Eşkıyanın elindeki insanlar nasıl geri alınacak?

Terör örgütü metropollerde nasıl gösteri yapabiliyor?Bu gösterilere halk yığınlarını toparlama gücünü nereden buluyor?İnsanlar neye alet olduklarını düşünmeden niçin eşkıyanın gösterilerine katılıyor?Şüphesiz bu sorular daha da artabilir.Militanlar provoke ettikleri insanları meydanlara yığıp kendileri kenara çekilip olayların büyümesini izliyorlar. Olaylara müdahale eden güvenlik güçleri ise kadınlar ve çocukların çoğunluğunu oluşturduğu bir toplulukla karşı karşıya kalıyor. Sonra dünyaya servis edilen fotoğraflarda Türkiye'de güvenlik güçlerinin çocuklara ve kadınlara şiddet uyguladığı iddia ediliyor. Terörün siyasi uzantılarının dile getirmeye başladıkları "soykırım" lafları da bu bağlamda değerlendirilmelidir.Bu durum tespitinden sonra terörün insanları gösterilere katılmak için nasıl kandırdığını ve terörün bu hain oyununa nasıl engel olunabileceğini irdeleyelim.Behiç Kılıç, birkaç gün önce kaleme aldığı bir yazısında terörün bu oyununu şöyle dile getirdi:"Terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu'dan yoksul insanları, kendisi için stratejik önem verdiği yerleşim merkezlerine taşıyor, şehir varoşlarında, gecekondu semtlerinde iskân ediyordu. (Tarım göçü de onların kontrolündeydi) Bu insanlar, kadın ve çocuklar gösterilerin insan gücü olarak adeta istihdam ediliyor, karşılığında kendilerine boğaz tokluğuna maddi karşılıklar sağlanıyordu. Kadınlar, gösteri militanı, çocuklar bütün kapkaç-uyuşturucu vs suçların potansiyel elemanlarıydılar ve bütün bunların sebebi, yıllar ve yıllarca vatandaşın sahipsiz kalarak eşkıya çetesinden umar bekler hale gelmesindeydi. Ve bugün eşkıyanın elindeki en büyük silah budur: Ele geçirdiği vatandaşın gücü." İşte böyle diyor yazar, "eşkıyanın elindeki en büyük güç, ele geçirdiği vatandaşın gücüdür."Maalesef bugüne kadar iş başına gelen çözümsüz hükümetler yüzünden insanlarımız terör örgütünün 5-10 YTL'sine muhtaç hale getirilmiştir. Bu fırsatı yıllardır değerlendiren terör örgütü şiddetini artıracak ortam ve zemin bulmakta hiç zorlanmamıştır. Gidişata bakılınca çözüm bulunmazsa milletimizi çok kötü günlerin beklediği anlaşılmaktadır.Sorunu bu noktalara taşıyan hükümetin bu konuda hiçbir çözümü olmadığını söylemeye gerek yoktur sanırım. Ana muhalefet partisi CHP de çözümsüzlük konusunda hükümetten farklı değil. MHP desen, bölücü başını İmralı oteline yerleştirenlerin ortağı değil miydi? Partilerin sabıkalarını bir tarafa bırakıp, günümüzde teröre bir çözümlerinin olup olmadığına baktığımızda yine aynı çözümsüzlük manzarasıyla karşılaşıyoruz.Peki, çözüm ne?Kabul etsek de etmesek de terör konusuna Türkiye'de çözüm üreten tek bir parti ve lider var. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ve Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka hiç kimse teröre karşı çare üretemiyor.BTP'nin teröre getirdiği çözümün ne olduğunu çözümün sahibinden yani Prof. Dr. Haydar Baş'tan okuyalım. "Her Türk vatandaşına verilecek 500 YTL vatandaşlık maaşı projelerimizin ilkini oluşturmaktadır. Bunun ortaya konulmasının sebebi Güneydoğu probleminin hallidir. Her Türk vatandaşına 500 YTL vatandaşlık maaşı bağlayacağız. Her kadına işçi statüsünde 500 YTL ev hanımı maaşı bağlayacağız. O anne ve baba çocuğunu dağa çıkartır mı? Demez mi ki, oğlum in aşağı, adam ol ve maaşını al. Devletimiz bize babalık yapıyor, ekmek teknemizi devirme? Devirirsen sütümüz sana haram olsun? Demez mi? Der, diyecek. O zaman dağda kimse kalamaz" Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'nde ayrıntılarıyla yer verdiği "Vatandaşlık Maaşı" projesi, işte terörün 5-10 YTL'ye insanımız kandırıp kendi safına çekmesinin önüne geçebilecek tek formüldür. Ancak bu proje uygulanırsa ele geçirdiği insan gücü terörün elinden alınabilir.Bu çözümle birlikte terör bitecek, devlet ve millet güçlenecektir.