4 - Kapitalist sistem: Demokratik sistemin vahşi kapitalin eline teslim edilmiş, fert için ferde karşı gelişen, sermaye esiri olan bir nevi modifiye edilmiş dikta rejimi gibidir. Bu kadar uzun bir isim sizi şaşırtmasın. Bu rejimin içine konulan ve kamufle edilen öyle çok saklı tuzaklar vardır ki, bu uzun isim onlara az bile gelmektedir. Bu rejimin banisi ABD, büyük şirketlerin büyük sermayedarlarıdır. Şu andaki ABD'nin tüm çabası küreselleşme adı altında bu şirketlerin pazarların kapılarını açmaktır. Buna karşı gelenlere hemen hemen hayat hakkı pek tanınmamaktadır. O devlet idarelerini ya işgalle isteklerine uygun şekle getirmekte veya Sermaye terakümüyle tüm ekonomiik can damarlarını bloke ederek kontrol altına almaktadır. Tüm bunlara karşı gelenlere ekonomik ambargo uygulamakta veya içlerinde isyanlarla çökertmeye uğraşmaktadır.5 - Kıta Çin'i tarafından uygulanan idari tarzda cumhuriyet dikta rejiminin pazar ekonomisi: Çin Dünyanın ilk kültür ve medeniyet merkezlerinden biri sayılmaktadır. Kağıt -barut - ipek ve daha bir çok medeniyet maddeleri oralarda kullanılmaya başlanmıştır. Ancak Batı medeniyeti Çin'in topraklarına ve zenginliklerine sahip olmak için uzun zaman onları esaret ve baskı altında tutmuşlardır. Sovyet Rusya'nın komünizm ihracıyla 1950'lerden sonra Çin de o ideolojinin altına girmiş ve idareye karşı isyanlar uzun sürmüştür. Daha sonra Komünizm Mao Çe Tung yönetiminde galip gelmiş ve Cang Kay Şek adındaki kapitalist Çin Başkanı, kıta Çin'in yanındaki adaya Tayland'a giderek orada ayrı bir devlet kurmuş bulunmaktadır. Daha doğrusu oraya sığınmış bulunmaktadır. Çin günümüzde 8.500.000 km karelik bir dev ülkedir. Nüfusu 1.300.000.000 civarındadır. Uyguladığı rejim sayesinde, Batı devletlerinin demokrasi oyunlarına maruz kalmadan tek elden idareyle müthiş bir kalkınma hızına erişmiş bulunmaktadır. Serbest ekonomiye giren komünist Çin işçilerini çok az ücretle çalıştırmaktadır. Fakat o ücret devlet kontrolünde olduğu için onların, gıdalanma, barınma, eğitim, sağlık ve güvenliklerini koruyacak şeklinde ayarlandığı için rekabet gücü dünya pazarlarını korkunç derecede vurmaktadır. Çin'de herkes Devletin kontrolünde olduğu için Çin'e giren yabancı sermaye de Çin devletinin ancak kontrolünde hareket edebilmektedir. Böylece kapitalist ülkeler Japonya, ABD ve AB ülkelerinin birçoğu orada yatırım yaparak ucuz iş gücü bulmakta ve bu durumdan istifade etmektedirler! Şimdi Dünya şaşkınlıkla bunu seyretmektedir. Çünkü Çin'in kalkınma hızı yılda yaklaşık olarak % 15 - 20 kadardır. Şu anda b ile Çin Dünyanın 2. büyük gücü olmaktadır. 0 - 15 yılda ABD'yi sollayacaktır. ABD'nin ise Çin'den haklı korkusu vardır. Çünkü Çin'de: A - Yüksek kalkınma hızı var, B - Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip (Bir milyar üç-yüz milyon), C - Çin'in elinde atom enerjisi, nükleer santraller, atom bombaları, hidrojen bombaları ve yüksek teknoloji ile savaş sanayii de mevcut. D - Çin'in idari şekli dikta olduğu için, Kapitalist Devletlerin, Demokrasi oyunlarıyla idareye karşı komplolar pek kolay hazırlanamamaktadır. ABD şimdili bu devlete karşı hiçbir zecri tedbir alamamaktadır. Onun için Çin harekete geçmeden Orta Doğu ile Asya'nın petrol kaynaklarına el konulmak istendi ve kısmen de olsa başarılı olundu. Ancak bakalım gelecek neyi gösterecektir. Fakat Çin'in uyguladığı bu kombine rejim de insana dönük değil devlet idaresine ellerinde tutanlara dönüktür! Onun için bu rejimin de bir müddet sonra patırdaması ve yıkılması kolayca mümkün görülmektedir. Kısacası tüm bunlardan şu sonuç alınmaktadır. Türkiye "Kuvva-yı Milliye" ruhuyla ve "milli ekonomi" modeliyle ancak kendine gelebilir ve medeni dünyada yerini alabilir!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006