Türkiye, Türk milleti üzerinde hesap çok? Bu hesapları artık bilmeyen yok. Buna Haçlı dünyasının, yüce medeniyetimizle hesaplaşması diyebilirsiniz. Geçmişte bunun adı Şark projesiydi.ABD, bu hesaplaşma ve küresel güç oyununu II. Dünya Savaşı sonrasında İngilizleri "ortaklık"tan koparmadan İngilizlerden devraldı. Bu hesap, konjonktüre ve verimlilik esasına göre çeşitli formlara sokuldu? Ancak farklı gibi görünseler de hepsi aynı kuyuya atılan taşlardır."Yap-boz"un parçalarıOryantalizm-misyonerlik oldu. Yeşil Kuşak oldu. Dinlerarası diyalog oldu. Medeniyetler İttifakı oldu. BOP oldu.Misyonerlik oldu; milli bütünlüğümüzü hedef aldı. Yeşil Kuşak oldu; varımızı-yoğumuzu alıp götürdü. Dinlerarası diyalog oldu; milletimizin imanını çaldı. BOP oldu; bölgemizin masum insanlarının canını aldı? Aynı "yap-boz"un parçaları bunlar."Dinler arası diyalog", en masum görüneni; fakat en riskli olanı o. Kamuflajlı. Çok yüzlü. Vahşi yüzü örtülü?BOP'un ne "ağır bir vahşet" olduğuna dünya şahit? Afganistan ortada, Irak ortada? BOP, değdiği yerde, ne can bırakmış, ne mal, ne namus? BOP'un başını Amerika çekiyor; bölgedeki stratejik ortakçısı ise AKP. Görünenler başkaları olsa da, dinlerarası diyalogun, medeniyetler ittifakının ve sair küresel güç oyunların da başını ABD çekiyor? Türkiyeli Tayyip Erdoğan BOP'un stratejik ortağı, Pensilvanya'da mukim Fetullah Gülen "dinlerarası diyalog" misyonunun bir parçası olduklarını, kendileri kamuoyuna deklare ettiler.Bakmayın siz, konjonktür gereği son zamanlarda güya Kuvvacı veya Atatürkçü vaziyette göründüklerine; küresel tezgahlar ekseninde Moon seanslarından geçen teologlar var, siyasetçiler var? Yaşar Nuri Öztürk ve Deniz Baykal bunlardan bazıları.Diyalog namına kanla abdest alıyorlarBOP'un vahşi ve işgalci yüzü apaçık. Dinlerarası diyalogun da BOP'tan aşağı kalır hali yok? BOP, bir nevi kan banyosu ise; dinlerarası diyalog bie nevi kan ile abdest almak gibidir.BOP'un bu vahşi yüzü Afganistan'da ve Irak'ta görülüyor. Dinlerarası Diyalog'un "örtülü vahşi çehresi" ise, Papaz Santora cinayetinde, Hrant Dink hunharca öldürülmesinde ve Malatya'daki vahşi cinayette kendini gösteriyor.Bu üç cinayetin işlenme biçimleri, istismar edilme şekli, fail ve azmettirircilerin kimlik ve kişilikleri birebir örtüşüyor.Hepsi "dinlerarası diyalog ekseni"nde tezgahlanmış cinayetler.Tetikçiler ve azmettirirciler, dinlerarası diyalogun çocukları; dinlerarası diyalog yöntemiyle Hıristiyanlaştırılmış gençler. Ellerinde, evlerinde veya koltuk altlarında İncilleri, boyunlarında ise "diyalog haçları" var. Diyalog tezgahına düşmeden önce bu çocuklar, Müslüman çocuklar? Aileleri ve kendileri namazında niyazında gençler bunlar. Hatta Rize Derepazarı'nda hafızlık yapmış birisi. Diyalog furyasıyla İslam'dan kopartılmış; olmuşlar Hıristiyan. Papazlara, kiliselere, kilise evlere bazen "paralı", bazen "gönüllü" Müslüman Türk evlatlarını taşımaya başlamışlar. Olmuşlar dinlerarası diyalogcu. Paskalya, ayin, İncil ve diyalog seansları ortak zevkleri, ortak idealleri olmuş.Gençlerimize "diyalog zokası" yutturup kilise saflarına ve kilise evlere