise açılımın bitmesine destek vermeyenlere aynı ihanet yaftasını vuran bir siyasi anlayış tarafından yönetiliyor.Türkiye, bir taraftan "APO" katildir diye çığlık atan iktidarın, diğer taraftan "binlerce Türk oğlu APO'nun mesajıyla duygulanıyor, APO ilkeli bir lider" diye paylaşımlar yapan AKP'li vekil Abdurrahim Boynukalın'ı bünyesinde barındırmasının garipliğini yaşıyor.Bu garipliklerin "yaşandığı" ülkede ise birileri "ölüyor."Bir takım "planlar" için bir takım "ölümler" gerekiyor.Millete dağ gibi yalanlar konuşup yüreğimizi dağlayanlarla bu ülkenin bir yere gelmesine imkân yok.