logo
19 NİSAN 2024

Encamımız ve serencamımız

28.10.2003 00:00:00
65-70'li yıllardan bu yana Türkiye'miz, hem ekonomik, hem dinî-kültürel, hem de insan kaynakları bakımından global toplum mühendisleri tarafından yakın markaja alındı.

Amerikan Barış Gönüllüleri namlı bin 900-2 bin civarında misyonerin güneydoğumuza dadandıkları o süreç, eş zamanlı olarak "bugünün Hıristiyan rituelli - diyalog misyonlu ama din adam kıtlığındaki o dönemin tek tabanca ilahiyatçıları"nın Arap dünyası merkezli, Vehhabi meşrepli, güya radikal ihyacı ve fakat İngiliz öğretileriyle ma'lul allamelerin eserlerini terceme ederek ekmek-peynir gibi iç piyasaya gümrüksüz sürdükleri dönemdir.

Vatikan'ın yerli din mühendisleri

O dönem, üç-beş terceme eserle toplumda yer edinerek "din mühendisliği"ne soyunanlar, bugün akademik titrlerinin psikolojik imkânlarını da kullanarak Müslüman toplumumuzun AB sürecinde Hristiyanlık rituellerine ve Vatikan'ın esaslarına göre dizayn edilmesine katkı sağlamanın telaşı içinde koşuşturmaktadırlar. Bu ilahiyatçılarımız, Papalığın 1965'te II. Vatikan konsilindeki kararlarında "Hristiyan misyonerliğinin yeni şartlara uydurulmuş yöntemi" olarak tanımladığı "Dinlerarası diyalog" misyonunun icrası için seferber olmuşlar, olmaktadırlar.

Tartışmalar o dönemin mahsulü

Ülkemizde, dinimiz İslam işte bu tercemeler dönemiyle tartışmaya açılmıştır. İslam'ın ikinci temel kaynağı sünnet ve hadis-i şerifler, işportacı ağzıyla bu dönemde kritik edilmeye başlanmıştır. Mezhepler ve meşrepler, bu dönemle birlikte ağızlara sakız edilmiştir. Cuma namazından zikrullaha varıncaya kadar ibadetler, bu dönemde tartışmalara konu edilmiştir.

Ardından tartışma kademe kademe Kur'an-ı Kerim'e kadar, Hz. Peygambere kadar getirilmiş, iş Hıristiyanlık ve Yahudiliğe ilişkin hüküm ve "Nas"ların hakikatte tarihsel olduğu noktasına taşınarak, Yüce Allah'ın ve Son Elçisi Muhammed'inin müşrik ve kafir diye addettiği kimselere cennete giriş kapıları tahsis edilmiştir.

Bir yandan Mooncu-Vatikancı yerli ilahiyatçıların bu çabaları sürerken, diğer yandan kimi resmi kişi ve kurumların İslam düşmanlığını koyulaştırarak toplum nezdinde Müslüman olmak adeta suçlu olmakla eşdeğer hale dönüştürüldü. Bırakın kendi dininden habersiz bırakılan genç neslimiz, dindarlığına toz kondurmayanlarımız bile sindirilmiş, içine kapanmış; Müslümanlık adeta gizlenmesi gereken bir haslet haline sokulmuştur.

Dumanlı havanın avcıları

Bu arada, Anadolu'nun bu dumanlı havasından istifade etmeyi 1965'den beri planlı olarak sürdüren misyoner odakları, milletimizden kapabildiklerini Hıristiyanlık rıhtımına sürüklemişler. Kapamadıklarının da gönüllerindeki "İslam itikad ölçüleri"ni, milletimizin "Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat esası" olarak bildiği iman ölçülerini yerli ilahiyatçıların elleriyle altüst ettiler.

Milletimizi tartışma konusu yaptıkları, mesela evliyaullah gerçeğinden kopartarak papazların kucağına oturttular. Toplum huzurunda bayağı edalarla yegâna ilahi kitap Kur'an-ı Kerim'i tartışma konusu yaptılar, arkasından da neslimizin eline ilahi kitap diye Matta, Markos, Luka, Yuhanna'nın incillerini tutuşturdular. İnsanımızı namazdan, zikirden, tevbeden soğuttular, öte taraftan da kilise ve kilise ev ayinlerine, meditasyon merkezlerine şakird yaptılar. Dahası, Hıristiyanlaştırma furyasını ekonomik araçlarla da kışkırttılar.

