Boşnak asıllı Sırp yönetmen Emir Kusturica Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay tarafından protesto edildi! Günay, Altın Portakal Film Festivali'ne katılmadı. Kusturica Sırp katliamını savunan ve "hepimizin aslı Sırp, aslımıza dönelim" dediği için protesto edilmiş Sayın bakanımız tarafından.Aslında Türkiye son yıllarda Kusturica tipli aydınların seslerini yükseltmeye başladığı, pek çok entel - dantelin ortada gezdiği bir ülke halini aldı. Türkiye'de de pek çok kişi "Anadolu eskiden Bizans toprağıydı, bizim de aslımız Bizans'tır" diye ortalıkta geziyor. Hatta Ertuğrul Günay'ın çok yakınlarında geziyor!Kusturica'nın Sırp katliamını normal gören ifadelerine Sayın Bakanın tepkisi bana pek inandırıcı gelmedi. Çünkü Ermenilerin Van'da yaptıkları katliamın karargâhı ve silah deposu olan Akdamar Kilise'ni restore edip açtıran kişi Ertuğrul Günay'dır.Konuyu biraz daha açalım ve Ertuğrul Günay'ın 'büyük bir zaferle' açtığı Akdamar Kilisesi'nin karıştığı Türk katliamlarına birkaç örnek verelim:"1915 yılında Van; bu kilisede çizilen planlar çerçevesinde, Rus birliklerinin önünü açmak için Ermeniler tarafından baştanbaşa yakılarak yok edildi. Binlerce masum insan acımasızca katledildi. Oradaki katliamlar yetmiyormuş gibi canını kurtarmak için teknelere binip Van'dan kaçan insanlarımız, Van Gölü'nün serin sularında çetecilerin insafına bırakıldı. Hatta Van'dan tekneyle kaçıp canın kurtarmak için Tatvan'a çıkan Van halkından 1.628 kişi, Tatvan iskelesinde çeteciler tarafından yok edildi.* Türk tarihinde "İnsan Kasabı - Kan İçen" olarak geçen Kafkasyalı Ermeni çete lideri Antranik'in barınma ve katliam planlarının yapılma yeri yine bu kilisedir. Bütün Ermeni eylemleri bu kilisede yapılmış, uygulamaya bu kilisede geçilmiştir. Çete liderlerinin barınma ve kaçış yeri bu kilise olmuştur. Antranik bile yakalanacağı zaman bu kiliseye gizlenmiş, bu kilisenin yardımıyla yurt dışına kaçmıştır. Kısacası Akdamar Kilisesi, binlerce Müslüman'ın kanının akıtıldığı kilise olmuştur." (M. Törehan Serdar)Dönemin Van jandarma Alay Komutanının raporundan:"Çarıksır köyünde bir çocuğun kuzu gibi kızartılarak bir süngü üzerinde direğe iliştirildiğini birçokları yeminle söylemişler cesedin kalıntılarını göstermişlerdir. Ahorik ve Avzerik köyleri arasında elleri bağlı ve karınlarına sokulmuş tenasül aletleri kesilerek ağızlarına sokulmuş dört Türk'ün cesedi bulunmuştur. * Kavlık Köyünde 7 yaşındaki Fatma ve 5 yaşındaki Gülnar adlarında iki kız çocuğunun iki taraftan kirletilmiş oldukları ve bu kötü hareketin sonucu her ikisinin de sakat kaldıkları görülmüştür. Bugün bu zavallılar Ermeni mezaliminin canlı bir timsali olarak yaşamaktadır. * Ahtoci Köyünde Kemo adındaki şahsın Zeliha isimli eşi tandır başında ekmek pişirirken, Ermeniler Zeliha'nın altı aylık çocuğunu ateşe atarak pişirmişler, zorla annesine yedirmek istemişler; zavallı annenin reddetmesi üzerine, kadının bir bacağını ateşe sokarak yakmışlardır. * Yine bu köyde Ermeniler birçok Türk çocuğunu