Türkiye 12 Eylül darbesi öncesi günlerden daha beter bir atmosferi yaşıyor. Ülkenin değişik yerlerinden gelen haberler iç savaş görüntülerini çağrıştırıyor. Kan gövdeyi götürüyor. Şu saate kadar 14 kişinin öldüğünü öğreniyoruz. Kimin kiminle çatıştığı belli değil:Hizbullah ile PKK, PKK ile ülkücüler, polis ve askerle HDP'liler; vuran vurana. Okullar ateşe verilmiş, kamu kurumları yağmalanmış, bazı karakolların eylemciler tarafından ele geçirildiği şeklinde vahim haberler var.Ve sonuçta da 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ilk kez bazı il ve ilçelerde sıkıyönetim ilan edildi.Askeri olabildiğince sokaktan çekmek isteyen, "polis bize yeter" diyen, askersiz bir Türkiye oluşturmak isteyen ve bu amaçla Emasya Protokolü'nü "gururla" yürürlükten kaldıranlar, bugün apar topar askere sarıldılar. Askeri sokağa davet ettiler, "bizi kurtarın" dediler.Suriye iç savaşını önlemek için "Halep'in kahramanlarına!" silah yardımı yapmaktan zevk alanlar, o iç savaşı Türkiye'ye taşıdılar.Stratejik derinlik palavraları, iç isyan provası yapan kitleler olarak karşımıza çıktı.Emevi Camii'nde namaz kılma naraları atanlar, bu ülke topraklarından sadece bir günde 14 cenaze namazı kılınmasına sebep oldular.Gece gündüz sövdükleri Esad zamanında huzurlu, güvenli ve barış dolu olan 900 kilometrelik Suriye sınırı bugün bu "aslan yürekli Donkişotlar" yüzünden çetelerin eline geçti.Suriye askerinin kuş uçurtmadığı sınırda, şimdi PYD, IŞİD, Nusra, İslam Emirliği gibi onlarca çete hâkim.O çetelerin birbiriyle yaptığı savaş şimdi Türkiye'ye sıçradı. PKK'nın hâkim olduğu Kobani IŞİD'in eline geçince PKK'lılar sokağa döküldü. Bu tablodan IŞİD'e destek veren Türkiye'yi sorumlu tutuyorlar.HDP ve PKK'lılar gayet organize bir şekilde bir anda, Beyoğlu'ndan Beytüşşebap'a kadar yüzlerce noktada sokağa döküldüler.Atatürk büstlerine saldırdılar.Bayrak yaktılar, bayrak!İçişleri Bakanı Efkan Ela "şiddet misliyle karşılık görecektir" diyor.Oysa Türkiye açılım ile "PKK kaynaklı şiddete karşılık verilmeyeceği" bir sürece sokuldu. Son 3 yılda eli kolu bağlanan, kendilerine silah sıkan bölücülere gazla karşılık veren asker ve polisin, bir anda patlayan olaylarla "çok organize bir şekilde saldıran" HDP'liler karşısında ne kadar pasif kaldığı ortaya çıktı12 Eylül'de iç savaşın eşiğine gelmiş ülkeyi kurtaracak bir ordu vardıŞimdi o ordu da yok!O ordu kendi ülkesindeki ateşi söndürmek yerine Kobani'deki ateşi söndürmek için strateji üretmekle meşgul.Binlerce subayı darbeci, Ergenekoncu, Balyozcu diye hapse atılan, PKK'ya karşı aslanlar gibi savaşan mensuplarına "katil, cani" damgası vurulan TSK mensupları şimdi ne eski havasında ne eski moralinde.Demem o ki AKP'ye yüzde 50'ye yakın oy verenler, bu günleri haber veren yüksek irade sahiplerini dinlemeyenler, "ülke bölünmeye sürüklenecek" diye bangır bangır bağıranlara dudak bükenler, ülkenin geldiği bu tablonun da sorumlularıdır.Ey millet! Bil ki suçsuz ve günahsız değilsin.Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine, bundan sonra ülkeyi kaos dolu günlerin beklediğini anlattığım 12 Ağustos tarihli yazımın başlığı şu idi:"Millet kavgayı seçti."Her şey daha yeni başlıyor, bilesiniz.Ve Yunus Suresi 100. Ayet:"Akıllarını kullanmayanların üzerine Allah pislik atar!"