Dün, diyalog sofralarında Vatikan'ın misyonunu icra etmekle övünen zatın ve kadrosunun bugün içine düştüğü durum çok ibret verici. İktidar tarafından devleti ele geçirmek için paralel bir yapı kurmakla, hükümeti ve devleti yıkmaya teşebbüs etmekle suçlanıyorlar. Fethullah cemaatinin faaliyetlerinin devletin ulusal güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu görerek dava açmak için iddianame hazırlayan savcıların başına Nuh Mete Yüksel geliyordu.1999/420 hazırlık numarası ile hazırlanan iddianamede Fethullah cemaatinin tarihsel gelişimi, Nurculuk da içine alınacak şekilde geniş bir biçimde analiz ediliyor ve hukuki durum tespitinde şu bilgilere yer veriliyordu:"3713 tarihli Terörle Mücadele Kanunu'nun 1.maddesinde şöyle deniliyor: 'Terör, baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yollarından biri ile Anayasada belirtilmiş Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devleti'nin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemdir. Fethullah Gülen'in oluşturduğu örgüt, yukarıda izah olunduğu gibi devletin laik yapısını yıkmak amacıyla kurulmuş olup, istişare kurulu, bölge imamları, şehir imamları, semt imamları, ev imamları gibi illegal yapılanmayla bütün ülkeyi bir ağ gibi sarmıştır. Yine bu illegal yapılanmaya bağlı olarak yurt içinde ve yurt dışında legal görünüşlü şirket, okul ve vakıflara sahip bulunmaktadır. Bu legal ve illegal yapılanması ile büyük ve güçlü görünüm arz eden örgüt halk üzerinde bir manevi cebir ve baskı yaratmaktadır.Bu itibarla örgütün 3713 sayılı kanunun 1. maddesi delaletiyle ve aynı kanunun 7. maddesi kapsamında ele alınması gerekmektedir.'Nuh Mete Yüksel'in bu iddianamesi hâkim önüne gelir gelmez bomba patladı. Savcı Bey'in hakkında uygunsuz bir kaseti olduğu iddiaları ortaya atıldı. Birilerindeki kaset arşivi anında devreye girmişti.Oysa iddianame çok sağlamdı. Bugün Erdoğan'ın ve kadrosunun dediklerinden çok fazlasını "delilleriyle" ortaya koyuyor, cemaati yasa dışı örgüt olarak suçluyor, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya çalıştıklarını bir bir anlatıyordu.Dün, Nuh Mete Yüksel'e "laik dinsiz savcı, İslam düşmanı, Müslüman düşmanı" diye hakaret eden yandaş medyanın utanmazları, bugün "cemaat, devleti ele geçirmek istiyordu, darbe peşindeydiler, hakkında kırmızı bülten çıkartılan hocaefendi yakında Türkiye'ye getirilecek" diye sevinç çığlıkları atıyor.Nuh Mete Yüksel'in bile ötesine geçtiler!Ahlak, erdem ve hukukun olmadığı bir ülkede, her şey sadece ve sadece menfaatlere göre şekillenince bu kör gözlüler 14 sene sonra gerçekleri görmeye başladılar.