İki günden beri yazıyoruz; Dinler arası diyalog denilen ve aslında FETÖ'nün en önemli organizasyonu olan bu "Vatikan misyonu" artık savcılık soruşturmasına tabi tutuldu ve bu süreç mahkemeye taşındı.
İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada savcılık tarafından ilk kez dinler arası diyalog çalışmalarının "İslam inancının temeli ile bağdaşmadığının" altı çizildi, Aksiyon dergisinin "İnsanlık İsa'yı bekliyor" kapağına dikkat çekildi, FETO'nun gizli kardinal olabileceği belirtildi.
Yargının ilk defa "dinler arası diyalog" çalışmalarının tehlikesine dikkat çekmesi çok önemli bir olaydı.
Mahkeme sürecinde sanırım bu konuların üzerine ayrıntılı olarak gidilecek.
Peki, bugüne kadar bu konuda "tek tüfek" olarak halkı, siyasetçileri, akademisyenleri, medyayı uyarmaya çalışan, "Ey millet bu cadde çıkmaz sokak!" diye haykıran, "dinler arası diyalog felakettir, İslam'ı baltalamaktır, milli ve dini bütünlüğümüze darbe vurmaktır diyen kimdi?
Prof. Dr.
Haydar Baş idi.
18 yıldan beri bütün kadrosuna çarıklar giydirip Anadolu'ya salarak, dağ- bayır, kasaba-şehir gezdirerek, bu misyoner tuzağı konusunda Türk milletini uyarmaya çalışan kimdi?
Haydar Hoca'ydı!
Bugün FETÖ'nün lideri olarak aranan, terör örgütü kurucusu ve yöneticisi olarak yargılanan FETO'ya ilk uyarı mektubunu yazarak "bu zillet sürecine son vermesini" isteyen kimdi?
Haydar Hoca'ydı!
Bu köşede kısa süre önce arka arkaya yazdığım 3 Ağustos 2016 tarihli "Fethullah Gülen ve İstihbarat örgütleri" başlıklı yazımda, 19 Ağustos 2016 tarihli "Haydar Baş'ı dinlemeyenlerin feryadı figanı başlıklı, yazımda, 20 Ağustos 2016 tarihli "Haydar Baş'ın uyarı elçileri" yazımda ayrıntılarıyla anlattık.
Ve şu satırları yazmışız 3 Ağustos 2016 tarihinde:
"Bu misyon sadece bir dini misyon değil istihbari ve politik bir misyondu aynı zamanda. 20 yıla yakın bir zamandan beri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetesiyle, ekibiyle, partisiyle, Türk milletine, Türk siyasetçisine, Türk aydınlarına anlattığı tehlike buydu:
"Dikkat! Bu hareketin amacı hem dinin içini boşaltmak hem de ülkeyi parçalamaya götüren Şark Projesini yürürlüğe sokmaktır!" diye haykırdığı yıllardı bunlar."
Ve şöyle seslenmişiz "Haydar Hoca'nın diyalog konusundaki uyarılarını dinlemeyip bugün hayıflananlara:
"Haydar Hoca bizi uyardı, inanmadık" demek sizi küçültmez, yüceltir!"
20 yıla yakın bir zamandan beri "dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüzdür" tezinin sahibi olan ve dinler arası diyalog sürecinde karşılaştığı bütün baskı ve taarruzlara rağmen yolundan ve uyarılarından vazgeçmeyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın haklılığı ortaya çıktı ve Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri "dinler arası diyalog" çalışmalarının ülke için oluşturduğu tehdit boyutunu yargıya taşıdı.
Demek ki neymiş;
Vatikan'ın misyonunun üstlenenler yanlış yolda imiş.
Üstlenilecek tek misyon milletin misyonu imiş.