Diyarbakır'ın şifreleri

Aydınlar toplantısında "Güneydoğu'da terör değil Kürt sorunu vardır" diyen Başbakan Diyarbakır'da meseleyi şahsileştirdi: "Kürt meselesi benim kişisel sorunumdur."Eh bu koşullar altında Başbakan kendi meselesine sahip çıkacak ve Kürt sorununu çözecektir! En azından Başbakan bunu üstlenmiş ve kendisini ortaya koymuştur!İyi de nedir bu Kürt meselesi? Diyarbakır ne yapılırsa terörü desteklemekten vazgeçecektir?Başbakan "Kent sorunu" tarifi ile pandoranın kutusunu açtı. Artık gündemi bölgedeki vatandaşları "Kürt" kimliği çerçevesinde bir statüye kavuşturmak belirleyecek!Bu statü ne olacaktır derseniz, onu bekleyip göreceğiz. Bu işin sonunda Türkiye'nin bir federasyona dönüşmesi de var, bölünüp parçalanması da...Başbakan'ın gezisi işte bu çok da uzun ince olmayan yolda bir kilometre taşı vazifesi görecektir. Başbakan Diyarbakır ziyareti ile oluşturuduğu yüsek talepler, Güneydoğu meselesine giydirdiği siyasal şapka ve konuyu kişiselleştirmesi ile bu sürecin önünü açmıştır, bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecektir.PKK terörü ile zoru gösterenler, bugünlerin de önünü açmışlar ve Başbakan, dışsal faktörlere istenen mesajı vermiştir:"Teröre gerek yok. Biz istediğinizi gönüllü olarak yerine getireceğiz!"İlginçtir ki Başbakan'ın Diyarbakır ziyaretinin yapıldığı gün gazete manşetlerini demir parmaklıklar arkasına konulmuş El Kaide terörist görüntüleri süslemiş, İsrail Akdeniz'e koyduğu alarmı kaldırmıştır. Bu da başlı başlına ilginç ve üzerinde durulması gereken bir resim değil midir?Güneydoğu'yu çözecek (Türkiye'nin çözülmesinden bahsediyoruz.) adımı attığınız gün globali-yereli ile terörizm ortadan kalkıyor ya da bunun sinyalleri veriliyor.Başbakan o nedenle tüm ayrılıkçı unsurlar tarafından kutsanıyor. Diyarbakır Belediye Başkanı kahveler pişiriyor ve sanki Erdoğan yabancı bir devlet adamı imiş gibi 40 yıllık hatıralardan bahsediyor.***Geldiğimiz noktanın adını koyalım.Terörle mücadele edecek Silahlı Kuvvetleri'nin elini kolunu AB uyum yasaları ile bağladılar.Ardından PKK terörünü azdırdılar. Hatta buna El Kaide terörünü eklediler.Sonra da Ankara'yı teslim aldılar.Bu teslimiyetin adını Başbakan Kuşadası'ndaki patlamaların ardından koymuştu. Ne demişti hatırlayalım:"Yapacak hiç bir şey yok. İşte terörle mücadelede geldiğimiz nokta budur!"İşte en önemli terör açıklaması! Gerisi fasa fiso. Başbakan bugün ortaya çıkan tüm gelişmelerin adını Kuşadası'ndan bu şekilde koymuştur. Yani, yanisi şu:"Yapılabilecek hiç bir şey yok. Uluslararası merkezler terörü kucağımıza atıyorlar. Teslim olacağız."Başbakan'ın aydınlar toplantısı da, Diyarbakır gezisi de bu teslimiyetin ifadesinden ibarettir.Emin olabilirsiniz, sonuç budur ve Başbakan Türkiye'nin tek millet yapısını Diyarbakır'da torpillemiş, yabancıların istediği mesajı vermiştir.***AKP iktidarı buna "reel politik" diyor. Yani size dayatılan şeyi kabul edeceksiniz. Zorlamaya gerek yok!Tıpkı Kıbrıs'ta olduğu gibi, Ermeni soykırım iddialarında olduğu gibi! Eğer karşı tarafta çok insan varsa, sayıca sizden fazla ise yapılacak bir şey yok, dayatmaları kabul edeceksiniz!AKP hükümetinin hayata bakış açısı budur! Güce teslim olmak!Ha bu arada kendi koltuklarının muhafazası adına da ufak tefek şeyler istiyorlar. Kendilerini milletle yüzyüze getirmeyecek jestler, hazım operasyonu için kolaylıklar! Vücuda zerkedilecek zehirin zaman içinde verilmesini talep ediyorlar.İzmir'deki şehit ailelerini ziyaret gibi, memleket şiirleri okumak gibi, aydınlar toplantısı gibi...Operasyon böylesine örtüler içinde gerçekleştiriliyor.Yeri gelmişken hatırlatalım; Abdullah Gül Vatan gazetesinden Sedat Sertoğlu'na Amerikalılarla yaptığı 9 maddelik bir gizli anlaşmadan bahsetmişti.9 maddelik gizli anlaşmanın hükümlerinden birisi şu idi:"AKP iktidarının 3. yılında Türkiye, kendisini federasyona götürecek somut adımlar atacaktır."AKP iktidarının 3. yılındayız. Başbakan siyasal içerikli Kürt sorunundan bahsediyor ve de bunu kişisel mesele haline getirecek kadar ağırlığını koyuyor."Bana güvenin" diyor Başbakan bir yerlere, "bana güvenin bu işi ben hallederim."İşte size Diyarbakır mesajı!