Türkiye’de 1923-1938 yılları hariç olmak üzere ekonomik istikrarsızlık ve bunalımlar eksik olmuyor. Meselelerin çözümü için ortaya konan fikirler hem yetersiz kalmış hem de sorunları daha karmaşık hale getirmiştir. Bunun temel sebebi uygulanan ekonomi modelleriyle beraber üniversitelerimizde verilen ekonomi eğitimidir.
Yıllardır kronikleşen ekonomik sorunlar neden çözülemiyor? Sorusuna cevap arayanlar, ekonomi eğitimindeki yetersizlikleri ve eğitimin kalitesini maalesef hiç gündeme getirmiyorlar. Çünkü kapitalist ekonomi kuralları ve teorileri tabulaştırılarak tartışmanın tamamen dışında bırakılmıştır. Yetiştirilen öğrenciler ve araştırma görevlileri bu durumu kabullenmek zorunda bırakılmışlardır. Ayrıca iktisat ders kitapları ekonomi yerine kapitalizmin tarihi ve öğretileri anlatılmakla beraber “ekonomi eşittir kapitalizm” aldatmacası ısrarla vurgulanmaktadır. Diğer ekonomi modelleri de kapitalizm merkez kabul edilerek anlatılmaktadır. Bakın kapitalizm güya ne kadar da faziletlidir(!) demek için ara sıra diğer iktisadi modellerden de bahsedilmektedir.
Verilen eğitim sonucunda yetişen bilim adamlarının ekonomik meselelerde neden aciz kaldığını izah etmek ancak kapitalizmin sistem olarak yanlış sonuçlar verdiğini kabul etmekle mümkündür. Aksi takdirde insanların beyinleri ve akılları konusunda ciddi kuşkular duymamız gerekecektir. Eğer üniversitelerimizde, ekonomik sorunları halletmediği kesin olarak anlaşılan mevcut eğitim müfredatı yerine Milli Ekonomi Modeli (MEM)’nin kurallarını temel alan bir eğitim sistemi uygulanırsa her sahada çözüm üreten iktisatçılarımızı kazanma şansına sahip olacağız.
İktisadi problemlerin dağ gibi büyümesinde hatta daha da karmaşık bir hal almasında verilen iktisat eğitimiyle beraber kapitalimin rolü nedir? Kapitalizmin teorileri çözüme nasıl engel olmaktadır? Bu sisteme mecbur muyuz? Nasıl bir ekonomi modeli uygulanması lazım? Sorularını ekonomi ile ilgilenen aklıselim sahibi herkes sorguladığında MEM rıhtımına yanaşacaktır.
Kapitalizme göre insan, “homos economius” tur. Yani sadece çıkarını düşünen bir yaratıktır. İnsanı hayvandan ayıran yegâne fark şudur: “ İnsan çıkarını bilir, hayvan bilmez” noktasındadır. Sadece bu tanım bile krizlerin oluşumunu tek başına izah etmeye yeterlidir. MEM’de ise insan, sorumluluk sahibi olup yapacağı her işin hesabını verme şuurunda , kayıt altına alınmış üstün bir yaratılışla sahip olup manevi ciheti olan bir varlıktır. Şimdi Allah için aklımızı başımıza alıp düşünelim. Kapitalizmin tarif ettiği insan, krizlerden ve haksızlıklardan başka ne üretebilir? Sistem onu ahlaksız, bencil, saldırgan, nefsi arzularının kölesi olmaya zorluyor, adeta emrediyor. Üniversitede iktisat dersine girdiğimiz ilk gün dersi anlatan Prof’un ilk söylediği cümle “Arkadaşlar iktisat (kapitalizm demiyor) , işin ahlaki boyutuyla ilgilenmez, böyle şeyleri bize sormayın. Asıl mesele kâr maksimizasyonudur. Yani kâr edin de nasıl ederseniz edin” demişti. Köşemizin yeri bu konuların tamamını anlatmaya yetmiyor. Yoksa kapitalimin başta iktisat tanımı, para tarifi ve fonksiyonları, nüfus teorileri, Say Teorisi, dış ticaret teorileri aynen kapitalizmin insan tanımında olduğu gibi eksik ve yanlıştır. Krizleri ve savaşları teşvik eden de bu kavramlardır.
Yüzyıllar sonra Türk ve İslam âleminden ekonomi sahasında kurallar vaz ederek model ihdas eden tek ilim fikir adamı ve siyasetçi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş olmuştur. O bütün tabuları yıkarak köhnemiş, çürümüş kapitalizmi tarihin çöp tenekesine atmıştır. Yayınladığı Milli Ekonomi Modeli kitabı ekonomi eğitim sistemimizde de çığır açacak ve bütün iktisat kitaplarının tekrar yazılmasına sebep olacak bir kaynaktır.
