Erdoğan'ın hastalığı kendisi için bir fırsat

Öncelikle geçmiş olsun? Başbakan R. T. Erdoğan'ın hastalığı ve geçirdiği ciddi cerrahi operasyona dair konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Kolonoskopi yapılmış, biyopsi yapılmış? Prof. Dursun Buğra ameliyata almış? Prof. Dr. Buğra tam gün mağduruymuş! Erdoğan acaba ne zaman işbaşı yapacakmış, Pazartesi makamına gelebilecek miymiş?!Derken Başbakanlık, 28 Kasım'da şu açıklamayı yapmak durumunda kalmış:Laparoskopik yöntemle sindirim sistemi ameliyatı geçirmiş?Bunlar işin kîl ü kâli? Ağrıyı çeken bilir.Sultan Süleyman ne demiş:"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi!"Medya masabaşı haber üstüne haber patlatıyor? Atalarımız, "El, el elin eşeğini türkü çağırarak aramış" derler.Erdoğan'ın bu günleri, her insanın yapması gereken "nefs muhasebesi" için en uygun vakittir.Bu dünyanın geçici olduğuna, ebedi olan ve bir daha geri dönüşü olmayan ahiret gününe, her şeyin hesabının sorulacağı mahşer gününe çok daha rahat yoğunlaşabilir. Tefekkür edebilir.Afganistan, Irak, İran, Suriye, Sudan ve sair BOP kapsamındaki İslam coğrafyasının Amerikan ve Haçlı çizmeleriyle çiğnenmesine, Müslümanların canlarının, mallarının, vatanlarının işgalciler tarafından talan ve telef edilmesine "rest" çekebilir. Hastalığını "ilahi bir bahane olarak" öne sürüp artık bu işlerde yokum, diyebilir, hatta demelidir. Demeliyiz.Geçmişe dönük serencamını film şeridi gibi göz önüne getirip "nefs muhasebesi" yapabilir. Yapmamız lazım? İşin şakası yok, dönüşü olmayan yolda hızla ilerliyoruz.Hatırlayın, zaten sayın Erdoğan'ın kendisinin geçmiş konuşmalarında bu kabil muhasebe kırıntılarına rastlanıyordu:"Makam, mevki ne ki be... Başbakan olsan ne yazar, bakan olsan ne yazar, milletvekili olsan ne yazar. Bunların hepsi gelip geçici? Kim kaldı bu makamlarda? Kimse...""Makam dediğin nedir ki bugün var, yarın yok. Para, pul dediğin nedir ki, bugün var yarın yok. İstediğin kadar zengin ol, trilyoner ol. Gömecekler o mezara. Gömerken de 'bu Türkiye'nin 1 numaralı zengini' demeyecekler, 'er kişi niyetine' diyecekler. Orada bir ayrım var mı? 'Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili niyetine' diyecekler mi? Hayır. 'Er kişi niyetine' diyecekler. Öyleyse bu hava atmak nedir, bu afra tafra nedir?"Erdoğan'ın gerçekten iyiliğini isteyen dostu varsa, kendisinin bu cümlelerinin ışığında, hayatını, serencamını ve icraatlarını baştan sona gözden geçirmesini tavsiye eder.Sadece birimiz değil, topyekün millet olarak, hepimiz, böyle bir nefs muhasebesine muhtacız bugün?Akıllı insan için, İslam coğrafyasının üstüne Haçlı ordularının ve Amerikan sırtlanlarının vahşice çullandığı böylesi bir "vahim işgal ve Müslüman katliamı sürecine" bundan böyle ortakçı olmamak bağlamında bir fırsattır, nefs muhasebesi.Ahir zaman sürecindeyiz? İmanı kurtarmak hiç de ucuz ve kolay değil!Akıl sahibi için, sıhhatten de, devletten de öte; en büyük nimet, ebedi ahiretin tek sermayesi olan iman ve amel-i salihtir? Gerisi boştur.Etrafımızdaki ülkelerde binlerce masum Müslüman çeşitli uydurma bahaneler ve haksız gerekçelerle can veriyor. Bir Müslüman'ın haksız yere canına, malına, namusuna kast edilmesi, böyle bir haksızlık ve zulmü reva görenlere yarım kelime destek sağlanması ne demek biliyor musunuz?! Bilmeyenler için Allah Rasulü'nün mübarek dilinden tembihleyelim:"Kim bir cana kıymamış, ya da yeryüzünde haksızlık yapmamış olan bir canı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir" (Mâide sûresi, 5/32) "Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez " (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58)."Birbirinizle hasetleşmeyiniz? Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz? Ey Allah'ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez? Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve ırzı, diğer Müslümana haramdır" (Müslim, Birr 32; bk. Buhârî, Edeb 57; Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24)."Müslümanın kanı ancak üç şeyden birisi ile helâl olur: Zina eden evli, cana karşılık can (kısas), dinini terk edip İslâm cemaatından ayrılan kimse..." (Buhârî, Diyât 6; Müslim, Kasâme 25, 26; Ebû Dâvud, Hudûd 1; Tirmizî, Diyât 10, Hudûd 15; Nesâî, Tahrîm 5)."Haberiniz olsun: Hiçbir Mü'min, herhangi bir kâfir mukabilinde öldürülmez; kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzâm etmez). Kim bir cinayet işler veya herhangi câniyi himâye ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti üzerine olsun!" (Ebû Dâvud, Diyât 11; Nesâî, Kasâme, 8)."Kıyâmet gününde insanlar arasında hükmü verilecek ilk dâvâ, kan dâvâlarıdır" (Buhârî, Diyât 1; Müslim, Kasâme 8, hadis no: 28)."Kim, yarım sözcükle de olsa bir müslümanın öldürülmesine yardım ederse kıyâmet gününe, iki gözünün arasına (Allah'ın rahmetinden nasipsizdir) yazısı yazılmış olarak gelir" (İbn Mâce, Sünen, Diyât 1).Alemlere rahmet Hz. Muhammed bile, geceler boyunca alnını secdeye koyarak şu dua ile Yüce Allah'a yakarmış ise, bizim halimiz nice olacak:"Allahım! Tembellikten, yaşlılıktan, borçtan ve günahtan sana sığınırım. Allahım! Cehennem azabından, cehennem fitnesinden, kabir fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden ve Mesih Deccâl fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Günahlarımı, kar suyu ve dolu ile yıka. Beyaz elbisenin kirden arındığı gibi, kalbimi günahlardan arındır ve doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi, benimle günahlarımın arasını uzaklaştır" (Buhârî, Sahih, H. No: 6014).Bu kadar açık Nebevî tenbihler, ayıkmamız ve nefs muhasebesi yapmamız için yeter de artar bile? Anlayana!