Erdoğan Türkiye'nin neresinde?

Başbakan R. T. Erdoğan, adeta dünyayı yeniden keşfediyor, kıtalar dolaşıyor; Türkiye'ye ise uğruyor. Arada bir Ankara'ya yolu düşüyor. AKP hükümetinin 4 gündem maddesi var: ABD'nin stratejik istekleri, AB'nin uyum talepleri, IMF'nin talimatları ve Erdoğan'ın seyahatleri?Ek iş olarak ise, ABD ve AB'yi Türk Milleti ve bölge devletleri nezdinde temize çıkartıp hazmettirme?Ya Millet..? Ya uniter devlet..? Ya milli bütünlük..? Ya ekonomi..? Ya işsizlik..? Ya güvenlik..? Ya istihdam..? Ya borçlar...? Ya rekor dış ticaret açıkları, cari açıklar? vs. Ne olacak bütün bunlar? Kimin umurunda, kimin gündeminde? Kim çare arıyor? Kim çözüm getiriyor?AKP bunların neresinde, Erdoğan bunların neresinde? Erdoğan, AKP ve marjinal diyalogcu tabanı Türkiye'nin neresinde?Erdoğan kıtalar kadar uzağında? AKP, Erdoğan'ın yanında. Diyalogcu marjinal taban ise papanın ocağından ABD'nin kucağına savrulup duruyorlar. Klasik "eüzü billahi minessiyaset?" söylemleriyle, AB'ci, Amerikancı ve IMF'ci politikaların tam merkezinde debelenirlerken güya "siyasetten Allah'a sığınma" numarası çekiyorlar.Türkiye'nin ekonomik, politik ve sosyal gidişat, milletin derd ü tasası AKP hükümetinin "ajanda"sına veya Erdoğan'ın "seyahat defteri"ne dahi giremedi.Halkın "Hayırdır? Bu ne hal? Üç yılınızı da bitirdiniz. Erdoğan, dünyayı gezmekten içeriye vakit ayıramıyor; AKP, Türkiye'nin problemlerine ne zaman eğilecek!?" şeklindeki sitem dolu tepkilere, AKP'nin kimi merkezi ve yerel kurmaylarının sanki üzerinde sözbirliği cevapları tam bir "pişkin"lik abidesi? "Köylü, çiftçi, halk mı; onların gönlünü almak kolay canım, seçime yakın zamanda çıkartılacak bir kararname, bir yasal düzenleme, yol-su-elektrik? vs konularda üç-beş kuruşluk bir harcama bütçesi yeter de artar bile? AKP'nin Türkiye gündemi bu.Erdoğan ise Avustralya ve Yeni Zelanda kadar uzak Türkiye'den, Türk Milletinin dertlerinden? Çözümsüzlüğünü ve heybesindeki projesizliğini örtmek için global köyde top çeviriyor.Türkiye'ye yolu düştüğü zaman da ABD'nin, AB'nin, IMF'nin ve yabancı sermayenin toplumumuz ve bölgemiz nezdinde "kabul görmesi" ve "hazm edilmesi" için çaba sarf ediyor, küresel talimatları yasal düzenlemelere dönüştürüyor.Ne Erdoğan, ne de "AKP'nin marjinal tabanı" pozisyonundaki "ABD'nin kucağına kapak atmış Papalık misyonunun bir parçası Hoca efendinin şürekası", Türk Milleti'nin nezdinde Amerika, AB ve IMF'ye yönelik kanaatleri değiştiremezler. Amerika, AB ve IMF'ye temize çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Niye mi?Hangi Türk evladı, Irak'taki vahşi işgalin başaktörü ABD'yi ve bölgemizdeki "küresel terörler"ini onaylar? Hangi Türk evladı, 80 sene önceki "Anadolu işgalcileri"nin AB'ye uyum adı altında Türkiye'nin ve Kıbrıs'ın başına ördükleri çorapları kabul edebilir? Hangi vatan evladı, IMF namlı küresel tefeci gurubunun peşkeş ve taviz taleplerine eyvallah diyebilir?ABD ile Avrupa arasındaki "tencere dibin kara, senin ki benden kara" yarışını seyrediyorsunuz.Avrupa diyor ki; ABD, terör bahanesiyle CIA uçaklarına doldurduğu insanlara Türkiye dahil pek çok Avrupa üssünü habersiz-haberli kullandı. Bizimkiler, topu taca attı.Avrupa, ABD'nin üstüne üstüne gidince BOP'un kalemşoru ABD Dışişleri Bakanı Condelezzi Rice, soluğu Avrupa'da aldı. Bizi köşeye sıkıştırmayın, dilimizin altındaki baklayı çıkarırız ha, uyarısı yaptı. Anında ABD stratejik kuruluşları, Avrupa'da terör raporları yayınladılar, Avrupa'nın PKK'ya desteğine atıfta bulundular. Bu arada bir başka karşı atakla, İsrail'in Kuzey Irak'taki Barzani peşmergelerine askeri eğitim verdikleri ortaya çıkartıldı.Üzerinde bütün bu oyunların aynandığı, başına bütün bu çorapların örüldüğü Türkiye'nin kimi etkilileri ve yetkilileri, "trene bakar" gibi ABD'ye, AB'ye ve IMF'ye bakıyor. Erdoğan, kıtalar dolaşıyor, Türkiye'ye yolu düşerse uğruyor. AKP'nin marjinal kronik diyalogcu tabanı ise ABD ve Avrupa'nın tezkiyesi ve temize çıkartılması için her türlü enformatik ve sivil yollu hizmet ve himmetlerini seferber ediyorlar. Ama bir türlü maya tutturamıyorlar? ABD'nin işgal ve vahşetine yönelik menfi kanaat değişmiyor. AB karşıtlığı, bir halk ve milli mücadele dalgasına dönüşüyor. Mandacılığın artık ikbal ve istikballerini temin etmeye yetmediğini hepsi fark ediyorlar.Tam bu noktada Erdoğan gerginleşiyor, AKP gerginleşiyor, marjinal taban gerginleşiyor. Verdikleri tepkiler, anormalleşiyor. Hatta himmet dilendikleri ABD, AB ve IMF'nin Türk toplumu nezdinde "kel oldukları"nın anlaşıldığını fark ettikleri zaman elden ayaktan kesiliyorlar. Bunlar, 80 sene önceki Milli Mücadele yıllarımızdan hiç de ibret almışa benzemiyorlar. Hiç olmazsa bir akl-ı selim, Saddam'ın geçmişteki Amerikan bağlılığı ve şimdiki ahvalinden ve yanı sıra işgal altındaki Irak tablosundan çıkartılacak ibretlerle ayıktırmalıdır bunları. Vatan evlatları ayıktırmalıdır bunları. Aksi halde hem kendileri, hem de devlet ve millet gemisi batacak.