Bu dönem, insanımızın sadece ibadetten soğutulduğu dönem değil, aynı zamanda "hacca giden terazi tutmaz, alnın secdeye varıyorsa elin metre tutmasın" türünden söylemlerle dürüst insanlarımızın ticaretten de soğutulmaya başlandığı dönemlerdir. Bugünün IMF yanlısı faizci ruhlarının temelleri o zamanlarda atılmıştır.

Diyalog; çağdaş misyonerliğin adı

Dinlerarası diyalog, bu bağlamda tam bir Hıristiyanlaştırma seferberliğinin çağdaş adıdır. Hıristiyan Batı'nın, aziz milletimizi başta olmak üzere Müslüman toplumları dize getirmek için belirlediği en temel yol ve yordamdır. Bu noktada öncelikli hedef Türkiye'mizdir.

Çünkü toplumumuzun Müslümanlığı, sadece ferdi planda yüzeysel bir dini yaşantı değil, bilakis bin yıllık bir İslam medeniyetinin mirasçısı ve bu mirasın gücünün de desteklediği 5 bin yıllık tarihin ve tarihsel coğrafyanın sahibi pozisyonu, dahası aynı zamanda 80 yıllık Cumhuriyet birikimini de bağrına basarak "potansiyel bir dünya gücü" olarak ortaya çıkmaktadır. Biz ne kadar inkâr edersek edelim, ne kadar kaçarsak kaçalım Avrupa, aziz milletimizi hafızasında hep bu pozisyonuyla canlandırmaktadır.

Siyasal misyonerler işbaşında

Kopenhag kriterleriyle milli birliğimizin dağıtılma sürecinin artık tamamlandığı noktada, AB şeflerinin Avrupa Birliği'nin Hristiyanlık temellerine vurgu yapmaları, "ancak Papa'nın elini öperek AB biletinizi alabilirsiniz" türünden akıl vermeleri, bunun yanı sıra içerideki bu diyalogcu ilahiyatçıların adeta AB sürecindeki Hıristiyanlaştırma misyonunu üstlenerek arz-ı endam etmeleri sürpriz işler değildir.

Bütün bunlar, Batı'nın programındaki Birleşik Hristiyan Avrupa Birliği'ne giden yolda en güçlü engel olarak görülen Türkiye'nin milli ve dini bağlamda lokma lokma edilerek çökertilmesi projesinin temel parçalarıdır.

AB'yi bu perspektiften görmemekte ısrar ederek, dinlerarası diyalogu bu Haçlı oluşumunun en temel yöntemlerinde biri olarak görmeyerek gaflet ve hatta delaletin içinde debelenenler, bu bağlamda milletimizin köklü değerlerini, dinini, kültürünü ve örfünü tartışma konusu haline getirenler, vatan topraklarımıza ve milletimizin istiklal ve istikbaline kast eden zavallılardır.

Bu zavallılar şimdi AB'cidirler.

Bu zavallılar şimdi diyalogcudurlar.

Bu zavallılar şimdi Amerika'nın koltuğunun altına sığınarak yaşamaktadırlar.

Bu zavallılar, şimdi IMF'nin faizli paralarına muhtaç vaziyetten kurtulamayacak kadar acınacak haldedirler.

Milletimiz, bu zavallıları tanımaya ve fark etmeye başladığı gün Türkiye kurtuluşa doğru dümen çevirecektir.

Mübarek Ramazan ayının, böylesi vahim gidişatımızı, böylesi vahim serencamımızı fark etme ayı olmasını temenni ederim? Allah encamımızı hayretsin.
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla dayanıp ateşe verdi
Gürültü kavgasını özel harekat bitirdi
İsrail'den İran'a misilleme
İran'da uçuşlar askıya alındı
'Hasarlı evlere girmeyin'
Açıklama sırasında depreme yakalandı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.