çekenler, onlara tetik çekmelerini emir buyurmuşlar... O zaman olan olmuş; papaz vurulmuş, Dink öldürülmüş, Malatya cinayetle sarsılmış. Vakıa budur? Bütün bu cinayetler, "dinlerarası diyalog" görüntülü küresel tezgahın meyveleridir. Diyalogun ve misyonerliğin gelip dayandığı nokta budur.Diyalogcuların telaşlı pişkinliğiDevletin bekasını, can emniyetimizi, neslimizi, dini ve milli bütünlüğümüzü tehdit eden ve elini artık kana bulayan bu diyalog furyası ve misyonerliğin önüne geçmek, her vatan evladının vazifesi olsa gerektir. Diyalogcu aklı evveller, fenersiz yakalanmanın telaşı ile "bu işler ancak dinlerarası diyalog" ile halledilir, diyecek kadar akıl ve iz'andan yoksun demeçler veriyorlar. Hatta "bu cinayetleri, vatana millete, devlete sahip çıkan ulusalcılar tezgahladılar" diyecek kadar densizlikler sergiliyorlar. Ama "her şeyiyle diyalogculuk sırıtan cinayetler"le dolu günah galerilerini örtemiyorlar, örtemeyecekler.Cinayetlerde sırıtan ortak fotoğraf?.Çünkü fotoğraf o kadar net ki: Patrik-papaz her kim ise diyalogcuların kolunda? Öldürülen papaz, gayr-ı Müslim veya Müslim vatandaşlarımız diyalogcuların gölgesinde? Öldüren ve azmettiren gençler diyalogcuların ağlarında? Gençlerin ellerindeki ve evlerindeki İnciller ve Cevşenler diyalogcuların başuçlarında? Cinayetlerin ipuçları ise diyalogcuların yakalarında... Vaziyet bu iken; hala güya "cinayeti işleyenler kimler" diye sorarak, bu cinayetleri yükleyecek masum Müslüman sırtı aramak, başlı başına bir ihanettir, başlı başına bir cinayettir.1992'de "ABD'de Yahudi Mafyası: ADL" başlığıyla küresel cinayetlerin odağını ilan ederken (Bkz. Zaman, Yunus Altınöz, 20 Kasım 1992, s. 2); 1998'de "bu Yahudi mafyası ADL'nin teklifiyle diyalog kitapları yazanlar" (Bkz. Zaman, Selçuk Gültaşlı, Diyalog çabaları devam ediyor, 10 Mart 1998), Türkiye'de son günlerde işlenen cinayetlerin "diyalog eksenli" olduğunu herkesten çok iyi biliyor olmalıdırlar.Bir zamanlar "Dünyanın dört bir yanında bütün vahşet tablolarının ardında maalesef iştihak vardır. Misyoner teşkilatı vardır. Vatikan vardır? Çiyan yuvası, kobraların yuvası. Saraybosna'da, Keşmir'de akan kanın ardında Vatikan vardır. Amerika'da onların lobileri vardır?" (Bkz. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'in (19201) Fetullah Gülen davasındaki İddianamesi, Bölüm VII / 3) tespitlerini yaparken; 1998'de "bu Vatikan'ın -PCID- diyalog misyonunun bir parçası olduğunu" (Hocaefendi'den Papa'ya mektup, Zaman, 10 Şubat 1998) ilan eden efendi, cinayetlerin "diyalog ekseli" olduğunu herkesten çok iyi biliyor olmalıdır.Dinler arası diyalog furyasıyla Müslüman Türk gençlerini Hıristiyan, papaz ve hatta nurcu papaz yapanların, sözkonusu "diyalog eksenli bu hunharca cinayetleri" istismar etmeye, cami duvarını kirletmeye, "vatanına-milletine-dinine-devletine sahip ve sadık Müslüman Türk evlatlarını" güya cinayetlerin balçıklarıyla sıvamaya kalkışmaları, suçluluk psikolojisi içinde derin bir telaştan kaynaklanıyor olmasın? Değil bir Müslüman, belki bir papaz bile böyle bir istismara kalkışamaz.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019