logo
19 NİSAN 2024

Enflasyonun panzehiri de'Milli Ekonomik Modeli'nde

05.10.2003 00:00:00
BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, enflasyonun gerçek panzehirinin "Milli Ekonomik Model"de olduğunu söylediBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin 2. Kuruluş yildönümü münasebetiyle Türkiye ekonomisinin kurtuluş reçetesi Milli Ekonomi Modeli'ni, Gaziantep'te düzenlenen toplantı ile anlatmaya devam etti. Gaziantep Tuğcan Hotel'de gerçekleştirilen toplantida Prof. Dr. Haydar Baş, enflasyonda düşüş gibi görülen gelişmelerin aslinda saticinin malini zararina satiştan kaynaklandigini söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, enflasyonun tespiti dogru yapilmadigi, Türkiye'deki maliyet enflasyonuna talep enflasyonu reçetesi uygulandığı müddetçe enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığına dikkat çekti. Enflasyon gerçekten düşüyor mu? Günümüzün en bilinen ekonomi hastalığı olarak belirttiği enflasyonun belli dönemlerde fiyatlardaki genel seviyenin sürekli yükselmesi hadisesi olduğunu söyleyen, talep ve maliyet enflasyonu olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Toplam talebin toplam arzdan fazla olmasından kaynaklanan enflasyon talep enflasyonudur. Bu enflasyon çeşitli kaynaklardan beslenir. Piyasada, ekonomide üretilen mal ve hizmet hacminden daha fazla para olması, karşılığı olmayan bir alım gücü oluşturarak fiyatların genel seviyesini yükseltir. Maliyetin artmasına sebep olan unsurların devreye girmesiyle vücuda gelen enflasyon maliyet enflasyonudur. Maliyet enflasyonu, hammadde fiyatları, enerji giderleri, sigorta primleri, gelir vergileri, kullanılıyorsa kredi faizleri gibi kalemlerin aşırı yükselmesi ile beslenir. Hammadde, yarı mamul, enerji giderleri, vergiler, SSK primleri, ulaşım giderleri gibi üretim kalemlerinin pahalılaşması, üretimin maliyetini arttırmaktadır. Bu da mal ve hizmetlerin fiyatlarını yükselterek maliyet enflasyonuna neden olmaktadır. Ülkemizde mevcut olan enflasyon talep değil, maliyet enflasyonudur. Maliyet enflasyonuna etki eden, yukarıda bazılarını zikrettiğimiz unsurların hiçbirisi aşağıya inmediğine göre Türkiye'de enflasyonun düştügünü iddia etmek ilmi bir hakikat degildir. Aksine deflasyon ve stagflasyon habercisidir." Enflasyon iç barışı da bozuyorBugün, ülkemizde hammadde, yarı mamul, enerji giderleri, vergiler, SSK primleri, ulaşım giderleri gibi üretim kalemlerinin pahalılaşmasının, üretimin maliyetini arttırdığını, bunun da mal ve hizmetlerin fiyatlarını yükselterek, "Maliyet Enflasyonu"na sebep olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, yüksek enflasyonun yatırımları sıfıra indiren, iç barışı bozan bir tehlike arzettiğini de belirttiği konuşmasında şunları söyledi: "Yüksek enflasyon ekonomilerde yatırımları sıfıra indirir. Faiz oranlarının enflasyon nedeniyle yükseldiği bir ekonomide kişiler üretimden uzaklaşarak reel getirisi yüksek olan spekülatif yatırımları tercih eder. Bundan dolayı enflasyon kısa dönemde kaynak ve gelir dağılımını bozan, uzun dönemde ekonomiler için üretim ve büyümeyi engelleyen ciddi bir hastalıktır. Enflasyon ortamında yükselen faizler, servet sahibi müteşebbisi, üretime değil, kolay ve yüksek getirisi olan faiz kazancına yönlendirir. Bu tür ekonomilerde devlet bütçe açıklarını kapatmak için yüksek faizlerle borçlanır. Borçlarını ödemek için de üretime devam eden girişimciye ve sabit gelirli vatandaşlara işçi ve memura, küçük esnafa, tarım ve orman köylüsüne, denizci ve hayvan üreticisine kısaca toplumun tamamına vergi yükler. Bu durum sabit gelirli vatandaşların ezilmesine yol açtığı gibi parayla para kazanmayı alışkanlık haline getirmiş rantiye kesimine de gelir transferi yapmaktan başka bir işe yaramaz. Bu ise iç barışı bozan bir unsur, ekonomide bir ahlak sorunudur."

Ülkemiz ele geçiriliyor

Enflasyonun tarifi ve sonuçları bu iken ülkemizin yönetimini eline alan iktidarların, ekonominin en önemli hastalığı olan enflasyonu tanımlayamadıkları gibi doğru çözüm reçeteleri de uygulayamadıklarını, ülke ekonomisinin teslim edildiği IMF, Dünya Bankası gibi kurumların, Türkiye'de "Maliyet Enflasyonu" yaşanmasina ragmen, "Talep Enflasyonu" şartlarina göre programlari dayatmasiyla ortaya çikan krizlerle ülkemizin ele geçirildigine dikkat çeken BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "Ekonomide maliyet enflasyonu yaşanirken, hükümetler IMF telkinleriyle sanki bir talep enflasyonu varmiş gibi politikalar uygulamişlardir. Enflasyonla mücadele adi altinda uygulanan programlarda, yanliş enflasyon taniminin etkisiyle, ekonomiyi genişletici önlemler yerine daraltici tedbirler almişlardir. Bu politikalarla yüksek faizle piyasalardan para çekilmiş ve paranin bizzat maliyeti artmiştir. Tüketim gruplari olan memur, işçi, çiftçi ve emeklilere enflasyonun altinda gelir artişi yapilarak tüketim devlet eliyle azaltilmiştir" şeklinde konuşarak sözlerini şöyle bitirdi: "Bu sebeple Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli mücadele alanı enflasyon olacaktır."
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'

Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem Sivas'ta da hissedildi.
19.04.2024 01:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve iş yerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.

Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor.
18.04.2024 22:39:00 / Güncelleme: 18.04.2024 22:43:07
İhlas Haber Ajansı
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve işyerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.



Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.