tezek yığınları arasına koyduktan sonra tezekleri ateşlemişler; bu zavallı masum yavruları diri diri yakmışlardır ki, durum yerinde yapılan inceleme sonucu kalıntılardan anlaşılmıştır. * Bir çocuğumu, gözümün önünde koyun boğazlar gibi boğazladılar. Bir Ermeni, komşumuz Firdevs hanımın oğlunu ayağının altına alıp, iki bacağından ayırarak iki parça edip şehit etti. Ermeniler o kadar çok Müslüman boğazladılar ki, akan kanlar koskoca tandırları doldurdu. En son Rus ordusunda vazifeli bir Tatar bu korkunç faciaya son verdi. * Ermeniler, esir ettikleri Müslüman kadınları iki sıra halinde aralarına alıp türkü söyleyerek, tef çalarak götürüyorlar; ikide bir; "Korkmayın sizi Van valisi Cevdet Paşa'ya götürüyoruz Cevdet paşa size pilâv ikram edecek!" diyorlardı. Sonra koro halinde: "Cevdet Paşa et temâşa / Gelinlerin oldu matuşka! (fahişe demek)" diyorlardı. * Ermeniler, bir sabah köyümüzü ateşe tuttular. Zeve'de toplanmış Müslümanlar, cephaneleri bitinceye kadar köyü müdafaa ettiler. Türklerin cephaneleri bitince Ermeniler köye girdiler. Korkunç facia bundan sonra başladı. Önce Ermenilerle kardeş olduğunu söyleyerek halkın göç etmesine engel olan Süleyman Çavuş'u yakalayıp, korkunç şekilde şehit ettiler. Ermeniler, hamile kadınların karnını yırtıp çıkardıkları çocukları süngülerinin ucuna takarak annelerine gösterdiler.* Kızların ve kadınların kollarındaki bilezikleri almak için çok kolay bir usul buldular. Kasaturalarıyla kızların ve kadınların kollarını kesiyor, sonra bilezik ve yüzükleri çıkarıyorlardı."Van'daki Ermeni katliamının üssü Akdamar Kilisesidir. Bu kilisede, katlimlar sonrası yapılan armalarda pek çok silah ve kesici alet bulunmuştur. Türk soykırımını gerçekleştiren silahlar buaradan sevlk edilmiştir.Sayın Ertuğrul Günay, "hiçbir şey olamamış gibi işte bu kiliseye trilyonlar aktararak açtırmış, Van'daki Türk soykırımını görmezden gelmiştir.Leman Alp isimli öğretmenin feryadını da aktaralım:"Van gölündeki Akdamar Adası''ndaki kilisenin tamir edilmesine de isyan eden Leman öğretmen... Ermeniler şehre gelerek genç kızlara ve kadınlara sizi kurtaracağız dedi. Ardından kadınları alarak Akdamar adasına götürdüler. Burada Türk kadınlarına tecavüz etmeye kalkıştılar ve Türk kadını namusunu kurtarmak için kendilerini göle atarak intihar ettiler. O adada ve gölde onların hatırası var. 2000 yılında Van Valiliğine yazı yazarak o namuslu kadınların anısına adaya bir anıt dikilmesini teklif ettim. Eski Van kayıtları çıkartılarak, intihar eden kadınların isimlerini bulalım anıtın yan tarafına isimleri yazalım bir kenarına da burada şu tarihte Ermeniler tarafından şu kadar genç kız tecavüze uğradı ve intihar etti, diye yazalım dedik. Oraya anıt dikileceğine kilise açılıyor." (11.2.2005 - Yeniçağ)Sayın Kültür bakanı Van'da Ermenilerin yaptığı soykırımın merkez üssü olan Akdamar'ı kahraman edası ile açarken Sırpların yaptığı soykırımı 'normal karşılayan' Kusturica'ya tepki gösterip Altın Portakal'a katılmaması çok da samimi gelmiyor bana.