Bir hastalığın tedavisinde köklü çözüm bilinmiyorsa pansuman tedbirler alınır. Burada maksat olabildiğince hastayı rahatlatmak ve bir şeyler yapabilmek gayretidir. Ancak bilinir ki yapılanlar kısa vadelidir ve rahatsızlık devam ettiği için her an başka bir şikayetle nüks edecektir.
Türk lirasının içine düşürüldüğü tablonun sebeplerini tespit etmek ve çözüm getirmek yerine, pansuman tedbirler almak, millete moral vermekten ziyade daha da korkutmaktadır.
Neden mi?
Alınan bu tedbirler ve hükümet tarafından yapılan bu teşvikler, problemin teşhisinin tam yapılmadığını göstermektedir. Ayrıca, dolara karşı Türk lirasına özendirme, millet tarafından rağbet görmemektedir.
Hatırlanırsa daha önce yazdığımız makalelerde, milletin zaten geçim sıkıntısına düştüğünü; elindeki az miktardaki tasarrufunun değer kaybetmesini önlemek için tedbir almak isteyeceğini söylemiştik.
Kiralık bir büro tutmak için dün İstanbul'da birkaç mal sahibi ile pazarlık yaptık. Gördük ki piyasada kiralar hala dolar bazından işlem gördüğü gibi, kira artışları da dolar kurundaki artışlara endeksleniyor. Ankara'da da bu böyle oluyor, çoğu yerleşim merkezinde de. Kısacası daha önce ne ise şimdi uygulanan aynısı.
Büyük boyuttaki alışverişlerde de prosedür böyle devam ediyor.
Telsim firmasının Fenerbahçe kulübü ile yaptığı anlaşmada dolar kuru sabitlenmek istenince, anlaşmanın iptal noktasına geldiği ifade edilmektedir.
Kısacası basın yayın, iş çevreleri, hükümet nasıl yönlendirme yaparsa yapsın, millet artık buna rağbet etmemektedir. Çünkü yapılanlar bir şovdan öte geçmemektedir.
Çözüm açıktır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey çözümü yıllardır ifade etmektedir. Millî ekonomiye dönülmesi şarttır. Emisyonu genişleterek üretime ve ihracata dönük projelerle sorunların çözümü söz konusu olacaktır.
1923-1938 yılları arasında uygulanan millî ekonomi ile dünyada lider ülke olmamız gerçekleşecektir.
Türk lirasının içine düşürüldüğü tablonun sebeplerini tespit etmek ve çözüm getirmek yerine, pansuman tedbirler almak, millete moral vermekten ziyade daha da korkutmaktadır.
Neden mi?
Alınan bu tedbirler ve hükümet tarafından yapılan bu teşvikler, problemin teşhisinin tam yapılmadığını göstermektedir. Ayrıca, dolara karşı Türk lirasına özendirme, millet tarafından rağbet görmemektedir.
Hatırlanırsa daha önce yazdığımız makalelerde, milletin zaten geçim sıkıntısına düştüğünü; elindeki az miktardaki tasarrufunun değer kaybetmesini önlemek için tedbir almak isteyeceğini söylemiştik.
Kiralık bir büro tutmak için dün İstanbul'da birkaç mal sahibi ile pazarlık yaptık. Gördük ki piyasada kiralar hala dolar bazından işlem gördüğü gibi, kira artışları da dolar kurundaki artışlara endeksleniyor. Ankara'da da bu böyle oluyor, çoğu yerleşim merkezinde de. Kısacası daha önce ne ise şimdi uygulanan aynısı.
Büyük boyuttaki alışverişlerde de prosedür böyle devam ediyor.
Telsim firmasının Fenerbahçe kulübü ile yaptığı anlaşmada dolar kuru sabitlenmek istenince, anlaşmanın iptal noktasına geldiği ifade edilmektedir.
Kısacası basın yayın, iş çevreleri, hükümet nasıl yönlendirme yaparsa yapsın, millet artık buna rağbet etmemektedir. Çünkü yapılanlar bir şovdan öte geçmemektedir.
Çözüm açıktır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey çözümü yıllardır ifade etmektedir. Millî ekonomiye dönülmesi şarttır. Emisyonu genişleterek üretime ve ihracata dönük projelerle sorunların çözümü söz konusu olacaktır.
1923-1938 yılları arasında uygulanan millî ekonomi ile dünyada lider ülke olmamız gerçekleşecektir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024