15 Temmuz darbesiyle ilgili savcılık soruşturmasının ortaya çıkardığı belge ve görüntüler ve gözaltındaki darbecilerin ifadeleri Akıncılar Üssü'nde sanıldığı gibi sadece Adil Öksüz'ün "konuşlanmadığı" gerçeğini ortaya çıkarıyor.
Yakalanıp serbest bırakılan Öksüz'ü artık hepimiz tanıyoruz. Adil Öksüz, darbe gecesi Akıncılar'da bulunma sebebini "tarla almak!" olarak açıklayarak serbest kalmıştı.
Akıncılarda yakalanan diğer sivillerin ismini yeni öğreniyoruz.
Kemal Batmaz: Darbe gecesi, 143. Filo Komutanlığı'nda görevli cemaatçilerden imiş. Burada yakalanmış. Generaller kendisine selam veriyormuş. Adil Öksüz'le birlikte defalarca Amerika'ya gidip, gerekli talimatları almışlar. O da ifadesinde Kazan'a "tarla bakmaya!" geldiğini söylemiş.
Harun Biniş: 143. Filo'da yakalanan cemaatin darbeci sivillerinden. TİB'de çalışırken devlet yöneticilerinin kriptolu telefonlarının dinlenmesi suçundan, kurumla ilişkisi kesilmiş. O da tarla bakmak için Kazan'daymış!
Yani darbe başarılı olsaydı ülkeyi "tarla yapıp süreceklerdi!"
Hakan Çiçek: Akıncılar'da yakalanan diğer bir sivil ise Hakan Çiçek. Anafartalar Kolejleri'nin sahibi. Bir "sosyal etkinlik!" için askeri üsse gelmiş.
Nurettin Oruç: Akıncılar Üssü'nde yakalanan diğer bir sivil olan Oruç ise yapımcı imiş. Hayvan belgeseli hazırlamak için askeri üs yakınlarında imiş.
Yani darbe gecesi FETO'nun 5 has adamı tarla satın almak, sosyal etkinlikte bulunmak, belgesel çekmek için Akıncılar Üssü'ne gelmişler.
Ama darbe başarısız olunca tarla da alamamışlar, sosyal etkinlik de yapamamışlar, belgesel de çekememişler!
Yukarıdaki bilgiler savcılık soruşturmasında ortaya çıkan gerçeklerden "küçük bir demet." Genelkurmay Başkanlığının karargâh ve komuta merkezleri meğer yıllardan beri "tarla satın almak, sosyal etkinlik yapmak, belgesel çekmek gibi" trajikomik bahanelerle askeri birimleri "evi gibi" kullanan bir sürü cemaatçi soytarının elinde imiş ve "paşa paşa komutanlar" uykuda imiş!
Bu adamlar bir gecede o üslere girecek samimiyeti kurmadılar ya, bu yılların işi.
Yani hem siyaset hem Genelkurmay uyumuş!
15 yıldan beri, defalarca başvurmamıza, dilekçe yazmamıza rağmen Yeni Mesaj camiasından bugüne kadar tek bir gazeteciyi bile akredite etmeyen, genelkurmaya girme izni vermeyen TSK, görüyoruz ki bu süre içinde DARBE YAPMAK İÇİN ORDUYA SIZAN FETO EKİBİNE KUCAK AÇMAKLA MEŞGULMÜŞ.
Buna yalın gerçeğe rağmen, Ergenekon ve Balyoz sürecinde bu vatansever kadroyu, "askerin adamı olmakla suçlayanlar acaba utanacaklar mı?
Ve diğer bir husus.
Evet, savcılık soruşturmasına saygılıyız ve darbenin içinde cemaatin bir kanadının rol aldığı aşikâr ama böylesine büyük ve kanlı bir darbe teşebbüsünü, "sadece" , birkaç sivil imamın orduya sızarak gerçekleştirdiğini düşünmemizi mi istiyor birileri?
"Bu bir cemaat darbesidir" algısını pekiştirip, darbenin arkasında global güçleri ve Pentagon senaristlerini aramaktan vazgeçmemizi mi istiyorlar acaba?
Bu köşede daha önce yazdık, mesela, 15 Temmuz 2016 gecesi Büyükada'da Spilandit Otel'de kalan ve bir dizi toplantı yapan ekipte bulunan, CIA baş analistçisi ve saha elemanı Ellen (Elaine) Laipson'un Türkiye'de ne işi olduğunu sormayalım mı?
Mesela, CIA'nın 2015'de başlattığı, "görev merkezleri reformu" gereği Laipson gibi analistçilerin, önemli operasyonlar esnasında sahada bulundukları gerçeğini ve CIA ajanı ve ekibinin de darbeden bir gün sonra elini kolunu sallaya sallaya ülkelerine döndüğünü konuşmayalım mı?
Akıncılardaki "tarla satın almak için" konuşlanan FETÖ ekibini manşete taşıyanlar, "ülkenin tamamını tarla yerine koyup satın almak için" planlar yapan global güçlerin de izini sürseler iyi olur.
Çünkü hepsi aynı"tarlanın peşinde bunların!"
Ve hepsi müttefik!