Fransa'da Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıda 12 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. Ardından bir trafik polisi saldırıya uğradı, bir kebapçıda bomba patladı. Bütün bu saldırıları yapan örgütün El Kaide olduğu açıklandı. Charlie Hebdo dergisini basanlar saldırı sırasında sürekli olarak 'El Kaide' diye bağırdılar. Saldırı sonrası başta ABD olmak üzere Batı'dan gelen tepkiler pek de şaşırtıcı değil. ABD Başkanı Obama, 'silahlı saldırıyı şiddetle' kınadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, "Bu cinayetler, medeniyetin kendisi ile medeni dünyaya karşı çıkanlar arasında gerçekleşiyor" dedi. Diğer Batı ülkeleri de bu saldırıyı şiddetle kınadı. Kınadı ama El Kaide bütün Batı dünyası için çok ciddi bir tehdit olma konumuna geldi. Batının başına bela olan El Kaide'nin kuruluşunda ise soğuk savaş yıllarında Rusya'yı Afganistan'dan kovma stratejisinin uygulayan Amerika'nın derin faaliyetleri var. El Kaide'nin kurucusu olan Usame Bin Ladin, Afganistan dağlarında Amerika'dan aldığı destekle filizlendi. Bu konudaki bilgiler çok net. Özbek asıllı CIA ajanı olan Ruzi Nazar'ın hatıralarında çok önemli bilgiler veriliyor: "CIA, Afganistan savaşı sırasında Vehhabilerin yalnız parasından değil aynı zamanda onların savaşçı özelliğinden de yararlanmak istemişti. Vehhabi düşüncesini benimsemiş, kâfirlere kaşı savaşı İslam'ın temel şartlarından biri sayan 20 bin Arap mücahit, Suudi devlet bütçesinden aktarılan milyonlarca dolar ve CIA'nın lojistik desteğiyle son derece önemli rol oynadı. O dönemde 'Afgan Arapları' olarak adlandırılan grubun liderliğini Abdullah Azzam yapıyordu. Azzam, CIA'nın koruması altında bütün dünyayı dolaşmış, pek çok ülkede Müslümanları, kâfir Ruslara karşı savaşa çağırmıştı. Pakistan'da din eğitimi gören okullar aynı zamanda bir askeri eğitim kampıydı. Öğrenciler CIA ajanları tarafından eğitildi. Savaşın ardından ortaya çıkan Taliban, o okullardaki CIA-Vehhabi işbirliğinin bir ürünüydü. ABD'nin başına bela olan Usame Bin Ladin, Afganistan savaşı sırasında CIA desteğiyle gelişmiş ve büyümüştü." (Ruzi Nazar: CIA'nın Türk Casusu, sf. 399, 400, 417, Enver Altaylı, Doğan Kitap) Yukarıdaki satırlar, bugün ABD Başkanı olan Obama'nın 'şiddetle kınadığı' El Kaidenin nasıl doğduğunu anlatan, ABD kontrolünde olduğunu anlatan satırlar."ABD'nin başına bela olan Usame Bin Ladin, Afganistan savaşı sırasında CIA desteğiyle gelişmiş ve büyümüştü" diyen CIA ajanı Ruzi Nazar, yıllarca Amerikan menfaatleri için ajanlık yaptı. CIA'nin Afganistan'da Ruslara karşı savaştırdığı Usame Bin Ladin daha sonra El Kaide'nin kurucusu ve lideri olacaktı. Emperyalist ülkeler bugüne kadar Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Somali'ye kadar kendilerini İslamcı olarak adlandıran örgütlere hep yakın durdular. Bunları çoğunlukla eğittiler, silah verdiler, kendi menfaatleri için kullanma yoluna gittiler. Ruzi Nazar'ın kitabında, eğittikleri militanlara verdikleri eğitime dair ilginç ayrıntılar da aktarır. Müslümanın Müslümanı öldürmesi ya da Müslüman örgütlerin Batı tarafından düşman olan hedeflere saldırtılması hep kabul edilebilir strateji olarak benimsenmiştir. Ama 11 Eylül saldırıları kontrolden çıkan "besleme örgütlerin" nasıl bir tehlike haline geleceğini acı bir şekilde gösterdi. Özgür Suriye Ordusu adı altında Suriye rejimine karşı savaşan yüzlerce çetenin desteklenmesinin bugün IŞİD gibi Nusra gibi kontrol edilemeyen çetelerin ortaya çıkmasına yol açması vahim bir şekilde karşılarına çıktı. Fransa'da sıkılan kurşunlar, patlayan bombalar, Afganistan dağlarında verilen eğitimin bir gün Paris sokaklarında nasıl infilak edeceğini dehşet verici boyutta ortaya koydu. İslam düşmanı emperyalistlerin besledikleri İslamcı örgütler ellerine verilen silahı onlara doğrulttu. Esad'ı yıkmaya çalışarak Ortadoğu'yu korkunç bir istikrarsızlığa sürükleyen ülkelerin, başta IŞİD olmak üzere daha ne büyük olaylara imza atacaklarını hayal bile edemezler. Hülasa emperyalizm ektiğini biçiyor.