Yıllardır kronikleşen ekonomik sorunlar neden çözülemiyor? Sorusuna cevap arayanlar, ekonomi eğitimindeki yetersizlikleri ve eğitimin kalitesini maalesef hiç gündeme getirmiyorlar. Çünkü kapitalist ekonomi kuralları ve teorileri tabulaştırılarak tartışmanın tamamen dışında bırakılmıştır. Yetiştirilen öğrenciler ve araştırma görevlileri bu durumu kabullenmek zorunda bırakılmışlardır. Ayrıca iktisat ders kitapları ekonomi yerine kapitalizmin tarihi ve öğretileri anlatılmakla beraber “ekonomi eşittir kapitalizm” aldatmacası ısrarla vurgulanmaktadır. Diğer ekonomi modelleri de kapitalizm merkez kabul edilerek anlatılmaktadır. Bakın kapitalizm güya ne kadar da faziletlidir(!) demek için ara sıra diğer iktisadi modellerden de bahsedilmektedir.
Verilen eğitim sonucunda yetişen bilim adamlarının ekonomik meselelerde neden aciz kaldığını izah etmek ancak kapitalizmin sistem olarak yanlış sonuçlar verdiğini kabul etmekle mümkündür. Aksi takdirde insanların beyinleri ve akılları konusunda ciddi kuşkular duymamız gerekecektir. Eğer üniversitelerimizde, ekonomik sorunları halletmediği kesin olarak anlaşılan mevcut eğitim müfredatı yerine Milli Ekonomi Modeli (MEM)’nin kurallarını temel alan bir eğitim sistemi uygulanırsa her sahada çözüm üreten iktisatçılarımızı kazanma şansına sahip olacağız.
İktisadi problemlerin dağ gibi büyümesinde hatta daha da karmaşık bir hal almasında verilen iktisat eğitimiyle beraber kapitalimin rolü nedir? Kapitalizmin teorileri çözüme nasıl engel olmaktadır? Bu sisteme mecbur muyuz? Nasıl bir ekonomi modeli uygulanması lazım? Sorularını ekonomi ile ilgilenen aklıselim sahibi herkes sorguladığında MEM rıhtımına yanaşacaktır.
Kapitalizme göre insan, “homos economius” tur. Yani sadece çıkarını düşünen bir yaratıktır. İnsanı hayvandan ayıran yegâne fark şudur: “ İnsan çıkarını bilir, hayvan bilmez” noktasındadır. Sadece bu tanım bile krizlerin oluşumunu tek başına izah etmeye yeterlidir. MEM’de ise insan, sorumluluk sahibi olup yapacağı her işin hesabını verme şuurunda , kayıt altına alınmış üstün bir yaratılışla sahip olup manevi ciheti olan bir varlıktır. Şimdi Allah için aklımızı başımıza alıp düşünelim. Kapitalizmin tarif ettiği insan, krizlerden ve haksızlıklardan başka ne üretebilir? Sistem onu ahlaksız, bencil, saldırgan, nefsi arzularının kölesi olmaya zorluyor, adeta emrediyor. Üniversitede iktisat dersine girdiğimiz ilk gün dersi anlatan Prof’un ilk söylediği cümle “Arkadaşlar iktisat (kapitalizm demiyor) , işin ahlaki boyutuyla ilgilenmez, böyle şeyleri bize sormayın. Asıl mesele kâr maksimizasyonudur. Yani kâr edin de nasıl ederseniz edin” demişti. Köşemizin yeri bu konuların tamamını anlatmaya yetmiyor. Yoksa kapitalimin başta iktisat tanımı, para tarifi ve fonksiyonları, nüfus teorileri, Say Teorisi, dış ticaret teorileri aynen kapitalizmin insan tanımında olduğu gibi eksik ve yanlıştır. Krizleri ve savaşları teşvik eden de bu kavramlardır.
Yüzyıllar sonra Türk ve İslam âleminden ekonomi sahasında kurallar vaz ederek model ihdas eden tek ilim fikir adamı ve siyasetçi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş olmuştur. O bütün tabuları yıkarak köhnemiş, çürümüş kapitalizmi tarihin çöp tenekesine atmıştır. Yayınladığı Milli Ekonomi Modeli kitabı ekonomi eğitim sistemimizde de çığır açacak ve bütün iktisat kitaplarının tekrar yazılmasına sebep olacak bir kaynaktır.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Tek çözüm Milli Devlet anlayışıdır / 17.03.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Tek çözüm Milli Devlet anlayışıdır / 17.03.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024